꧁꧂
Sasha Verston'ın ayakkabıları ayağını çok acıtıyordu. Bu ayakkabıları perşembe günü serçe parmağını zorlamasına rağmen almıştı. Üstelik 150pound, yani maaşının dörtte birini ödeyerek
Sasha ayaklarını alıştırmak için bu işkence aleti olan ayakkabıları akşam yemeğini ve kahvaltısını hazırlarken giyinmiştiKendi işinin sahibi olan kadın pazar günü işe giden kimse olmamasına rağmen ofisten Cumartesi günü almayı unuttuğu dosyaları almak için yola çıkmıştı ve aynı ayakkabılar ayağındaydı
Halbuki sekizinci kattaki ofisinde, hatta tüm binada kimsenin olmadığını biliyorduAyaklarını pazartesi gününe alıştırması gerekiyordu, şirkete girdiğinde topuğun tıkırtısı ile işe yeni başlayan hesap Yöneticisinin önünden geçmeyi planlıyordu adamın spor arabası ve harika bir poposu vardı
Yüksek topuklar sasha'nın bacaklarını muhteşem gösteriyordu. Ama şimdi aynı topuklu ayakkabılar ile koşmak zorundaydı. Hayatını kurtarmak için durmadan koşmak zorundaydı
Topukluların tıkırtısı merdiven boşluğunda çınlarken hem gözü dönmüş bir katil tarafından kovalanma korkusunu yaşıyor hemde tüm umutsuzluğuyla işe kot, kazak ve spor ayakkabıları ile gelmiş olmayı diliyordu
Çünkü şu anda ayakkabıları ölümle yaşam arasındaki ince çizgi için büyük anlam ifade ediyordu..Sabah kadın elinde alması gereken dosyalarla beraber asansöre ilerlerken bir adamın asansörün önünde dikildiğini gördü
Hem şaşırmış hemde biraz korkmuştu Londra'nın ortasında, güpegündüz ne olabilirdi ki?
Ofiste yalnız olduğunu düşünüyordu ve karşısındaki adam kesinlikle onun çalışanlarından biri değildiBöyle yakışıklı bir yüzü asla unutmazdı, sarışın karışık saçları yemyeşil gözleri ve çilleri o kadar güzeldi ki siyah pantolonun içine koyduğu siyah boğazlısının üzerine giyindiği siyah ceketiyle kendisine gülümsüyordu
Biraz daha yakınlaşınca uzun kirpiklerinin düşen gölgelerinde kaybolur gibi oldu yanağının sağ tarafındaki gamzesiyle yaslandığı yerden doğruldu
"Merhaba.." dedi Sasha "yardımcı olabilir miyim? Kimsiniz?"
"Ben senin dostunum" dedi, ses tonu görünüşünden daha hoştu "ben vahşi değilim"
"Anlayamadım.." o sırada adam cevabını siyah deri eldivenli elini ceketinin cebine sokup bir bıçak çıkartarak verdi
Sasha daha önce böyle bir durumla hiç bir arada kalmamıştı ama ne yapması gerektiği ile ilgili tereddütü yalnızca birkaç saniye sürdü
İlk başta bir adım geriledi ve adam asansörün önünde durduğu için merdivenlere yöneldi
Bağırmadı. Sesinin merdiven boşluğunda çaresizce yankılanması onu daha çok korkutmaktan başka bir ile yaramayacaktı
Panik yapmamaya düşünmeye çalışıyorduSasha Verston zeki bir kadındı, bu şirketi yanında kimse olmadan kurmuş ve tek başına bu hale getirmişti
Dengesini kaybedip düşmemek için siyah plastik bir malzemeyle kaplanmış tırabzanlara tutunarak, o lanet olası ayakkabılar ne kadar izin verirse o kadar hızlı koştuAltıncı katta biri olabilirdi, bir keresinde bu katın çalışanları arasında hafta sonu çalışmaktan nefret ettiğini söyleyen birini duymuştu
Sasha altıncı katın merdiven girişinde durdu, nefes nefeseydi
Katta biri olup olmadığını anlamak ve bir ses duyabilmek için nefesini tutup dinlemeye başladıHiç bir şey duyamadı, kimse yoktu. Belki o adam peşinden gelmiyordu, belki hiç kötü bir amacı olmayan sıradan bir adamdı diye düşündü ama yinede kendisini riske atamadı ve hızla giriş kata koşmaya başladı
Bir sonraki katta gelmeden ayağındaki ayakkabıları çıkarıp attı
böylesi daha iyiydi
Sasha sporcu değildi ama genç ve zayıftı, ayrıca o lanet ayakkabılar olmadan daha hızlıydı
Artık ritmini bulmuştu ayakları basamaklara neredeyse hiç değmiyordu, zıplayarak aynı anda 5basamak iniyor, sadece dönüşlerde tırabzanlardan destek alıyorduArkasında bir yerlerde bir kapının kapandığını duydu ama ses oldukça uzaktan geliyordu
O adama yakalanmayacaktı, kesinlikle kaçmayı başaracaktı!İnce çorapları yerde kayıyordu ama Sasha bunu hızlanmak için kullanmayı başarmıştı, işe yarıyordu! Artık her şey kontrol altındaydı
Koş, zıpla, kay, dön.. Koş, zıpla, kay, dön...
