chan x seungmin
chan
piştseungmin
ne varchan
o kadar okul İKİncisisin hala saygı öğrenemedin mi :D
ne var değil efendim denir.seungmin
saygıyı senden öğrenecek değilim.
ne istiyorsun onu söylechan
neyse,
bugün hafta sonu
ve şarkıyı bugün yazıp yarın götürmemiz lazımseungmin
süre vermediler ki?
okulda da yapabiliriz.chan
arayıp sordum
yarın istiyorlarmışseungmin
yani?chan
bana geliyorsunseungmin
KPEMFLDFPDMGLSMQŞQMĞWÖDÖSMXNNXNSMAŞQÖSİQÖQİQŞİQAŞİAİSİQkomikmiş.
chan
ben gayet ciddiydim köpekçikseungmin
ne yapacağız sende?chan
:Dddseungmin
ne?chan
hiç, şarkı üstüne çalışırız
ayrıca önemli şeyler var gelmen lazım yani...seungmin
senden nefret ediyorum.
her neyse,
konum at.chan
*konum*
ben de seni seviyorum köpekçik
görüldü-
Seungmin derin bir nefes alıp karşısındaki eve baktı. gerçekten burada olduğuna inanamıyordu.
birazdan dünyada en nefret ettiği kişinin evine gidecekti ve bundan hiç hoşnut değildi. bir anda kapının açılmasıyla şaşkınlıkla yerinde zıpladı.
karşısında kapıya yaslanmış sırıtan Chan'a baktı. "kapının rengini mi ezberliyordun?"
Seungmin göz devirdi. "gitsem mi gitmesem mi diye düşünüyordum ve tam şu an gitme kararı aldım." deyip yapmacık bir şekilde gülümsedi Seungmin. ardından arkasına dönüp gidecekken Chan göz devirip kolunu tuttu. "gir içeri."
"sana saygı öğretmediler mi lütfen demen lazım." dudak büzdü Seungmin. Chan yapmacık bir şekilde güldü. "rüyanda."
"oldu o zaman iyi günler." Seugmin tekrar gitmeye yeltendiğinde derin bir nefes verdi. yapmacık bir şekilde gülümseyip konuştu. "lütfen." Seungmin sırıttı.
"anlayamadım, ne lütfen?" Chan göz devirdi ve derin bir nefes aldı.
"lütfen artık içeri gelir misin Seungmin?" aldığı cevapla tatmin olup gülümsedi, Seungmin. "çok yalvardın, geliyorum." Chan tekrar göz devirdi. bu çocuk, cidden sabrını sınıyordu. içeri geçtiklerinde Chan odasını gösterdi, evinde müzik kaydetmek için ayrı bir odası vardı. Seungmin içeri girince konuştu "vaov."
"aşık oldun değil mi?" Seungmin yine göz devirdi. göz devirmeden konuşamayacaklardı anlaşılan.
"sorma, ne demezsin."
"her neyse, bir şey içer misin?" Seungmin şaşkınlıkla ona baktı. "Bang Chan, ateşin mi var?" Chan, yine ve yine göz devirdi.
"kapa çeneni ve ne istediğini söyle." Seungmin göz devirdi. "fark etmez."
"kahve yapıyorum." Seungmin başını salladı. "şuradaki masaya geç, ben de yapıp geliyorum." Seungmin dediğini yapıp iki tane sandalyesi olan masaya oturdu. ayrı olarak bir kayıt kısmı bile olan odayı inceledi, fena güzeldi. bir süre sonra Chan elinde kahvelerle geldi. yerine oturduktan sonra Seungmin'e baktı.
"şimdi, konumuz kavuşamayan aşıklar. sen kendi kısmını yaz ben kendi kısmaımı yazayım daha sonra birleştirip alt yapı hazırlarız." Seungmin kafa salladı. "beğenirlerse kaydı orada mı yapacağız?"
"aynen öyle." ardından ikisi de kendi köşesine çekilip yazmaya başladılar. Seungmin kağıda yazarken Chan telefonuna yazıyordu. bir saat kadar sonra Seungmin, bitirmesiyle Chan'a döndü.
"bitti mi?"
"son cümlede takıldım," demesiyle Seungmin ona yaklaşıp sözleri okudu. aklına gelen sözü yazdı ve geri çekilirken kafasını oldukça yakınında olan Chan'ın kafasına çarpmıştı. elini acıyan dudağına koyup geri çekildi. "ay! iyi misin? üzgünüm." Chan kafasını salladı. "biraz sert çarptı sanırım, o yüzden." elini ağzından çektiğinde Seungmin kanadığını gördü.
"kanıyor..."
Chan elini tekrar bastırdı. "sorun değil." ardından sırıttı. "sen benim için endişelendin mi?"
Seungmin tekrar göz devirdi. "insan olarak hani." ardından tekrar konuştu. "peçete ya da bez gibi bir şey var mı?" Chan eliyle bir yeri gösterdiğinde oraya doğru adımlayarak bezi alıp geri geldi. "çok sert çarpmadı ama yine de bunu bastır."
yerine oturdu. "şimdi ne yapacağız?"
"yazdığımız sözleri birleştireceğiz." Seungmin kafasını salladı ve bir süre onunla uğraştılar. işleri bittiğinde şarkı da bitmişti.
Waiting for us.
her ne kadar yanındaki kişiden nefret etse de, şarkı baya güzel olmuştu. "işimiz bittiğine göre, ben gidiyorum." ayaklandığında kararan havayı gördü. saat henüz 19.30'tu ve kararmaya yüz tutmuştu.
"bu saatte eve tek gitme, seninle geleceğim."
"gerek yok." derken bile tedirgindi. "sormadım." Chan'ın omuz silkip önden yürümesiyle göz devirdi Seungmin. bugün o kadar çok göz devirmişti ki, yakında gözlerinin öyle kalacağından korkuyordu.
birlikte dışarı çıkıp hiç konuşmadan Seungminlerin evine vardılar.
"kötü geceler." yapmacık bir şekilde gülmesiyle Chan gülümsedi. "sana da iyi geceler." ardından Seungmin içeriye girdi. kapıyı açmak için çantasını ararken birden açılmasıyla irkildi.
annesiydi.
ayakkabılarını çıkarırken kadın konuştu. "saat kaç oldu nerdesin Seungmin, ayrıca o çocuk kimdi? daha önce yanında görmedim. onunla mıydın tüm gün?"
"seni ilgilendirmiyor anne." ardından kadına çarpıp odasına ilerledi. derin bir nefes verip arkasını döndü. "çok merak ediyorsan, oğlun JYP'den teklif aldı ve yakında kendi yazdığı şarkısı çıkacak."
"bana sormadan kabul mü ettin? bunun için derslerini aksattığının farkındasın değil mi?"
"tam olarak bu yüzden sormadım." ardından kapısını çarptı.
-
uzun bir aradan sonra selamm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
reckless, chanmin
Fanfiction"demek ki, okul birincileri yalnızlığa mahkummuş." içtenlikle gülümsedi önündeki eli tutarken. "ben yalnız olabilirim ama senin daha fazla yalnız olmana izin vermeyeceğim." *slow update / enemies to lovers