Tarçınlı- B37

84 10 26
                                    

Az önce donduğunu söylerken şimdi üzerine bir sıcaklık çökmüştü, adamla aynı ortamda baş başa kalmak nefesini daraltıyordu
Evin Her yeri aşırı koyuydu, siyah, gri ve beyaz dışında renk göremiyordu "evdeki tek renkli şey benim sanırım" dedi gülümseyerek

Gerçi bu şaşırılacak bir şey değildi, gözleri bile annesinin veya Kardeşinin açık mavi gözlerinin aksine mavilikten griye evrimleşmiş gibiydi. Açık da olsa, soluk da olsa maviyi bile kabul etmemişti bedeni
Mycroft ceketini çıkartırken ona baktı "hayatımdaki tek renkli şeyde sensin"

Çakırkeyifliğin verdiği bir rahatlıkla gülerek ona baktı
"ben senin hayatında mıyım?"

Aklından ne geçiyordu bilmiyordu ama gözleri bir an kendi gözlerine sonrada önüne dönüp "en azından evindesin şu an, bu da bir şey." Yanına gelip boynundaki atkıyı çıkartıp ceketini astığı yere asarken "montunu da çıkar" dedi "uyumadan önce banyo filan etmek istiyor musun?"

"Uyumak istemiyorum" dedikten sonra duraksadı "aslında yeterince sorun çıkardım, uyusam daha iyi olabilir

"Saçmalama" dedi "ne yapmak istiyorsun ?"

"Kahve?"
Gecenin 12yi geçiyordu ve evde hizmetli var mı diye etrafa bakınırken adam aklını okumuş gibi "kimse yok" dediğinde duraksadı, kesin mutfağı bulmaya çalışsa kaybolurdu

"Sen yap?"
Sanırım 'Ben yaparım' demeliydi ama düşünmeden konuştuğunda garip bir sessizlik oluştu "yani ben hiçbir şeyin yerini bilmiyorum"

Mutfağa girdiklerinde Mycroft duraksadı "bende mutfak düzenini çok bilmiyorum" dediğinde ciddi olup olmadığını anlamak istercesine yüzüne bakmış ve hemen ardından gülmeye başlamıştı

"Kendi mutfağında ne olduğunu bilmiyor musun gerçekten?" Dediğinde Mycroft cevap vermeden dolapları karıştırmaya başladı, Greg yanında onu izlerken gördüğü şeyle gülümsedi
"sıcak çikolata mı o?"

"Evet" dedi ona dönerek "istiyor musun?"

Greg başını olumlu anlamda sallarken "sen içecek misin?" Diye sordu

"Çok tatlı" dediğinde Greg kaşlarını çattı
"Madem içmiyorsun neden mutfağında var?"

"Çalışanlardan biri içiyor herhalde" dedi "mutfağa alınan şeylerle ben ilgilenmiyorum"

Omuzlarını silkerek oturacak bir yer bakındığında dev gibi olan mutfağın köşesinde yuvarlak bir masada sandalyeler vardı ama adamdan uzaklaşmak istemediği için hemen arkasında duran tezgaha oturdu
"Kahve sevdiğini sanıyordum"

"Aslında sıcak çikolatayı daha çok severim" dedi "ama içmeme izin verilmediği için kahveye alıştım"

Küçüklüğünden mi bahsediyordu ?
"Sıcak çikolata yasağı mı? kulağa çok aptalca geliyor"

"Evet" dedi derin bir nefes vererek "babam kahve konusunda İngilterenin en büyük ukalasıydı"

"Herkes kahve sevecek diye bir şey yok" dedi "neden senin sıcak çikolata sevmen onun için bir problem olsun?"

"Kahve sevmememi anlamıyordu" dedi "kendisi bir kahve aşığıydı öğrencilik yıllarının çoğunu Seattle'da geçirmiş ve Espresso kültürüne alışmıştı, Kahve sevmeyen yada daha kötüsü Espresso'ya 'Ekspresso' diyen herkesi itici bulurdu"

"Asıl itici olan şey bu" diyerek elindeki fincanla kendisine döndü, oğlan fincanı bir an avuçlarının arasına almak istemiş ama yeni yapıldığı için fazla sıcak olduğunu düşünerek kulpundan tutmuştu
"Yanlış hatırlamıyorsam Mutfağımızda on bir tane kahve demliği, on dokuzuncu yüzyıl İtalya'sından bir kahve makinesi, iki geleneksel kahve makinesi ve arabasından pahalı olan bir Espresso makinesi vardı"

Ölüm ve Bakire/ JohnlockHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin