5. Bölüm

519 145 18
                                    

Ertesi sabah.

Selvi: Ahh kapı çaldı, kim bu saatte? Kim o?

Ali: Ali ben. Selvi kapıyı açtı

Selvi: Ali oğlum, hayırdır sabah sabah!

Ali: Kahvaltı ettiniz mi?

Selvi: Birazdan edeceğiz.

Ali: Evde kahvaltılık malzemem bitmiş, masada bir tabaklık yer var mı?

Selvi: Gel oğlum gel, ne demek, birlikte yapalım.

Ali:(gülerek ve sevinçle) Harika.

Selvi: Ama fırına gidip ekmek, ha bir de yumurta alırsan fena olmaz.

Ali: Hemen gidiyorum, Enes uyandı mı?

Selvi: O güneşle kalkar.

Ali: Hadi geliyorum birazdan diyerek gitti

Selvi: Enes bak, Ali Abin de geliyor kahvaltıya. Yok yok, bu çocuk hoşlandı Nazlıdan kesin. Yoksa bana gelecek hali yok ya sabah sabah. Enes üstünü değiştirelim gel, çıkar bakalım pijamalarını, odanı da toplayalım, kesin bu şimdi seninle vakit geçirmek ister, hadi ayıp olmasın. Bana bak, adamın üstünden bir şeyini alma sakın, valla ablan beni öldürür... (kapı çaldı) Hah geldi... (kapıyı açıp) Hoş geldin.

Ali: Hoş bulduk, rahatsız etmiyorum değil mi, böyle biraz emrivaki oldu ama.

Selvi: Aman habersiz daha güzel oluyor, sürpriz işte bak, keyif verdin oğlum.

Ali: Benim için de aynı şekilde keyifli, samimiyetinize güvenerek çaldım kapınızı.

Selvi: Bu kapı samimi insanlara hep açıktır.

Ali: Nazlı hanım yok mu? Dedi çekinerek

Selvi:(kaşını çatıp) Yok dün akşam Ankara'ya gitti konferans varmış

Ali: Anladım. Enes nerde?

Selvi: Odasında.

Ali: Ben yanına gideyim biraz, müsait mi?

Selvi: Müsait, ama oda dağınıksa kusura bakma artık, yabancı değilsin

Ali: Olsun diyerek Enes'in odasına doğru giderken arkasından ona bakan Selvi gülmeye başladı.

Selvi: Ben de kahvaltı hazırlayayım, istediğin bir şey var mı?

Ali: Çay, ekmek, peynir. Diye söyledi odaya girerken

Selvi: Tamam o zaman. Diyip mutfağa gitti

*

Ali: Enes günaydın, nasılsın kardeşim? Bak sana ne getirdim, düşündüm de sen bu gümüş üzümü çok sevdin, ona en iyi sen bakarsın bence. Sana hediye etmek istiyorum, al. Açıkçası duvarını merak ediyorum. Şu perdeli yer galiba, neden kapalı? Açabilir miyim? Tamam tamam, kızma hemen. Anladım sen açacaksın. Hey, harika, burada bir hayat var Enes. İnanılmaz, sen mi yaptın bunların hepsini? Niye yarısını açtın? Diğer tarafta ne var? Anladım yasak bölge orası, tamam saygı duyuyorum, özeline bu kadar girdiğim için özür dilerim.
O zaman biraz kartlarını kullanıp benimle sohbet etmeye ne dersin? Bu dokunuşu evet olarak kabul ediyorum. O zaman başlayalım. Sabahları kaçta uyanıyorsun? Altı mı? Çok erken be dostum..... Seni en çok mutlu eden şey ne? Pasta kartı, vay! Müzikle aran nasıl? O ne kartı? Notalar bravo... Neyse çok yormayayım seni, son soru geliyor? Şu an neyi ya da kimi düşünüyorsun? Ablanı mı? Böyle güzel şeyler düşünmene sevindim... Acıktın mı? Evet, hadi kahvaltıya. Birlikte salona geldiler

Selvi: Hadi oturun bakalım sofraya gençler, kahvaltı hazır.

Ali: Mis gibi kokan nedir öyle?

Selvi: Yumurtalı ekmek.

Üzümlü Kek (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin