"Bir yere çarptığını kolundaki morluğu görünce anlıyorsun bazen. Nereye vurduğunu dahi hatırlamıyorsun. Bir yere mi vurdun o bile şüpheli. Ama mosmor olmuş işte. Acıtmış, çürütmüş, fark etmemişsin.
Biraz böyle hissediyorum kendimi son zamanlarda. Bir sızım var inceden. Unutmuşum. Fark etmemişim. Ama geçmemiş. "
Anlayışla baktı Bay Chae genç danışanına. Aylar sonra kendini bu denli rahat anlatışı onu sevindiriyordu. Yine de bunca çabadan sonra başa dönme hissi belli etmese de orta yaşlı doktoru tedirgin etmiyor değildi.
" Peki.. Bunların onunla ilgili olduğunu mu düşünüyorsun? Hyunjinle?"
Hafifçe gözlerini kaçırdı Seungmin.
"Bilmiyorum.. Bunu tümüyle reddedemem. Hyunjin'in bana hissettirdiklerini seviyorum. Ama hissettiremedikleri.. Bunlar beni rahatsız ediyor."
"Ona güvenmiyorsun?"
"Güven kelimesi ne kadar doğru bilmiyorum. Bana duygusal olarak sadık kalacağını biliyorum. Buna inanıyorum..
Ama Hyunjin.. O çok dengesiz.. Bana olan duygularının içten olduğunu hissediyorum. Ama düşünceleri..
Bir gün bana dünyanın en özel insanıymışım, bensiz yapamazmış gibi davranırken, hatta bunları söylerken başka bir an sadece öylesine biriymişim gibi hareket ediyor. Sanki benim yanımda olmak onun için bir zorunlulukmuş gibi.
Jeju'da, ona şans verdiğim gece gerçekten bulutların üzerinde hissettirmişti bana kendimi. Ama ardından gelen günler..
Jisung çocuksu takıntısıyla aramıza girmeye başladığında Hyunjin de beni görmezden gelmeye başladı. En azından ben böyle hissettim. "
" Jisung'a kızdın mı? Aranıza girdiği için yani. "
En yakın arkadaşının çocuksu halleri ve kendisine olan düşkünlüğü aklına geldiğinde gülümsedi Seungmin.
" Hayır. Hayatımın hiç bir döneminde Jisung'a gerçek anlamda öfkelenmedim. Aramızdaki bağ diğer insanların hatta hyungların bile düşündüğünün çok ötesinde.
Jisung benim için bir dost bir kardeşten çok daha farklı. O sanki.. Benim ruhumu korumak için gönderilmiş biri.
Onun için de farklı olduğunu düşünmüyorum. "" Aranızdaki bağ çok özel. Onu anlatırken gözlerin dahi gülüyor. "
Kıkırdadı bu kez genç olan.
" Öyle. "
" Hyunjin'e dönelim. Ona karşı tüm bu olumsuzluklar dışında ne hissediyorsun? "
" Hyunjin.. Benim için hiç bilmediğim bir ev gibi. Dışarıdan baktığımda oldukça soğuk fakat göz alıcı duruyor.
Henüz içine giremediğimi düşünüyorum. Bir kapının eşiğindeyim. İçerisi beni korkutuyor. Ama aynı zamanda sıcacık hissettiriyor.
Duvarlarında bir kaç çatlak gördüm. Dahası da olduğuna eminim. Ama yine de içeri girme istediğimi bastıramıyorum.
Dahası bu istek giderek ihtiyaç halini alıyor. "" Onu seviyorsun? "
" Sevgi ya da hoşlantı. Bunlar benim için tarifi olmayan kelimeler. Hyunjin'i görmek istiyorum. Gerçek olanı.
Çok farklı Hyunjinler gördüm. Bencil, nazik, soğuk, neşeli, sevgi dolu, hırslı.. "
" Hyunjin seni korkutuyor mu? Ya da onunla birlikte olmak? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Art - Hyunmin (Stray Kids)
FanfictionGüzel Sanatlar fakültesi fotoğrafçılık bölümünün gözde öğrencisi Hwang Hyunjin, uzun zamandır ortaya çıkardığı eserlerden tatmin olmuyordur. İlhamını ve yeteneğini kaybettiğini düşündüğü sırada tesadüfen objektifine yakalanan bir yüz her şeyi tersin...