"Jisung hediyeleri almayı unutma. Changbin çık artık şu mutfaktan! Yemekten yeni kalktık. Seungmin bırak şu kitabı çıkmamız gerek."En büyüklerinin iki katlı evlerinin her odasında yankılanan sesiyle göz devirdi Seungmin. Niye bu kadar panik yapıyordu ki?
" Geldik hyung. "
En sonunda Jisung'un da gelmesiyle nihayet evden çıktılar.
Pekte uzak sayılmayan eve geldiklerinde kulağına dolan müzik sesiyle kıpırdanmaya başladı Jisung. Eğlenmeyi severdi.
Chan onun bu haline gülüp kapıyı çaldığında yüzünde kocaman bir gülümseme olan Yunho karşıladı onları.
"Hoş geldiniz millet. Sizi bekliyorduk. Herkes içeride. Kendinize oturacak bir yer bulun. Ben de içecek bir şeyler getireyim."
"Teşekkürler Yunho."
Yunho'nun enerjik tavrı hepsini gülümsetirken içeriye ilerlediler.
Seungmin yanında durduğu Jisung'a biraz daha yanaşırken büyük olan hemen kendinden uzun bedenin koluna girdi.
"Gergin misin Minnie? İstersen önce senin için içerisini kontrol edebilirim."
Seungmin sincap suratlı arkadaşının bu haline gülümsedi.
"İyiyim Hanji. Sorun yok. Hadi girelim." dedikten sonra önlerinden ilerleyen hyunglarını takip etti ikili.
Salona girdiklerinde Felix'in arkadaşları ve Yeosang dışında kimse olmamasıyla biraz rahatladı Seungmin.
Woo, Seonghwa, Yeosang ve Jongho ile zaten oldukça yakınlardı. Ekibin kalanıyla da muhabbetleri vardı.
Yeo onlara selam verip son hazırlıklar için arka bahçeyi kontrol etmeye gittiğinde gözleri Felix'in yanında oturan bedeni buldu Seungminin. Hyunglarının ardından onlara doğru ilerlerken gülümsedi.
Ona doğru ilerleyen çocuğa aynı şekilde karşılık verirken heyecanlandığını hissetmişti Hyunjin ise.
Buraya geleli yaklaşık yarım saat oluyordu ve bu süre içerisinde gözleri hep kapıdaydı. Nasıl yapacaktı bilmiyordu fakat bu gece bir şekilde Seungmin ile yalnız kalıp konuşmalıydı.
"Selam millet." diyerek karşı koltuklarına oturan Chan'a Minho hariç herkes selam verdi. Şuan salonda onlar ve Felix'in arkadaşları dışında kimse yoktu.
"Nerede kaldınız? Changbin yarım saat önce çıkıyoruz demişti."
Felix'in dediği şeyle kaşlarını çatıp Changbin'e baktı Chan.
"Sevgilinin yarım saat tıkınmasını bekledik."
"Yarım saat boyunca 'bir sayfa daha okuyayım, bir sayfa daha okuyayım' diye diye kitabı bitiren Seungmin'e neden bir şey denmiyor?" diye homurdanan Hyunguna göz devirdi Seungmin.
"Sen benimle bir misin sence?"
İkilinin alışıldık tartışması başlamadan araya girdi Felix;
"Her neyse, resmi olarak tanışmadınız değil mi? Millet bunlar benim en yakın arkadaşlarım Hyunjin ve Jeongin. Minho hyungu zaten biliyorsunuzdur. Bunlar da Jisung ve Seungmin. Hyunjin ve benimle yaşıtlar. Chan hyung ve Changbini zaten tanıyorsunuz."
Herkes yeni tanışmanın verdiği hafif gerginlikle memnun olduklarına dair bir şeyler gevelerken Felix'in yüzü düşmüştü.
Changbin ise sevgilisine kıyamayıp sohbet açmak amacıyla ortaya bir konu attı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Art - Hyunmin (Stray Kids)
FanficGüzel Sanatlar fakültesi fotoğrafçılık bölümünün gözde öğrencisi Hwang Hyunjin, uzun zamandır ortaya çıkardığı eserlerden tatmin olmuyordur. İlhamını ve yeteneğini kaybettiğini düşündüğü sırada tesadüfen objektifine yakalanan bir yüz her şeyi tersin...