SB-13

140 12 4
                                    

Zil çalıp herkes aşağıya indiğinde sınıfta tekrardan ikimiz kalmıştık. Melisa bana bakarak kaşlarını yukarı-aşağı  hareket ettirdi. " Söyle bana neredeydin ?"

" Hiçbir yerde "  Bana tek kaşını kaldırarak baktı.  " Kızım ben senin gözünden anlarım ne olduğunu."

Baygınca ona baktım. Neden en yakın arkadaşımdı ki?  Nefesimi yüksek sesle dışarı verdim. "Burak'la  beraberdik. " 

Ayağa kalkıp oynamaya başladı. " Biliyordum kızım . Biliyordum sen bu çocuğu aşık olacaksın biliyordum." Mal mal konuşup göbek atmaya başladı . Bu hala göbek atarken sınıfa Ali girdi. Bana sus işareti yapıp bunu videoya çekmeye başladı.   Ali hala videoya çekerken ,  Melisa gözlerini açtığında hızla çığlık attı.  " Lan Ali! Sen beni mi çekiyorsun  !"


Ali ağzıyla çık çık  deyip , videoyu sonlandırdı.  Telefonu hızla cebine atıp koşup sınıftan çıktı. Çıkarken " Yakalarsan alırsın köylü kızı" demeyi de ihmal etmedi.  Melisa arkasından koşarken sınıfta yalnız kaldım. 

Sınıftan çıkıp kantine gittim.  İçerideki sırada kaynak yapıp öne geçtim.  Kantinci abla "Ne istedin kızım" dediğinden beri raflarda üzümlü kek arıyordum. Lanet olasıca üzümlü kek nerede?


" Abla üzümlü kek nerede? Üzümlü? "


" Alt tarafta kızım? " Garipser bir şekilde kadına baktım.  " Alp tarafta mı ?

Bana mal mısın sen der gibi  baktı.  Sonra artık bana alışkın olduğu için 5 tane üzümlü kek  verdi.  Bende  parasını ödeyip geri sınıfa girdim.  Sırama oturduğumda yanıma Mete damladı.

Açtı test kitabını yumdu gözünü.  "Sanem ATP ne?"  Bir keki açıp yarısını ağzıma tıktım. Bi ara Mete'den de hoşlanıyordum . " Alp mi ?"

Dudaklarındaki kalemi masaya koydu.  " Ne Alp'i kızım?  ATP . A-T-P?"

Bu aralar bana ne oluyordu ? " Yok kanka ben beynimi kullanmayı unuttum . Sen takma bana"

Ona el sallayıp sevgilim yanına doğru yol aldım.  Sevgilim. Hangi ara Alp'i unuttum da Burak'a sevgilim diyordum?  Sürtük dedi iç sesim . Yeşim'e orospu diyorsun ama asıl orospu sensin dedi. Kendi kendime orospu diyordum. Anlamıyordum , bu iç ses benim düşüncelerim miydi? Çünkü benim içimden konuşan biri yoktu. Ben sadece düşüncelerimi duyuyordum. Belkide benimki iç ses değildi. Yaratıktı.


Burak'ı bulmak için ilk önce sınıfına girdim.  Sınıftakiler alışmıştı bu halime. Aklıma estiğinde sınıfa girer çıkardım. Erkekler tuvaletine bakmalı mıydım?  Erkekler tuvaletine yaklaştığımda koridorda kimse yoktu.  Kulağımı kapıya dayadım. Ses yoktu.  Acaba girse miydim ?  Mantığım girme diyordu.  Kapıyı ilk önce tıklattım.  Ses gelmedi. Boştu herhalde. Haydi Bismillah diyip kapıyı açtım. İçerisi bom boştu.  Yavaş adımlarla ilerledim. Kendimi şuan NYPD gibi hissediyordum. Ya da bir FBI... Sağa döndüğümde bir çocuk ayakta ...

Hemen arkama dönüp gözlerimi ellerimle kapadım. "Ay napıyorsun sen ?"

Arkamda bir hareketlilik oldu. Küfür ediyordu. " Hangi salak kız erkekler tuvaletine girer ki yarabbim?  "

Sinirle arkama döndüm. Gözlerim hala elimdeyken "Kes sesini gerizekalı.  Gözlerim yanıyor şu an"

Arkada birkaç hareketten sonra "Dönebilirsin."  Arkamı döndükten sonra o pis duvara yaslanmıştı. Şimdi orası mikrop kaynıyordur . " Ne  yapıyordun ?"

Bana dik dik baktı. "İşiyordum?"   Elimle onu gösterdim. "Hiç öyle yapıyor gibi durmuyordun?"

Gözlerini devirdi. " Birde izledin mi sapık ? Ne kadar uzağa işeyebileceğimi hesaplıyordum. Al öğrendin şimdi sus " Yanımdan geçip kapıya ilerledi. Hemen önüne geçtim. " O ellerini yıkamadan mı gideceksin ?" Beni  tekrardan ittirdi. "Evet" Bende tekrardan önüne geçtim. "Ellerini yıka."

Ofladı. " Sanane" dedi. Dik dik baktım "Ben istiyorum" Pis ellerini yüzüme sürdü.

Yüzüme.

Sürdü.


" Allah'ım ölürüyorum. Günahım neydi?" ' İğrenç ! İğrenç ! ' diye yerimde tepiniyordum. Oda bana sırıtıyordu.  " İğrençsin ! Ağlamak istiyorum. "  Yüzümü onun üstüne sürttüm.  "Git ellerini yıka. " 

Gidip ellerini yıkadı. Yanıma geri döndü . Hala ağlayacak gibiydim.  " İyi misin ?"  Üzgün üzgün  ona baktım.  "  Sayende değilim"

Tam kapıdan çıkıyordu ki bir şey hatırlamış gibi geri döndü. "Sen niye buradaydın ? Tabi ufaklığınla tuvalete çıkmadıysan?"

" Ufaklık mı ? Her neyse ben birini arıyordum ."  Tekrar pis duvara yaslandı. " Kaybettiğin gururun mu ?" Sinirle konuştum . " Bak böyle laf atacaksan gidiyorum. " Gülerek bana baktı. " Dur sen çıkma ben giderim.  Senin şimdi işin vardır. Utanma ." 

Çattık ya. Onu ittirip kapıdan çıktım.  Arkamdan seslendi. " İsmin ne?" Onun repliğini tekrarladım. "Sanane."


▲▼▲▼▲▼▲▼▲▼▲▼▲▼▲▼▲▼▲▲▲


Uzun uğraşımdan sonra Burak'ı  arka bahçede buldum. Yanında bir kız vardı ve ağacın orada yan yana oturmuşlardı. Kıskançlığa gerek yok. Arkadaşıdır. Süpriz yapmak için arkadan  dolandım. Bir şeyler konuşuyorlardı. Yanındaki kız Yeşim miydi? Bu kız neden her yerden fırlıyordu.


" Ne zaman bitecek ?" Sadece konuşmalarını duyuyordum. " Ben Alp'le ilgili her şeyi öğrenince."  Yeşim Burak'a biraz daha sokuldu. " Ama aşkım seni paylaşmak istemiyorum. "


Aşkım?  Burada ne bok oluyordu?


" Peki sevgilim en kısa sürede halletmeye çalışacağım. " Sarmaş dolaş oturmaya devam ettiler. Ben biliyordum. Bunun gibi yakışıklı biri bana bakmazdı. İçimden ağlamak geldi. Oldu tekrar aynı şeyi yapmıştım.   Onu da sevmiştim. İyi bok yemiştim. Her zamanki gibi Sanemliğimi göstermiştim. Tekrar onlara baktım. Mükemmel , çok mükemmel.  Ben hep oyuncak görevindeydim. Piyon Sanem. Değersiz Sanem. Ağlama isteyim ağır basınca geldiğim yerden geri döndüm. Sessiz adımlarla...

Söyle BanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin