İYİ OKUMALAR GECİKME İÇİN ÖZÜR DİLERİM :) LÜTFEN YORUM YAPIN SEVİLİYORSUNU ALEX
Alex delirmek üzeriydi. İrene ye sahip olmazsa ya ölecek ya da delirecekti zaten, gece düşman topraklarını sorunsuz bir şekilde geçtikten sonra kendi topraklarının sınırları içine girmiş bir göl kenarında mola vermişti. Küçüğünü evine gündüz ulaştırmak istiyordu böylece dinlenmeden önce herkese karısını tanıtabilir, gece ye kadar dinlenmesini sağladıktan sonra ona sahip olabilirdi. Ama güzel karısı alexin düşüncelerinin aksine onu azgın bir boğaya çeviriyordu. Kendi topraklarında olduğunu ve artık rahatlayabileceğini söylediğinde alexin evine yaklaştığı için hem sevinmiş hem de heyecanlanmıştı. Göle gideceğini söyleyip uzunca bir süre gelmeyince alex endişelenip onu bulmaya geldiğinde gördüğü manzara karşısında olduğu yerde çakılıp kalmıştı.
İrene bir tanrıçaydı… Çırılçıplak bir şekilde beline kadar suyun içine girmiş yıkanıyordu. Ay ışığı fildişi rengi ipek teninde parlayan su damlacıklarını aydınlatıyor, alexi soluksuz bırakıyordu. Ayakları kendi iradesi varmışçasına göle doğru hareket etti, oraya gitmemesi gerektiğini biliyordu, eğer giderse sözünü tutamayacak, küçüğüne bir hayvan gibi sahip olup onun canını yakacak Belki de korkutacaktı. Bunu istemiyordu ama kahretsin kendine hakim olamıyordu. Üzerinde ki ekose kumaşın katlarını açıp çıkartmaya başladı. Kumaş hışırtısını duyan İrene ona döndüğünde gözleri fal taşı gibi açılmış öylece kalakalmıştı. Çok komik gözüküyordu, böylece alex biraz da olsun kendini dizginlemiş ama ne yaparsa yapsın soyunmasını durduramayıp göle karısının yanına gitmişti.
‘TANRIM’ bu bir rüya olmalı. İlk düşündüğü cümle bu olmuştu İrenenin nefesi boğazında tıkanmış gözleri fal taşı gibi açılmıştı. İlk defa bir erkek bedeni görüyordu. Ne yapacağını bilemeden elinde sabun öylece kalmıştı. Göğsünde ki erkeksi tüyler bir anda onu cezp etmiş daha önce hissetmediği duygular hissetmesine neden olmuştu. Karnı kasılmış arzu kasıklarına doğru hareket etmişti sanki. Ne diyeceğini bilemeden alex yanına gelmişti bile.
Alex onu korkuttuğunu fark edince elinde bulunan bütün iradesini kullanarak kendine hakim olmuş tatlılıkla gülümsemişti. İrene titrek bir tebessüm sununca korkusunu hafifletmek için konuşacak bir konu bulmaya çalıştı.
“su soğuk hasta olmanı istemem küçüğüm.”
“ yarın evine gideceğiz ve ben güzel görünmek istedim.” Dedi utançla yanlış bir şey yapmış olmaktan korkuyordu.
Alex elini uzatıp saçlarını okşadı. İpek gibiydiler sonra yüzüne indi elleri oradan boynuna ve yavaşça beline uzandı.
“ saçlarını yıkayayım… Arkanı dön.” dedi.
İrene o kadar şaşırmıştı ki hiçbir şey söyleyemeden alex onu arkasını döndürmüş ve saçlarını ıslatmasını istemişti. Dere ye tüm vücudunu sokup çıkarttıktan sonra kocası yavaş hareketlerle saçını sabunlamış kafa derisine uzun parmakları ile masaj yapmaya başlamıştı. Elinde olmadan ağzından bir inleme kaçtı o kadar iyi gelmişti ki. Yol boyunca çok yorulmuştu, kocası öyle düşünceli davranmıştı ki… Şimdi de saçlarını yıkıyordu. O mükemmeldi buna çoktan karar vermişti zaten. Onun karısı olmamıştı henüz korkuları vardı ne yapacağını bilemiyordu ama kocası için ne olursa yapmaya hazırdı eve vardıklarında onun için dört dörtlük bir şekilde hazırlanacak ve onu mutlu edecekti. Babasının erkek ve kadın ile ilgili anlattıklarını aklına getirmeye çalıştı ama o kadar garip şeylerdi ki hayal dahi edemiyordu. Alex ne yapacağını biliyor olmalıydı en iyisi kendisini ona bırakmak olacaktı………..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRAL'IN EMRİ (TAMAMLANDI)
Ficción GeneralKraldan gelen bir emir ve değişen altı insanın hayatı. İskoç ya nin birbirinden güçlü acıması üç beyliği... Ama bunlarin en acımasız en güçlü en yakışıklı olanı Alex. Babasının intikamını alıp topraklarının en güçlü adamı olmuştu ama yalnızdı. Seveb...