Sasha kendini bir korku filminde gibi hissediyordu ama yaşadığı korku bundan daha fazlaydı. Yine de sorun değildi, çünkü sonunda her şey yolunda girecekti.
şirket kapısına ilerlemek için merdivenlerin kapısını açmıştı ki gördüğü şeyle olduğu yerde kalakaldı
Çıkış kapısına yaslanmış oğlan dişlerini göstererek gülümsedi ve kafasını kaldırarak "Merhaba!" Diye selamladı kadını
Elindeki bıçakla..Lanet olsun! LANET OLSUN!!
onu sekizinci katta öldürebilirdi. Onu beşinci katta öldürebilirdi. Onu merdiven boşluğunda yakalayıp oracıkta öldürebilirdi. Ama adam hiç birini yapmamış ve Sasha'yı aptal bir koyun gibi buraya sürüklemişti
Pazartesi sabahı işe gelen ilk kişi kadının cansız bedenini görsün diye
"Cesur ol..." dedi adam "ben vahşi değilim" yüksek sesle konuşmamasına rağmen sesi boş mermer lobinin her yerini kaplıyor, dört bir yandan kadının kulaklarını dolduruyordu
Adam yerinden doğrularak kadına yaklaşmaya başladı
Sasha avazı çıktığı kadar bağırarak yardım istedi ama yeni özenle yapılmış bu binanın ruzsuz duvarları tüm sesi yutuyor ve geri vermiyordu"Seni cezalandırmak için gelmedim" dedi yeşil gözleri parlıyordu, daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi
Kadının karşısında durduğunda topuklularını çıkarmış kadın adamın göğüsüne geliyorduKadının kulağına eğilip "Seni kollarımda rahatça uyutmak için geldim" diye fısıldadı nazikçe, adam o kadar naifti ki hayatının son saniyesine kadar böyle bir adamın kendini gerçekten öldürebileceğine inanamadı, birileri gelip kendisini kurtarmalıydı. Böyle bitemezdi..
Ama olmadı, kimse onu kurtarmadı
Bıçak kadının tenine saplandı, kanı katilinin parmakları arasından akmaya başladıKadın ilk başta bir balık gibi çırpındı ama hemen kulağının yanından gelen adamın nefesi onu belinden naif bir şekilde kavrayan kolları arasında anladı, sakinleşti ve olması gerekeni yaptı, öldü..
Tüm güzelliğiyle kendini ölüme bıraktıAdam hafifçe doğrularak kadının yüzüne baktı, sarışın güzel kadın anlamlı gözleriyle son ana kadar katili olan bu melek yüzlü adamı inceledi ve son nefesini verdi
Katilin ruhunu doyurmak için, kendi ruhunu azat etti.
Katilin kalbi uzun sayılacak bir aradan sonra tekrar atmaya başladı, rahatlamıştı."Teşekkür ederim" dedi gülümseyerek kadının yüzünü avucunun arasına aldı, parmaklarındaki kan yüzüne bulaşırken uzanıp anlını onun anlına dayadı "teşekkür ederim..."
Bunu tekrar yapacaktı.
İstiyordu.
Buna ihtiyacı vardı.
Sabırsızlanıyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm ve Bakire/ Johnlock
FanfictionBenim bakirem bir sadakat bunalımı içinde. Sorgulamak, keşfetmek onun doğasında var. 𝐴𝑦𝑛𝚤 𝑠̧𝑒𝑘𝑖𝑙𝑑𝑒 𝑠̧𝑢̈𝑝ℎ𝑒𝑙𝑒𝑛𝑚𝑒𝑘 𝑑𝑒...