3.3

167 31 7
                                    

Muggle giysileri ile dikkat çekmeden dışarı geri çıkan Arthur Amca ve Kingsley sonrasında ikimiz de odamıza geri çıkmış, düşünüyorduk.

"Dursley'ler bir değişik. Sen geldiğinden mi bilmiyorum - ama daha kabalardı." Omuz silktim. "Bilmiyorum Harry."

Duşa girdim ve çıktıktan sonra burada sihir kullanamayacağımızı hatırlayarak kendi kendime sövdüm ve saçımı kurutma makinesi ile kuruttum.

Son günlerde böyle bazı olaylar yaşamıştım, maalesef.

Can sıkıntısından ölmemek için birkaç dakika eski günlüğümü kurcalamaya karar verdim, fakat bu bile beni rahatlatmayınca günlüğü kapatıp arkama yaslandım. İç çektiğimde Harry yatağın ucuna, yanıma oturdu. "Neye bakıyorsun?"

"Eski günlüklerime." Gülümsedi. "Ben kendiminkileri bulamadım. Sadece fotoğraflar."

Gülerek kutuyu tekrar açtım, "Sana birkaç fotoğraf göstermemi ister misin?"

"Tabii ki," Dedi. Yanıma daha da yaklaştı ve kutunun içinden fotoğraf seçmeye başladık.

***

Aşağı inip Harry ile yemeğe yardımcı olurken tencereyi masaya taşıdım. Petunia Hala'nın içeriye telefon açmaya gitmesini fırsat bilerek hızla asamı çıkardım ve yemeği eşit bir şekilde tabaklara dağıttım. Harry gülerek yanımdaki sandalyeye oturdu. Tencereyi tezgaha geri götürerek saçımı beceriksizce topladım ve Harry'nin yanına oturdum.

Birkaç dakika sonra herkes sofradayken Petunia hala çatalını tabağının yanına bırakarak bana döndü.

"Logan'ı aradım. Sizi almaya gelecek, artık onunla kalacaksınız."

Yemeğin boğazımda takıldığını hissettim. Öksürerek suyumdan içtiğimde Harry kaşlarını çatmış Petunia Hala'ya bakıyordu.

"Logan kim?" Dedim. Babam olma şansı yoktu.

"Kim olabilir sence, Linda? Baban tabii ki." Dedi dalga geçiyormuşum gibi bana bakarken.

Gülmeye başladım. "Şakalar komik olur, Petunia Hala. Ve bu komik değil."

Kaşlarını çattı. "Daha az önce babanla telefonda konuştum Linda, saçmalık."

Harry elindeki kaşığı tabağa bıraktı, "Nasıl yani?"

"Gelen adamlar sizin için fazlasıyla güvenlik sağlamamız gerektiğinden bahsettiler. Biz bu sorumluluğu almayacağız ve kendimizi öldürtmeyeceğiz. Logan sizin gibi olduğu için bu işlerden daha iyi anlıyordur hem." Son cümlesinin üzerine küstahça bastırmıştı.

Her şey donmuştu. Etraf, düşüncelerim. Her şey sessizleşmişti sanki birden.

Sessizlik içerisinde geçen birkaç dakika sonrasında kapı çaldığında boğazıma bir yumru oturmuştu. Dalga geçiyordu. Komik değildi.

Dudley yemeğine devam ederken Vernon enişte bir Harry'e bir bana bakıyordu.

Petunia'nın boğuk "Hoş geldin Logan." Sesi ile gözlerimin yandığını hissettim. Yaptıkları şaka dozunu aşmıştı.

Sonuçta, o babam olamazdı, değil mi? Başka bir Logan'dı.

Önümdeki yemek beklemekten dolayı buz gibi olmuştu ve olanlardan dolayı midemin bulandığını hissediyordum. Harry'e döndüm, "Şaka yapıyorlar, değil mi?"

"Bilmiyorum.." Dedi kapıya doğru bakarken. O da en az benim kadar şaşkındı.

"Merhaba Petunia. Uzun zaman oldu," Kulağıma ilişen bir adamın sesi ile kaşlarımı çattım. "Linda'ya geleceğimi söylemiş miydim? Çocuklar nerede?" Dedi kısık bir sesle.

𝐉𝐔𝐒𝐓 𝐅𝐑𝐈𝐄𝐍𝐃𝐒, cedric diggoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin