Kraliçe Dovare, genel evin virane odasından, iki kişinin kollarından sürükleyerek çıkardığı en büyük oğlu Kea'nın arkasından uzun uzun baktı. Sonra ona oğlunun yerini söyleyen gizemli kadına döndü. Dar ve maskülen kıyafetler giyiyordu, belinde vampir avında kullanılan gümüş bıçaklardan iki tanesi asılıydı, bacağında ve kollarında kemerler ile tutturulmuş ek cepler vardı. Yüzünü ve saçlarını tamamen örten -hatta büyü ile örtünün arkasındaki silüetini iyice gizleyen- bir başlık takıyordu. Bu çalıştığı ailenin üyelerinin sık yaptığı bir şeydi.
Gözlerini odada gezdirerek konuşmaya başladı.
-Bu olanlara inanamıyorum.
-Oğlunuz biraz daha ihtiyatlı olmasını hatırlatmalısınız majesteleri, dedi gizemli kadın. Sesi çok otoriter çıkıyordu. Dovare derin bir iç çekerken gizemli kadın konuşmaya devam etti.
-Özellikle de yakında veliaht prens olarak seçilecek bir adamın daha dikkatli olması gerekir.
Dovare hızla kadına baktı. Ağzı ve gözleri şaşkınlık ve korkudan kocaman açılmıştı. Kocası ona kimi veliaht olarak seçtiğini bu akşam baş başa yiyecekleri yemekte söyleyecekti.
-Bu da ne demek?
Aslında 'Bunu nereden biliyorsun' demek istedi, ama yapamadı. Çünkü cevap belliydi. Şaşkınlığı sinirinin bozulduğunu belli eden bir gülümsemeye kaydı.
-Oakley hanesinden beklendiği gibi, hiç utanmadan duvarlarımızı dinliyor ve satranç tahtasındaki taşlar gibi bizi yönlendirmeye çalışıyor.
-Bunun doğru olmadığını biliyorsunuz majesteleri. Biz sadece doğru zamanda doğru yerde bulunuyoruz, dedi gizemli kadın.
Dovare bir müddet daha kadına baktı. Sonra kimliğini gizlemek için kullandığı maskeyi ve kapüşonu dikkatlice yüzüne ve kafasına yerleştirdi. Uzun eteğini ve pelerinini sürüyerek gizemli kadının yanından geçip, buraya geldiği at arabasına yöneldi.
O gece İmparator Mureva Lithebet, imparatoriçe Dovare'ya veliaht prens olarak Kea'yı seçtiğini söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OAKLEY
FantasíaOakley hanesi yüzyıllarca krallığa hizmet etmiş ve onun pis işlerini temizlemiştir. Büyü ve yaratıkların en derin sırlarını saklayan bu ailenin kendisini gözleriniz önüne sermek istedim.