Hastane- B14

169 25 7
                                    


Mycroft gözlerini kardeşine çevirdi

İlk birkaç saniye duyduğu şeyi anlayamadı Sherlock "ne?" Diye fısıldadı yavaşça. Nabzı durmuştu
Ölüm hiç beklemediği bir anda vurmuştu

Çıkarımların canı cehennemeydi. Hiç bir şey düşünemiyordu, nasıl... nasıl olabilirdi?

Kendisini asla böyle bir şeye hazırlamamıştı. Hayatına John Watson olmadan devam etmek ne demek onu bile bilmiyordu

Titrek bir nefes alarak bir adım geriledi "yaşama şansı var" abisinin sesi dizlerinin üzerine düşmesini engelledi "nabzı durdu, elektro şok cihazının icadından haberinin olduğunu düşünüyorum"
Endişeliydi ama küçük kardeşini rahatlatması gerektiğinin farkındaydı

O giderse kardeşini bir daha toplayamazlardı. Geri dönüp dönmeyeceği belli değildi fakat...
John Watson'ın nabzı durmuştu

Sherlock derin bir nefes alarak kafasını arkaya yasladı... Şu an ölüme bir nefes kadar yakın olan oğlana gitmemesi için yalvardı

Çünkü o adam ölürse kendiside ölürdü.
O giderse... hayat kendisi için devam etmezdi.
Şu an John ölsede ölmesede o katili yakaladıklarında onu tutuklamakla içinin soğumayacağını biliyordu

"Sakın" dedi abisine dönerek "yakalanırsa ben görmeden hapisaneye göndermeyin"

"Öldüresin diye mi?"

"O kadar insanı öldürdükten sonra idam cezasına çarptırılacak zaten" dedi "kimin öldürdüğünün bir önemi var mı?"

"Acı çekmesini istiyorsan müebbet hapis daha iyi değil mi?" Diye sordu "ölüm hızlı bir kurtuluş olacaktır"

Cevap vermedi. Hayatta olduğu her an düşünebilecekti ve o siktiğimin aklından John'un bir daha geçmesini istemiyordu

Aradan ne kadar vakit geçti bilmiyordu 23:30gibi geldikleri hastanede bir süre sonra Mycroft ayrılmıştı
2saat mi geçmişti? Nabzının durduklarını söyledikten sonra bile bu kadar uzun kalmalarına bakılırsa kurtarmayı başarmışlardı

Ama hayati tehlike devam ediyor muydu? Kalıcı bir hasar var mıydı?
Derin bir nefes alıp ellerini saçlarına daldırdı.

Göz yaşı dökmeyeli kaç yıl olmuştu? Elinin tersiyle gözlerini silerek başını öne eğdi, ilk defa birisini kaybetmekten korktuğu için ağlıyordu

En kötüsü ise bunun bir son değil yalnızca Başlangıç olduğunu biliyordu. Katil kimliği ortaya çıktığına göre daha rahat olacaktı

Ruh hastası piçin ne istediğini anlamıyordu bile, John'a değer verdiğini düşünmüştü ama hangi insan değer verdiğine böyle bir şey yapardı?

Telefonu titrediğide irkilerek oraya döndü

Mycroft
Koridorda öylece oturmaya devam mı edeceksin yoksa buraya gelip kamera görüntülerini inceleyecek misin?

Ameliyattan çıksa bile bilincinin açılması ancak sabahı bulurdu. Burada durmak bir işe yaramayacaktı

Ayağa kalkıp abisinin yanına doğru yol almaya başladı. Siyah beyaz ekranda kıvırcık saçlı oğlanın John'a ilerlediği görülüyordu

Yerde yatan adamın yanından geçerken gözünü bile kırpmadan kafasına sıktığında gözlerini John'a çevirdi, herkes çığlıklara boğulurken kılını bile kıpırdatmamıştı
Aklından ne geçiyor senin?

Elindeki silahla oğlana doğru attığı her adım kendisini huzursuz ediyordu
Önünde durup elini yüzüne götürdüğünde sinirle dişlerini sıktı. Zarar verdikten sonra yaptığı şeyi kontrol filan mı ediyordu bu piç? John neden bu kadar tepkisizdi ? Elini ittirmeli veya bağırıp çağırmalıydı
En azından onun bildiği John öyle yapardı...

Mycroft oğlana gösterdiğine pişman olmalı mıydı bilmiyordu ama öfkesini körüklediğinin farkındaydı

Korktuğu şey katilin ölmesi filan değildi, nefsi müdafaa diyerek işin içinden çıkarabilirdi
Asıl korktuğu şey kardeşinin John Watson için göze alabilecekleriydi, görüntülülere bakılırsa adam sıska biri değildi yürüyüşündeki disiplinden bile dövüşmekte iyi olduğunu söyleyebilirdi ki kendisine bu kadar nefret dolu olan zeki vede güçlü birisini öldürmek kolay olmazdı
kardeşinin öfkesinden bunları düşünmediğinin farkındaydı

Duygular bu yüzden kaybeden tarafta olan şeylerdi, insanın düzgün düşünmesini engelliyordu. Derin bir nefes alarak kafasını arkasına yasladı... Sherlock Holmes gözetim altına alınmalıydı
...

Aradan 1 gün geçmesine rağmen John'u görememişlerdi... hayatı riski tam olarak geçmemişti ve ilk gün önemli olduğu için gözetim altına alınmıştı

2.gün akşama gelirken onu normal odaya almışlardı, bilinci açıldığında etrafında kimseyi göremedi
Birçok duyguyu aynı anda yaşıyordu

Döngüye girmiş durumdalardı... katilden kurtulmanın yolunu ararken geliyor her şeyi mahvedip kayboluyordu ve düzeltemeden tekrar aynı şeyler başa sarıyordu
Peki ama sen neden öylece oturup katilin seninle oynamasına izin veriyorsun?

Zihninden geçen ses o kadar yüksekti ki uzandığı yerden doğruldu, acı vücuduna yayılırken etrafına bakındı kanlı kıyafetleri orada duruyordu
İçeri giren hemşire ona şaşkınlıkla bakıp biraz azarlamıştı ama John'un aklı bambaşka bir yerde, başka planlar peşindeydi

kontrolü önce katilin, sonrada polislerin eline bırakmıştı
Ama polisler onu güvende tutmayı başaramıyordu.
Polisler katili yakalayamıyordu.
Polisler hiç bir işe yaramıyordu.

John hayatında ilk defa bir şeyin farkına vardı. Kimse beyaz atıyla gelip buna bir son vermeyecekti...
Bu işi tek başına halletmeliydi

Ölüm ve Bakire/ JohnlockHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin