Shoto'nun ağzından:
Şok bir şekilde ona bakarken bizi de aynı şekilde izleyen bir silüetten habersizdim. Aniden yerimden fırladım ve ona baktım,
"V-ver onu gidiceğim."
"Hm bu kabı mı? Sanmıyorum."
Onunla daha fazla inatlaşmadan hızlıca yürüyerek okula gitmeye başladım. Birden kolumu tutup sıkmasıyla acıyla yüzümü buruşturup bıkkınca ona döndüm. Ama yüzümdeki o memnuniyetsizliği kapatan dudaklar şokumu ikiye katlamıştı.
Zorbam.. o beni öpüyordu... bu kadar ileriye gidecek kadar iğrençleşmiş miydi?
Hızlıca onu ittiğimde beni inatla kendine çekip bastırdı. Hissettiğim acıyla ve o değişik duyguyla inledim çünkü aletlerimiz birbirine hızlıca sürtmüştü.
"B-bu kadar mı iğrençsin? Bırak beni."
"Gene mi karşı koyacaksın? Ne olacağını biliyoruz."
Bir umut çırpınırken yaralarımdan faydalanıp beni kendine daha çok basıtırıyordu. Çırpınışlarım bir işe yaramazken yalvararak konuştum,
"Bırak artık beni lütfen. B-ben bunu istemiyorum!"
"Senin olacağını kim dedi?"
"H-ha?"
Bana kendini sürtmesiyle ben inlerken o da inledi. Gözlerim açık ona baktığımda kızaran yanaklarını görünce daha bir afalladım.
"Söylesene? Sence kim istiyor."
Beni arzuluyordu... tüm bunlar bunun için miydi? Lanet olsun! Bunu istediğini dile getirseydi bunu çekmezdim!
Sinirle kendimi ona basıtırken sırıtan taraf ben oldum. Bir anda acı, korku ve diğer o tüm boktan duygular bedenimi terk etmiş, yerini yüklü bir sinire bırakmıştı.
"Sen söylesene Bakugou Katsuki."
Şaşkınca bana bakarken kalçasını sertçe sıkmamla ağzından sesli bir inleme kaçtı.
"Sence bunu bana daha önce söyleseydin. Kabul etmez miydim? Bir sürtük olduğunu ve seni tatmin etmemi istediğini deseydin. Bunu tabiki de kabul ederdim."
Şok ve kızarmış bir şekilde bana bakarken sinirle kendini geri çekicekti ki sertçe bileğinden tutup onu kendime geri çektim.
"Bana bak." Sırıttım, "Görüyor musun? Bu kişiliği siz yarattınız. Ben sadece hayatımda elime mesleğimi alıp anneme ve ablama bakacak masum bir çocuktum. Ama siz beni salmadınız. Şimdi sıra senin sıran Bakugou Katsuki." Güldüm, "Acılarımın hepsi şuan gitti biliyor musun? Sana istediğini fazlasıyla vereceğim bebeğim. Ama unutma artık benim sıram benim şartlarım ve benim kurallarım geçerli olacak senin değil."
Göz kırpıp dizimi sertçe bacak arasına sürttüm ve ilerledim. İçimdeki öfke takdire şayandı ve hemen çantamdan adrenalini çıkartıp kendime yeniden enjekte ettim. Artık yepyeni bir Shoto olucaktı.
Bu adrenalini güç değil zevk için kullanıcaktım.
Bakugou'nun ağzından:
Korku... bu duyguyu ilk defa az önce hissettim... ilk defa kendimi o kadar savunmasız hissettim... dedikleri zihnimin içinde dönüp duruyordu...
Birden bir el hisstememle irkilerek arkamı döndüm ve bana şok inde bakan Akame'yi gördüm.
"S-sen ne yaptın?"
"..."
"Baku! O hiç iyi değildi! Gözleri hiç iyi bakmıyordu! Sana ya bir şey yaparsa!"
Sırıttım. Sırıtışım sonradan sesli kahkahalara döndü, "Ah sence bu ne yazıcak? Söylesene?"
Akame bana şok bir biçimde bakarken kendimi zar zor sakinleştirdim,
"O bana hiçbir şey yapamaz gerizekalı ve ben izin vermeden de bana dokunamaz."
"B-buna emin misin?"
Birden sinirlendim, "Söylesene sence bu zaman kadar ezik ve güçsüz taraf kimdi! Acınası olan ve bana asla karşı çıkamayan kimdi! Bu asla değişmeyecek tamam mı?! Bir iki cümle kurup olmayan öz güvenini yerine getirdi diye bana bir şey yapabilecek biri değil o!"
Akame bana saf endişeli gözlerle bakarken sinirle ilerledim. Arkamdan koşarak gelirken elime yemek kabını tutuşturdu.
"Al bunu!"
"Neden!"
"Bilmiyorum! Verirsin belki!"
"Tch!" Sinirle kutuyu elinden alıp hızlıca ilerlerken bağırdım, "Peşimden sakın gelme gerizekalı! Yalnız kalacağım! Siktir git okuluna!"
"Seninde var!"
"Sana ne amk!"
Sinirle eve yürürken etrafımı bir korku sarmıştı. Hissettiğim korku beni daha çok sinirlendirirken eve vardığımı fark bile etmemiştim.
O kimdi ki bana bunları yapabilecekti? Arzuladığım bir ezikten bir başkası değildi.
~
Shoto'nun ani değişimini nasıl buldunuz?Ayrıca Akame ve Baku'nun ilişkisinede ayrı aşığım ekdmsmsmemd