"Minnie, Jeongin öğle yemeğini birlikte yemeyi teklif etti. Bizimle yese bir sorun olur mu?" diyen arkadaşına döndü Seungmin.Partiden beri - ki bu 2 gün falan oluyordu- sürekli Jeongin ile mesajlaşıyorlar ya da birlikte oyun oynuyorlardı.
Jisung sıcakkanlı ve girişken biriydi. Yine de ilk kez biriyle bu kadar kısa sürede bu denli yakınlaşıyordu. Bunu garip bulsa da bir şey demedi Seungmin. Sincap mutluysa köpüş mutluydu.
"Öğlende Hyunjin ile buluşacağımı söylemiştim Jisung. Geç kalmazsa hep birlikte yiyebiliriz sanırım."
Kaşlarını çattı Jisung. Bunu unutmuştu. Seungmin'in Hyunjinle yakın olmasını istemiyordu. Evet belki bu bir ön yargıydı fakat umurunda değildi. Seungmin her şeyden önce geliyordu. Hyungları gibi o da arkadaşının üstüne fazlaca düşüyordu. Çünkü onun ne kadar zorlandığını en iyi bilenlerden biriydi. Belki de en iyisi.
"Bu fikre hala karşıyım Seung. Hiç tanımadığın bir adam seninle bu kadar önemli ne konuşabilir ki?"
Göz devirdi küçük olan.
"Gidip öğreneceğim işte Jisung. Bu kadar endişeli olma. O Felix'in arkadaşı. Beni yiyecek hali yok ya." derken çoktan sözleştikleri yere yaklaşmışlardı.
Süz havuzunun yanındaki çardakta oturan Jeongin ve Hyunjin'i gördüklerinde gülümseyerek yanlarına oturdular.
" Selam. "
" Selam. "
" Selam Seungmin hyung. Nasılsın? "
" İyiyim Jeongin-ah. Sen? "
" Kötüyüm. Sabahtan beri Hyunjin hyungu çekiyorum. Yalvarırım başımdan al şunu." diyen küçüğe kahkaha attı ve Jisung'u gösterdi Seungmin.
"Aynı durumdayız. Sen onu alırsan ben de Hyunjin'i alırım."
Jisung buna göz devirirken Jeongin mutlulukla ayaklandı.
"Kabul."deyip Jisung'un kolunu kavradığı gibi çekiştirmeye başladığında büyük olan bir şey diyemeden ayaklandı.
Nihayet yalnız kaldıklarında Hyunjin küçük bir nefes aldı.
" Aç mısın Seungmin? Önce bir şeyler yemek ister misin?"
"Aslında pek aç değilim. Önce konuşsak? Kabalık etmek istemem ama gerçekten merak ediyorum. Biraz gerildim."
Hyunjin karşısındaki bedenin çocuksu ifadeyle kurduğu cümleye gülümsedi. O gerçekten sevimliydi.
"Pekala. Aslında lafa nasıl gireceğimi bilmiyorum. Tüm haftasonu kafamın içinde bunun provasını yaptım. Ve.. Hala aynı yerdeyim." deyip tekrar güldüğünde Seungmin de ona eşlik etti.
"Rahat olabilirsin Hyunjin. Ve direkt söylemeni tercih ederim. Merakım giderek artıyor."
"O halde hemen konuya girip en başından özet geçeceğim.
3 ay sonra katılmam gereken bir fotoğraf yarışması var. Uzun bir süredir buna hazırlanıyorum. Neredeyse 1 yıldır. Benim için çok önemli. Kendi ayaklarım üzerinde durabilmem için çok büyük bir fırsat. Bunun için çok çalıştım.
Fakat bir kaç aydır nedenini bilmediğim bir şekilde ilhamımı kaybettim. Yani en azından öyle düşünüyordum. Çektiğim hiç bir fotoğraf beni tatmin etmiyordu. Bir süre sonra elime makinemi bile almak istemeyecek hale geldim.
Taki geçen cumaya kadar. Cuma sabahı tuhaf bir şekilde elim eski makineme gitti. Bunun bir işaret olduğunu düşünüp biraz sokakta gezindim. Bir kaç poz fotoğraf çektim. Ama değişen bir şey yoktu. Hala iyi hissetmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're Art - Hyunmin (Stray Kids)
Fiksi PenggemarGüzel Sanatlar fakültesi fotoğrafçılık bölümünün gözde öğrencisi Hwang Hyunjin, uzun zamandır ortaya çıkardığı eserlerden tatmin olmuyordur. İlhamını ve yeteneğini kaybettiğini düşündüğü sırada tesadüfen objektifine yakalanan bir yüz her şeyi tersin...