İrene kocasının yanında yatmadığını fark ettiğinde kendisini büyük bir üzüntünün içinde bulmuştu ama bu kararlığından bir nebze olsun onu döndürmüyordu ne olursa olsun alex onu affedecekti. Umutsuzca büyük salona indiğinde alex masadaki yerini almış kahvaltısını yapıyordu. İrene yemek masasında yerini aldı ama bir lokma bile yiyecek hali yoktu. Düşünceler kafasında uçuşuyor, sürekli planlar yapıyordu. Gözü kocasına takıldı... Nasıl da yakışıklı duruyordu onu çok özlemişti gülümsemesini, konuşmasını, sıcak öpücüklerini, dokunuşlarını... Kocasının gece odalarında ona dokunduğunda nasıl kasıldığını, inlediğini ve istekle karşılık verdiğini hatırladı... Ve sonunda ne yapması gerektiğini buldu... Kocasıyla flört edecek ve onu kendine âşık edecekti. Sonunda bir şeyler bulmuş olmanın mutluluğu ile kahvaltısını büyük bir iştahla yedi.
Alex bütün gün karısını düşünmemeye gayret ederek adamları ile çalışmıştı. Kafası o kadar doluydu ki düşüncelerden uzaklaşmak için adamlarını tek tek yere sermişti. En sonunda çalışmaya ara verip öğle yemeği için kaleye girdiğinde karısına gözleri ilişti. Şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı neredeyse. Karısı o kadar güzel olmuştu ki. Üzerinde altın sarısı kıyafeti göz kamaştırıyordu. Saçları alexin sevdiği gibi açık bırakılmış gözlerinin içi pırıltılar saçıyordu. Bir süre kapıda öylece durup soluklarını düzenlemeye çalıştı. Arzu bedeninde çağıldarken kayıtsız davranması çok zordu. Yavaşça masaya ilerleyip yerine oturdu ve yemek tabağı ile ilgilendi karısına bir daha bakmamaya kararlıydı eğer bakarsa onun üzerine atlaması işten bile değildi. Tabi ki alexin kararına küçük karısı uymamış. Onunla sürekli saçma sapan konularda konuşmuş elini alexin kolunun üzerinden çekmemişti. Alex onun her dokunuşuna kasılarak cevap vermiş kasıklarında büyük bir sancı başlamıştı. Üstelik bu duruma karısının güzel kokusu da eklenince alex çaresizce inlemek istiyordu. Karısının böyle davrandığını hiç görmemişti. İrene bir şeyler planlıyordu ama ne olduğunu bir türlü kestiremiyordu. En iyisinin bir an önce ondan uzaklaşmak olduğunu biliyordu ve alex hiç utanmadan kaçmayı düşünerek salonun kapısına özlemle baktı.
İrene kocasının bakışını gördüğünde içinden kahkaha atmak geldi. En sonunda alexe ulaşmayı başarmıştı ama daha yeni başlıyordu. Kulaklarında kız kardeşinin her söylediği kelime tekrar tekrar duyulurken büyük bir ihtirasla kocasının gözlerinin içine bakıp kışkırtıcı bir şekilde gülümsedi.
Karısının gülümsemesini gördüğünde neredeyse ağzına aldığı lokma boğazına kaçıp onu boğacaktı. 'tanrım ' dedi içinden bu kadın onu baştan çıkartmaya çalışıyordu. Bir an önce kaçmalıydı yemeğini bitirmeden masadan sandalyesini hızla uzaklaştırarak salonun kapısına doğru içinde ki koşma dürtüsünü bastırarak uzaklaştı. Tam kapıdan çıkmak üzereyken karısının seslenmesi üzerine sanki acı çekiyormuşçasına yüzünü buruşturarak yavaşça arkasını döndü.
İrene haince gülümseyerek hızlı adımlarda salondan çıkmak üzere olan kocasına bakıyordu. Kocası bugün ondan kaçamayacaktı. Öğle yemeğine kadar kafasında yaptığı planı uygulamaya koymuştu ve kocası bu işe taş koyamayacaktı. Ona seslendiğinde kocasının yavaşça dönüp ihtiyatla ve neredeyse çekinikçe baktığını gördüğünde gülümsemesi genişleyerek salınarak ona doğru ilerledi. Gülümsemesi bütün yüzüne yayılırken elini kaldırıp göğsüne koyarak hafif hafif okşamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRAL'IN EMRİ (TAMAMLANDI)
Narrativa generaleKraldan gelen bir emir ve değişen altı insanın hayatı. İskoç ya nin birbirinden güçlü acıması üç beyliği... Ama bunlarin en acımasız en güçlü en yakışıklı olanı Alex. Babasının intikamını alıp topraklarının en güçlü adamı olmuştu ama yalnızdı. Seveb...