Uyanmasına rağmen gözlerini açmamakta ısrar ederken birkaç dakika sonra bir gariplik olduğunu fark etti
Başını yasladığı şey yastık olamayacak kadar sertti ve aşırı tanıdık gelen bir koku vardı, hafifçe kıpırdandığında birisinin kendisine baktığını hisseder gibi oldu, gözlerini hafifçe açtığında gözüne giren ışıkla rahatsız olup tekrar kapatarak kafasını eğdi
Bir el anlına düşen saçları çekip dudaklarını anlına bastırdığında gözleri ışığa rağmen otomatikman açıldı, dün gece olan şeyler aklına dolarken kıpkırmızı olmamak için dua ediyordu
Oğlan dudaklarını anlından çekerken uykulu bir sesle "Günaydın" dediğinde alt dudağını ısırdıKadınların erkeklerin ilk uyandıklarındaki uykulu sesini sevdiklerini biliyordu, sanırım bu erkekler içinde geçerliydi
Kafasını kaldırıp "ne zamandır uyanıksın?" Diye sorduğunda Sherlock biraz duraksadı "bir saat oldu galiba" dediğinde John kaşlarını çattı Oğlanın göğüsünde uyuduğu için mi yataktan çıkamamıştı? "beni uyandırabilirdin..."
Sherlock hafifçe gülerek "yorgun değil misin?" Diye sorduğunda duraksadı
Kaç saattir uyuyordu bilmiyordu ama günlerdir uykusuz gibi yorgun hissediyordu
"Ve manzaram böyleyken kalkıp gidebileceğimi sanmıyorum""Hmm ne demezsin..." diye mırıldanıp güldüğüne Sherlock esneyerek belindeki eliyle oğlanı kendine çekip kafasını saçlarına yaslamıştı
Arada kısa bir sessizlik oluştuğunda John derin bir nefes vererek "acıkmadın mı?" Diye sordu
Oğlan olumsuz bir mırıltı çıkardığında kaşlarını çatarak "bir saattir uyanık değil misin?" Dedi "ne demek 'hayır'?"
"Bütün günümü burada geçirebilirim" dediğinde John "üzgünüm ama kalkman gerekiyor" dedi "Axel belasından kurtulduktan sonra istersen bütün gün uyuyabiliriz"
Söylediği şeyle Sherlock kafasını kaldırdı, bu gün Mycroftun yanına gidip ne yapacaklarını konuşacaklardı
Derin bir nefes verdiğinde John "saat öğlene geliyor normalde Mycroftun çoktan seni araması gerekmez miydi?" Dedi ve gülümseyerek sevgilisine baktı "sanırım önemli işleri vardı""Tanrım, John yapma şunu!" Diyerek kafasını yastığa gömdüğünde yanındaki oğlan gülerek önüne döndü
"Aslında Greg için endişeleniyorum yanında her ne kadar buz küpü gibi olsada biri olması iyi olur" dediğinde Sherlock duraksayarak kafasını kaldırdı "Böyle bir geçmişi olması garip, belkide Mycroft sırf bu yüzden onunla ilgileniyordur"
Sherlock'un kendini avutma çabalarına gülerek "hmhmm eminim sırf o yüzdendir" dedi ve duraksayarak "ama gerçekten son bir haftada çok fazla şey öğrendi, yanında olmamız gerekiyor"
"Uğrarız bu gün" dedi ve saçlarının arasına bir öpücük kondurarak doğruldu "banyoya gir ve kahvaltı edelim"
"Kahvaltıyı sen hazırlamayacaksan kabul" en son hazırlayışında ekmekleri kızartıcağım diye kömür edip bir kavanoz reçeli düşürmesini hatırlayınca gülerek doğruldu
Sherlock ise gururundan ödün vermeyerek başını dikleştirdi "Sen kaybedersin"
Bir süre sonra John banyodan çıkıp oğlanın hala içeride olduğunu görünce havluyla kuruttuğu ve nemli kalan saçlarıyla mutfağa girmişti
Hızlı bir şekilde bir şeyler çıkarıp sandviç hazırlamaya başladığında arkasından dolanan kollar ile irkilerek kafasını çevirdi "tanrım!" Dedi "niye bu kadar sessiz geliyorsun"
"Üzgünüm, bir sonraki sefere girmeden önce 'Ben geliyorum' diye seslenirim"
Oğlanın dalga geçmesine göz devirerek önüne döndü "bana sandviç mi yapıyorsun ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm ve Bakire/ Johnlock
FanficBenim bakirem bir sadakat bunalımı içinde. Sorgulamak, keşfetmek onun doğasında var. 𝐴𝑦𝑛𝚤 𝑠̧𝑒𝑘𝑖𝑙𝑑𝑒 𝑠̧𝑢̈𝑝ℎ𝑒𝑙𝑒𝑛𝑚𝑒𝑘 𝑑𝑒...