birinci bölüm

572 37 17
                                    

-

Kim Seungmin, hani şu hep okul birincisi olan hocaların gözdesi o öğrenci.

tüm hayatı boyunca denemelerin çoğunda birinci olmuş, hiçbir zaman kendine ikinciliği yediremeyen biriydi. ta ki geçen seneye kadar.

Bang Chan'ın gelmesiyle tüm düzeni alt üst olmuş, bir anda ikincilikte bulmuştu kendini. şimdi ise her seferinde panoya asılan deneme sonuçlarına bakmaya gidiyordu. tam panonun önünde durdu, derin bir nefes aldı. donuk bakışlarını panoya yöneltti.

sonuç yine aynıydı.

sinirle soludu. puanları bile aynıydı, tek fark Seungmin'in yanlış yaptığı soru Bang Chan'ın boş sorusuydu. ondan gerçekten fazlasıyla nefret ediyordu. sadece zeki olmasından, onu geçmesinden değildi bu nefreti.

geldiği gibi müzik kulübüne girmiş, herkesi kendine hayran bırakmıştı. üstüne üstlük harika şarkı yazıyordu ve sesi fazlasıyla güzeldi. bunun yanı sıra iyi bir basketbolcu ve iyi bir yüzücüydü ayrıca uyuzun tekiydi ve Seungmin'i sinir ediyordu.

bir de... fazla yakışıklıydı? Seungmin'in en nefret ettiği şey de buydu. o güzel yüzünün ortasına yumruğunu geçirmek için nelerini vermezdi.

Seungmin bir yandan Chan'a sövüyor, bir yandan da yere bakarak yürüyorken bir bedene çarptı. kafasını kaldırıp çarptığı kişiye baktığında görmek istediği kişi kesinlikle Chan değildi.

"ne o Kim Seungmin?" sırıttı. "yine beni geçemediğin için bana mı sövüyordun?"

Seungmin göz devirdi. "uğraşamam seninle rahat bırak beni."

"uğraşamazsın? o yüzden beni geçmek için gece gündüz çalışıyorsun." Seungmin sinirle nefesini verdi.

"puanlarımız aynı." dudağını yaladı. "sadece net farkı var, çok havaya girme bence." Chan yüzüne eğildi. "öbür sınavlara ne demeli? onlarda da mı puanlarımız aynıydı?" Seungmin'in içinden yüzüne yumruk atmak geçse de, "çekil şuradan." diyerek göğsünden sertçe ittirmiş, yürümeye başlamıştı.

"ben de öyle düşünmüştüm." arkasından gelen sesle durakladı.

sakin kalmalıyım, sakin kalmalıyım.

içinden ona kadar sayarken takmadan yürüdü. yemekhaneye, arkadaşlarının yanına gitti ve masaya oturdu.

"Bang Chan gıcığın teki!" dedi sinirle.

"aman be Seung," de kolunu telefon oynayan Felix'in omzuna atarken Jisung. "birinci olsan ne olur, ikinci olsan ne olur salla."

"seni dövmemi istemiyorsan sus Ji."

"yine mi aynı muhabbet?" dedi otururken Hyunjin. "yine sinir mi etti seni bu it herif?"

"sence?" Hyunjin derin bir nefes verdi.

"bir gün onu gerçekten döveceğim." demesiyle Seungmin dudak büzerek Hyunjine'e sarıldı.

"boşver Hyunum, aptal Bang Chan için değmez."

"senin içinse değer." dedi arkadaşına gülümseyerek.

"Felix kiminle konuşuyorsun lan sabahtan beri?" dedi mesajlara bakmaya çalışırken Jisung.

"hiç." deyip telefonu kapatacakken Jisung'un bir anda çekmesiyle şaşkınlıkla kalakaldı.

"Changbin mi? Seo olan mı??"

"evet.."

"Minho salağının kankisi değil mi lan bu!" Felix göz devirdi. "ee ne olmuş?"

"benimle iletişime geçme." deyip mesajlara göz atmıştı.

"çok mesut olurum." daha sonra Jisung bir anda elinden çekilmesiyle göz devirdi. 

"lan Chan'ın arkadaşlarıyla iletişime geçmek yok dememiş miydim ben?!"

"ama Seungmin'im, Changbin onu gibi değil ki." dedi Felix yavru kedi bakışlarını atarken Seungmin kafasını iki yana salladı. 

"Minho itinin de arkadaşı nasıl onun gibi değil!" Felix yanındaki Jisung'a ölümcül bakışlar attı. "senin sevdiğin kişi şerefsiz diye arkadaşı da mı öyle olmalı?"

"üzüm üzüme baka baka kararır canım benim." Felix yine göz devirdi. "sen bu çocuğu nasıl seviyorsun hala anlamıyorum anasını satayım." 

"sevmiyorum ben onu artık."

"aynen kanka ben de babamla kardeşim." demesiyle 'hahladı.' "her neyse, Lix mutluysa sıkıntı yok." dedi Hyunjin. "ama seni üzerse karşısında beni bulur söyle de." Felix yerinden kalkıp Hyunjin'e sarıldı. "işte bu be!" 

Seungmin ise göz devirdi, Chan'ın arkadaşından hayır gelmeyeceğini düşünüyordu ama yapacak bir şey yoktu.

-

nasıldııı

ay bu kurgu için çok heyecanlıyım nedense

öyle, kendinize iyi bakın <33

reckless, chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin