Seungmin ve Chan'ın birlikte şarkıyı yapmasının ardından üç gün geçmişti. şimdi, öğle arasında yemek yiyorlardı.
"lan!" dedi birden Jisung. sakin sakin(!) yemek yiyen arkadaşları birden ona döndü.
"ne?" diyen tabii ki Seungmindi.
"bu cuma balo var?!"
"ee?" dedi Seungmin. Jisung göz devirdi. "ruhsuz."
"beni ilgilendiren bir konu değil şahsen, gelmeyeceğim, onun yerine ders çalışmayı tercih ederim." Jisung Seungmin'in koluna sarıldı.
"Seungmin ya! sensiz olmaz noluurr gel!"
"hayır."
"hyung, beraber olalım ya zaten hiçbir şeye gelmiyorsun." Hyunjin başıyla onayladı. "Jeongin haklı."
ardından Felix'in ensesine vurdu. "değil mi lan?"
"acıdı ya!" Hyunjin göz devirdi. "yedin bakışlarınla çocuğu yedin." yutkundu Felix.
"ben size bir şey diyeceğim." dedi dudağını ısırarak. "sakın Changbin'in sana kavalyen olma teklifi ettiğini söyleme!"
"tamam söylemem." derken dudaklarını birbirine bastırdı.
"ne!"
"he, var öyle mevzular." Jisung ona dik dik bakarken ekledi. "sen hiç konuşma." kollarını önünde birleştirdi. "Minho'nun kavalyen olmayı teklif ettiğini söylemedin."
"unutmuşum..."
Seungmin derin bir nefes verdi. "ya sabır..."
"ya ama Seung."
"naparsanız yapın." diyerek yemeğine döndü, midesinin bulanmasıyla da bıraktı. bu, Hyunjin'in kaşlarını çalmasına sebep oldu ama sesini çıkarmadı. arkadaşının sağlığından endişeleniyordu.
Seungmin okulda bayıldığı günden beri sabahlara kadar ders çalışmayı bırakmıştı. hala çok yemek yemiyordu fakat, yettiği kadarıyla yiyiyordu. yani, Seungmin'e göre yettiği kadarıyla.
çünkü yer yemez midesi bulanmaya başlıyordu.
bir süre yemekten sonra zilin çalmasıyla sınıfa gitti. arkasından gelen bedenle duraksadı.
"Seungmin."
"efendim?" diyerek önüne döndü. "çıkışta kayıt için çağırıyorlar."
"tamam." dedi. "gideriz." Chan da kafasını salladı. "görüşürüz o zaman." Seungmin gözlerini kırpıştırdı. "görüşürüz." şaşkındı Seungmin, Chan şu aralar çok sakindi. kendisiyle eskisi kadar uğraşmıyordu. garipti ama memnundu bu durumdan çünkü sinirleri eskisi kadar gerilmiyordu.
ama alışık değildi bu duruma garip geliyordu.
düşüncelerle sınıfa girdi, bir süre sonra ders başlamıştı.
biten derslerin ardından Seungmin çantasını toparlayarak sınıftan çıktı. Chan'ı görmesiyle duraksadı fakat aklına gidecekleri geldi. hiçbir şey demeden sessizce yürümeye başladılar. otobüs durağına geldiklerinde sessizce beklediler.
Seungmin cidden şaşkındı, bu Chan olamazdı.
"Chan." dedi.
"efendim?"
"sen iyi misin?" dedi ona bakarak.
"evet, neden sordun?" kaşlarını kaldırdı Seungmin. "hiç, durgun geldin de."
"uykum var biraz, ondandır." kafasını salladı Seungmin. ondan olmadığı barizdi ama ses etmedi.
otobüsün gelmesiyle ikisi yan yana oturdu. Chan cebinden kulaklığı çıkardı. "bu arada," dedi. "şarkının demosunu kaydettim, dinlemek ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
reckless, chanmin
Fanfic"demek ki, okul birincileri yalnızlığa mahkummuş." içtenlikle gülümsedi önündeki eli tutarken. "ben yalnız olabilirim ama senin daha fazla yalnız olmana izin vermeyeceğim." *slow update / enemies to lovers