17.Bolum

38 3 0
                                    

İyi okumalar...

Bitkin olduğum için düzgünce konusamiyordum bile. Edwardin yanımda olduğunu görünce rahatladım ve :
" Beni eve götür. " dedim bitkin bir sesle.
Edward ise biraz endiselenerek :
" Beyazladin, iyi misin? " dedi.
Ben ise bitkin bir halde :
" Eve götür yeter " dedim.
Kulaklarim Patchin sesiyle sağır olacak duruma gelmişti. Sanki gerçekten onun sesini duyuyordum, birden böyle olmama anlam veremedim.
Edward kolumdan tutarak beni arabaya bindirdirmisti. Edward arabayi çalıştırdı ve yola koyulduk.

Edward birden çalan telefonla irkildi. Telefonu açtı ve:
" Evet , Efendim ?"dedi.
Karşıdaki kişiyi dinledikten sonra telefonu kapamisti.
Hızlıca eve gelmiştik. Edward beni arabanın içinden çıkarınca tahatlamistim. Derin bir nefes aldıktan sonra cebimdeki anahtari cikarttim. Kapıyı zorlayarak açtım. Edward a :
" İyi akşamlar " dedim.
Edward ise kafa salladı ve arabasına atladı. Kapıyı kapadım ve odama doğru gitmeye başladım. Oda loş bir durumdaydı. Kendimi yatağa attıktan sonra biraz rahatladim.
Patchi bulmam lazımdı. Böyle yaparsam onu bulamazdim.

Patch ın kasvetli bakışlarını ozlemistim. Pencerenin dibine gittim ve bir sandalye çektim. Sandalyede Patch le yaşadığımız her an ve her saniyeyi düşünüyordum.
O kadar bitkindim ki sandalyede uyuyacak kadar .

Sabah uyandigimda yorgunluğu üstümden atamamıştim. Sandalye belimi ağrıtmıştı, sandalyeden kalkıp afalladim. Vücudum uyuşmuştu. Asaya inerek bir kase gevreği tabağa döktüm. Gevreği keyifle yedikten sonra biraz mutfakta ki küçük televizyonu açtım. Sabah haberleri herzamanki gibi heycanliydi.

Haberi sıkılarak kapadım. En iyisi bizim bölgenin haberlerini veren haber sitesini açmaktı. Telefondan internet sitesini tuşlayıp açılmasını bekledim.
Son dakika yazılı başlıkta : "Yakındaki inşaatta bir ölü bulundu. Beyaz tenli , siyah saçlı , 190 boylarında, 17 yasinda bir erkek."diye tekrarladı defalarca.
Gözlerimde ki yaşları farketmemistim adeta yüzümü yikamislardi. Patch olduğunu düşündükçe deliriyordum. Üstüme montumu giyip evden hızlıca çıktım. İnşaata doğru koşarak gidiyordum. İnşaata geldiğimde polisler etrafı doldurmuştu. Bir polis birden bağırmaya başladı :
" Adı : Patch , soyadını bulamadık " dedi.
Bunu duyduğum anda kendimi yere attım. Acıyla büyükbir çığlık attım. Patch ! Patch ! Beni bırakmak için erken değilmi?
Birden koşarak polislerin arasına girdim. Cesetin poşet içinde görünce yıkılmıştim. Poşeti açtım ve :
" Bu Patch değil " dedim yüzünü görünce.
Polis tekrar bağırarak :
" Soyadı : Jam."dedi.
Bidaha rahatliyarak kaldirimin üstüne oturdum. Yüreğim ağzıma gelmişti. Biraz durduktan sonra kalkıp eve doğru yola koyuldum. Eve doğru giderken herkesin bana değişik bir şekilde baktığını görünce acayip gelmişti.
Eve gdigimde niçin baktıklarını anlamışım. Kaldırımdan gelen bütün pislikler bana yapismisti. Üstümu çırpip koltuğa uzandim.

Patchin yüzünü görmek bir hayal gibi.
Elini tutabilmek bir düşünce sanki.
Ona sarilabilmek belki saçmalık.
Sesini duymak güzel ama gerçekten duymadıkça işkence.
Ben ise işkenceye kurban edilmiş bir köle.
Belkide senin aşkına aşık olmuş bir tutsak...

Bakışların : AcımasızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin