0.8

734 77 23
                                    

Odamın ufak balkonunun kapısını açmış, soğuk havayı umursamadan uçuşan tüle ara sıra bakıyordum. Yatağımda oturup defterime Oliver'a nefretimi kusmakla meşguldüm. Kendi kendime notlar veya bir şeyler yazmak beni rahatlatıyordu. Bu da benim rahatlama yöntemim gibi bir şeydi.

Son kelime olarak "Senden nefret ediyorum, Oliver Wood." yazmıştım. Kapı tıklandığında donduğumu farkederek üzerime hırkamı geçirdim.

Hızla hırkanın fermuarını çektikten sonra sinirden titreyen ellerimle notun üstünü karalayıp kağıdı yırttım ve attım.

Ayağa kalkıp aynada karanlıkta kendime görebildiğim kadarıyla baktım. Ciddi anlamda dağınık ve garip duran topuzum, uzun tişörtüm üzerine hırkam ve eşofmanımı umursamayarak kapıya ilerledim.

Kapıyı açtım. "Merlin!" Arkamı döndüm. Afallamış bir biçimde "Ne oldu?" Dedi. "Sadece çok yanlış zamanlarda geliyorsun." Elim ile içeriyi işaret ettim. "Gel," Şaşkınlıkla içeri girdi.

Kapıyı kapattı. Susan arkadaşı Hannah ile onun odasında takıldığı için şimdilik bizim odamızda tek başımaydım.

"Gerçekten donmuyor musun?" Omuz silktim. "20 saniye öncesine kadar üşüdüğümün farkında değildim. Artık üşümüyorum ama sen donuyorsan kapatabilirsin." Cedric odadaki iki kişilik koltuğa geçerken ben beklemesi amaçlı el işareti yaptım ve banyoya ilerledim.

Saçımı açıp aceleyle taradım ve daha düzgün bir topuz yaptım. Şu halimle beni görse korkacağından çatlamış dudağıma nemlendiricimi sürdüm ve daha fazla oyalanmadan odaya geri geçtim.

"Sonunda." Gözlerimi devirdim ve yanına oturdum. Bir kaç saniye sessiz sessiz bana bakınca "Ee?" Dedim. "Ee ne?"

"Cedric, boş boş beni izlemeye gelmedin herhalde." Afallamış bir şekilde boğazını temizledi.

"Sadece nasıl olduğunu merak ettim. Geçen akşamdan sonra," Ellerimi birleştirip gülümseyerek "İyiyim, düşünmen bile beni mutlu etti. Teşekkür ederim Ced."

Gülümseyerek "Sorun değil Linda, sadece merak ettim." Dedi. Boş boş yerlere bakarken Cedric'e dönüp "Senin Cho ile aran nasıl?"

"Sanırım ayrılmak üzereyiz." Dedi. Elimle ağzımı kapatıp "Cedric, gerçekten çok üzgünüm." Omuz silkip "Boşver, zaten biraz fazla anlaşmazlık yaşıyorduk." Elini ensesine götürdü.

"İyi akşamlar o zaman," Ayağa kalktı. "Gidiyor musun?" Dediğimde gülerek "Kalmamı mı istiyorsun?" Gülümsemesi sırıtmaya dönerken "Yani, bu geceyi seninle geçirmek fena olmazdı."

"Cedric!" Elimi yüzüme kapattığımda kıkırdıyordu. "Dertleşmek açısında demiştim." Dedi.

"Dertleşmek istediğin zaman haber verebilirsin, seni dinlerim." Tebessüm ederek "Biliyorum, sen de aynı şekilde Linda. Dediğim gibi."

Kapıya ilerledi, "Kendine dikkat et, Lin."

"İyi akşamlar Cedric."

***

Tekrar sessiz bir yemek öncesinde boş boş etrafa bakıyordum; arada bir Hermione, Harry ve Ron'un konuşmalarını da dinliyordum. Susan Hannah ile oturduğu için bugün Harry, Ron ve Mione ile oturmanın iyi bir fikir olacağını düşünmüştüm. Tek doğru düzgün arkadaşlarım onlardı zaten.

𝐉𝐔𝐒𝐓 𝐅𝐑𝐈𝐄𝐍𝐃𝐒, cedric diggoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin