Bölüm 14

160 28 8
                                    

Sabah olduğunda, Jiang Xichu'nun telefonu çaldı. Jiang Xichu ilk çalışı duyduğunda aceleyle kapattı. Üçüncü kez çaldığında ise kaşlarını çatarak ekrana baktı ve aramayı geri çevirmek yerine telefonu sessize aldı.

Chen Man meraklanmıştı, "Kimmiş?"

Jiang Xichu'nun ses tonu hiç de iyi değildi, sanki arayan kişiden son derece rahatsız olmuş gibiydi, "Hiç kimse değil, taciz ediyorlar. Biz karnımızı doyurup çıkalım."

Saat sekizde evden ayrıldılar, biraz ağırdan aldılar ve şirkete saat sekizi yirmi geçe vardılar. Aslında iş yerinin mesai saati dokuzda başlıyordu. Ama biri genel müdür diğeri de onun baş sekreteri olduğundan, erken gelerek diğerlerine örnek olmaları daha iyi oluyordu.

Jiang Xichu ofisine vardığında bir saatten uzun bir süre boyunca işten başını kaldıramamıştı. Nihayet tüm acil işlerini hallettikten sonra tam bir müddet dinlenebileceğini düşünüyordu ki, o anda telefonu çalmaya başladı.

Jiang Xichu kaşlarını çatarak telefonu ters çevirdi ama bir dakika sonra cep telefonu tekrar titredi.

Titremesi, yeni bir bildirim olduğu anlamına geliyordu. Jiang Xichu telefonu yavaşça eline aldı ve ekrana baktı.

Çalıştığın şirketin alt katındayım. Eğer  buraya inmezsen ben yukarı çıkarım.

Bazı şeyler sadece görmezden gelerek çözülemezdi. Jiang Xichu telefonda bir sürü şey söyledi, fakat karşı taraf pes etme niyetinde değildi ve bu durumu son derece utanç verici bir hâle getirmişti.

Jiang Xichu uzunca bir süre telefonunun ekranına baktıktan sonra eline aldı. Ayağa kalktı ve arkasında oturan Sekreter Yang'a haber verdi, "Bir süreliğine dışarı çıkıyorum, beni arayan biri olursa yarım saate geleceğimi söyle."

O gün, yerel finans departmanının geri ödeme formları ve hesaplarını iletme günüydü. Chen Man şirketin diğer şubesindekilere güvenmediği için hesapların yeniden kontrol edilmesini istemişti. Bu iş başlangıçta Jiang Xichu tarafından yapılıyordu ama son günlerde ne yaptığını kimse bilemiyordu. Çünkü kendi elindeki işleri birbiri ardına başkalarına devrediyordu.

İşi başkalarına yıkmak istediğinden değildi, sadece onun yetkisi altındaki insanları işi öğrenmeleri için eğitmek niyetindeydi.

Her ne kadar adam başına düşen iş yükü çok ve yapılması gereken daha bir sürü iş olsa da, Sekreter Yang buna çok sevinmişti. Başını önündeki küçüklü büyüklü şeylerden oluşan yığından kaldırdı, kafası karışarak gözlerini kırpıştırdı ve başıyla onayladı, "Anladım."

Jiang Xichu arkasına döndü ve oradan ayrıldı. Şirketin renk dekorasyonu dört renkten oluşuyordu: açık sarı, lacivert, açık yeşil ve süt beyazı. Şirketteki çalışanların yaş ortalaması yirmi sekizi geçmediği için, genç insanların yaşam enerjileri ayrı ayrı her yerde görülebiliyordu. Jiang Xichu o gün, şirketin dekorasyonu ile uyumlu açık mavi bir takım giymişti.

Alt kattaki resepsiyonun önünden geçerken, masanın yanındaki küçük kız ona gülümsedi. Jiang Xichu da aceleyle hafifçe gülümsedikten sonra başını yeniden önüne çevirdi. Salondaki kanepede oturan kişi, ellilerindeki orta yaşlı bir kadındı. Üzerindeki giysiler kırışmıştı ve eski modaydı; sanki onları yıllardır giyiyormuş gibiydi. Jiang Xichu'nun yüzündeki gülümseme anında silindi. Bu kadına bakarken kaşları çatıldı ve aceleyle onun yanına doğru yürüdü. Ağzından tek bir kelime çıktıktan sonra başka bir yöne doğru ilerledi.

"Beni takip et."

Orta yaşlı kadın ayağa kalktı ve Jiang Xichu'yu takip etti.

Tüm bina onların şirketine ait olduğu ve Chen Man'ın babasının ona mezuniyet hediyesi olarak verdiği bir hediye olduğu için, ticari kullanıma açık değildi. Bu nedenle de alt katta dükkan yoktu. Eğer bir şeyler hakkında konuşmaları gerekirse başka bir yer bulmak zorundaydılar. Şirketin karşısında bir dükkan vardı, çok işlek bir yer değildi ama çalışanların ihtiyaçlarını karşılayabiliyordu.

Who Moved My Ashes? (Türkçe) [GL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin