"Ne demeliyim sence?" Diye sordu arkadaşına sarı saçlı genç.
"Davet et işte."
"Hadi canım şaka yapıyorsun(!) Onu ben de biliyorum da nasıl davet edebilirim?"
"Siz 1 senedir çıkıyorsunuz zaten orasını biliyorsundur herhâlde değil mi?
Diken üstünde tekrar oturdu koltuğa İnojin. Nasıl yapması gerektiğini biliyordu tabii fakat hiçbiri sevgilisini hak edecek kadar güzel değildi ki!
Güzel sanatların son sınıfıydı. İnojin zaten her zaman resim bölümündeydi fakat güzel sanatlar öğrencisi olduğundan birkaç müzik aleti çalmayı da biliyordu ve bu hafta sonu piyano resitali vardı.
Sevgilisini de davet etmek istiyordu ama hem yukarıdaki nedenden hem de Himawari'nin reddetmesinden korktuğu için cesaret edemiyordu. Şarkıyı da Himawari için seçmişti oysaki...
"Hemen cesaretin kırılmasın be! Aşırı önemli bir işi yoksa mutlaka gelir." dedi Shikadai aynı zamanda esnerken.
"Haklısın, o zaman ben onu davet etmeye gidiyorum. Seni de beklerim ha!"
"Gelemem ben uykum gelir."
Arkadaşını sözlerine güldü ve başıyla onayladı İnojin. Daha sonra da sevdiği kadını davet etmek için yola koyuldu.
****************************************************************
"Bir gün annen bana bu çiçekleri verdiğin için kızmaya başlayacak." Dedi Himawari İnojin'in elindeki ayçiçeklerini alıp gülümserken.
"S-Sanmam. Zaten ben unutsam o hatırlatıyor." Himawari'nin gülümsemesiyle kekeleyerek söyledi. Konuya nereden girecekti? Daha doğrusu karşısında böylesine güzellikte bir varlık varken konuşabilecek miydi?
Himawari ise ağzını açıp duraksadıktan sonra kapatıp durmasıyla anlamıştı sevgilisinin bir şey söylemek istediğini.
"Söylemek istediğin bir şey mi var?" Sakinleşmesi için elini tutmuştu ama nereden bilebilirdi ki daha da heyecanlandığını...
"Şey, biliyorsun ben güzel sanatlar bölümü okuyorum ve bu hafta sonu piyano resitalim var. Sen de... katılmak ister misin?"
Umutlu gözlerle baktı İnojin. O kadar içten istiyordu ki onun da gelmesini.
"Tabii ki gelirim!"
Gülümseyerek cevapladı Himawari. Böylesine güzel bir teklife nasıl diyebilirdi ki?! İnojin'in heyecandan eli ayağına dolaşacak durumdaydı. Bir refleksle Himawari'nin iki elini de sıkıca kavrayıp daha da yaklaştı:
"Çok teşekkür ederim! Seni çok seviyorum!"
Sonradan mavi gözlerin kendisine çok fazla yakın olduğunu fark etti. Ayrıca Himawari'nin kızaran yanaklarından da anlamıştı kızın özel alanını işgal ettiğini. Hemen geri çekildi:
"Ö-Özür dilerim. O kadar y-yakınlaştığımı fark etmemiştim."
Kız gülümsedi. O da hafif utanmıştı tabii ama belli etmemeye çalıştı.
"S-Sorun değil! Ben de seni çok seviyorum, İnojin"
İnojin bayılıp kalmamak için ayaklandı. Daha fazla kalırsa kızın gözlerindeki yoğun mavi okyanusta kaybolacaktı.
"O zaman h-hafta sonu görüşürüz!"
Sevgilisine el sallayarak uzaklaştı. Yakınlaştıkları an gelince hafızalarına ister istemez ikisi de gülümsedi. Utandırıcıydı belki ama... bir o kadar da güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayçiçeği ~İnoHima~
Romansaİnojin, Himawari'ye sırılsıklam âşık olmuştu... !Kapak fotoğrafındaki dahil kullandığım hiçbir fotoğraf ve resim bana ait DEĞİLDİR! !Hikâyenin konusu animenin konusundan bağımsızdır.!