nereye gittiğimi hiç sormadın, hiç dönmedim

441 51 170
                                    

bizi bulmaya gittiğimi söylemedim.

bizi bulmaya gittiğimi söylemedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Love and War- Fleurie

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Love and War- Fleurie

Yerde bağcığımın kördüğümü, burnumda nar çiçeği kokusu ve bir nefeslik mesafemde Kördüğüm, büyümüş gözbebekleri ve sklerası kanlanmış, gözleri gözlerimdeydi. Sırtım arkamdaki soğuk duvara daha yakın, o soğuk duvar; aramızda bir nefeslik mesafeden dolayı beni güvende hissettiriyordu. Boştaki elini havaya kaldırmıştı, eklemleri yaralı; kanı kurumuş ve kabuk bağlamış, derisi soğuktan çatlamış, aşınmıştı. Elini belimin hemen kenarından, teni üstümdeki kumaş parçasını sıyırırken duvara yaslamıştı. Bel boşluğumun hemen yanında duran eli, kilitlediği kapıyla aramdaki engeliydi. Gözlerim, soğuk duvara yaslı kemikli elinden; kapının ağzında duran anahtara kaydı usul usul. Ve ben, onun beni durdurmayacağını bildiğimden, ilk sefer ki gibi değil. İki tarafımda, boşlukta sallanan, ne zamandan beri yumruklarımı sıktığımı bilmediğim ellerimle, gözlerim hala anahtarın deliğindeyken göğsünden itmiş aramızdaki tek nefeslik mesafeyi yok etmiştim, artık ne benim vücudum ne de onun kemikli ve yaralı eli soğuk duvardaydı. Gözlerim, Kördüğüm'ün gözlerine bakmamak için direnirken ve Kördüğüm hala karşımda, bu sefer aramızda tek nefesten çok bir mesafe varken diğer ayağımdaki patenimi hızla çıkartmıştım, gözlerim hala Kördüğüm'e ulaşmamak için direniyordu. Ve ben, ayağımdaki patenin tekini de çıkarmanın verdiği rahatlamayla, nar çiçeğinin burun direklerimden azalan baskısıyla; çıplak ayaklarımla birlikte kilitli kapıya ilerlemiştim, ayağımın altında soğuk zemin. Kapının ağzındaki anahtar... Kördüğüm; ki görünenden daha zeki, kalmamı istese, gerçekten kalmamı istese, kapının ağzında bu anahtarı bırakmayacak kadar zeki. Titremeye oldukça müsait parmaklarım, dumanlı beynimde yüzlerce soru, burnumda nar çiçeği kokusu, arkamda Kördüğüm'ün nefes sesleri ve üstüme düşen gölgesi, parmaklarım kapının ağzındaki soğuk metalde, anahtar iki parmağımın arasında.

Ve çıplak ayaklarım, soyunma odasının dışında; arkamda büyük bir yenilgi, cesetten farksız bir beden, Choi Kördüğüm Soobin. Hayır, ona ilk arkamı dönüşüm değildi bu. Arkamda bıraktığım, uzaklaştığım şey geçmiş de değildi. Ve biliyordum, titreyen parmaklarım o anahtarı çevirirken ve çıplak ayaklarım soyunma odasının dışına ilk adımını attığında; Choi Kördüğüm Soobin'in peşimden gelmeyeceğini biliyordum. Biliyordum çünkü, bu benim Kördüğüm'ü arkamda ilk bırakışım değildi ve Kördüğüm'ün de gitmeme ilk izin verişi değildi ve ben bu sefer, beklemeyecektim, peşimden gelmesini, kalmam için çabalamasını, ilk seferin aksine, bu sefer arkamı dönüp gelen biri var mı diye yoklamayacaktım. Kördüğüm, o sabah da peşimden gelmemişti ve ben yine o sabah olduğu gibi çıplak ayaklarımla, bu sefer de soyunma odasını terk ederken peşimden gelmeyecekti.

sonunu söyleme bana // yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin