0.5

955 50 11
                                    

SELAM!!! Yeni bölüm geldiii<3 lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın çok değerli.

Buraya bu bölümü okumaya başladığınız saati bırakın hadi

Buraya bu bölümü okumaya başladığınız saati bırakın hadi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Oy sınırı: 12

Beşinci bölüm

Dilruba

İhanet...

Dost sandığım insanların yaptıklarının ardından şimdi de annem mi bana bunu yapmıştı?

Orada daha fazla durmadan arabayla uzaklaşmıştım. O herifi daha fazla keyiflendiremem.

Evin önüne geleli yarım saat kadar olmuştu ve bu yarım saat boyunca ağlayarak bahçemizdeki muhteşem aile tablosunu izliyordum.

Annem arada batını seviyor. Batının babası da onları izleyerek sırıtıyordu.
İğrenç. Nasıl bu kadar mutlular? Nasıl beni kandırırken annem hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor?

Dediğim gibi ben asla gerektiğinde sınırları zorlamaktan çekinmem.

Yüzümdeki yaşları sildim ve arabadan indim. Anahtarı Kontakta bıraktım zatrn hallederler.

Bahçeye girdiğimi bile fark etmediler. Acıyla tebessüm ettim. Ben yok muydum bu ailede? Yokum. Olsaydım en başında tüm gerçekleri bana anlatırlardı. Ne olursa olsun benim bilmeye hakkım var.

O adam... Benim yıllarca annemden gizliyerek özlemini duyduğum herif.
Şimdi annemle istedikleri gibi davranıp bir de üzerine oğullarını seviyorlar. Gözlerim doldu anasını satayım ne duygulu.

Gülümsememi büyüttüm. Masaya ilerleyip boş bir sandalyeye oturdum.
Bakışlar bana dönerken annemle o adam toparlandı.

"Bebeğim ne zaman geldin? Fark etmemişim hiç." kendime masadaki sudan doldururken tebessümle başımı salladım.

"Siz kaç yıldır arkadaştınız?" diye sordum. Burak abi,

"Yirmi bir yıl olmuştur değil mi?" diyerek onay beklercesine yüzlerine baktı. Bakma burak abi bakma yüzsüz onlar. Gonca abla,

"Vay be, dile kolay koskoca yirmi bir yıl." hmmlayarak başımı salladım ve bombayı ortaya attım.

"o kadar uzun süre arkadaşsınız ve ara ara da olsa telefonda görüşüyorsanız babamın kim olduğunu da biliyorsunuzdur. Değil mi?" elimdeki suyu kafama dikerek geriye yaslandım.

Yuh lan bu kadar belli etmeyin ya.
Annemin gözleri doldu hatta. Ne diyeceklerini bilemezken

"Birden bire nerden çıktı dilruba?" sesi titredi. Kıkırdadım.

"Ben gerçekten aptal gibi mi duruyorum?" duygu,

"Dilruba içeri geçelim mi?" asıl bu ne alaka şimdi sus bir sen. Yüzüne sert sert baktım. Önüne döndü.

"Bu kadarının bir açıklaması yok çünkü." ortaya yem atmıştım ve hepsi yedi... Böyle sıkıcı oldu ama üzüldüm bak şimdi.

"Dolandırıldım da bugün. Hani üstü üste böyle enayi yerine koyulunca sorguluyor bir insan. Ben mi çok aptalım karşımdakiler mi fazla karakter yoksunu diye." hepsi rahatladı bir an. Annem ânın verdiği heyecanı atlatamazken atahan konuştu,

"İyisin değil mi? Nasıl oldu? Sen zarar görmedin değil mi?" gülümsedim.

"Sapasağlamım gördüğünüz gibi ama bilirsin anne ben ihaneti pek sevmem. Ve bunun da bir geri dönüşü olur." annem başıyla onayladı. "Her neyse afiyet olsun size. Ben odama çıkıyorum." sonunda soğukça konuşup eve girdim. Hızlıca odama çıkıp sırtımı kapıya yasladım. Telefonum çalmaya başladı. Çantamdan çıkarıp ekrana baktım.

Ulan sen de eksik kal be. Arayan borayı görünce meşgule atıp yatağa oturdum. Daha olanları düşünemeden aşağıda bir patırtı koptu. Endişeyle camdan dışarı baktım.

Bora... Sabır. Sabır.

Aşağıda adımı bağırıp inmemi söylüyordu. Biraz gerisinde de magazin sayfalarının kameramanları vardı. Tepeden tırnağa sinirle dolarken hızlıca bahçeye indim. Batın tam yumruk atacakken elini tutup indirdim.

"Sana ne oluyor batın? Bu benim konum. Haddini bil." tam ağzını açıp itiraz edecekken babası olacak herif durdurdu ve yanına çekti.

Bora koluma yapıştı. Dağılmış. Gözleri şiş kızarıktı. Her zaman en değer verdiği saçlarını önemsemediği çok belliydi.

"Ne var? Niye geldin?" rahat tavrımla konuştum.

"Ne yaptın lan sen? O görüntüleri nası sızdırırsın. Bir de kayboldun ortadan tabi bir bedelinin olacağını sen de biliyorsun." O sırada içeri bir kadın, güney ve simay girdi. Dikkatle bakınca beni aldattığı eskort olduğunu anladım o kadının. Kolumu sertçe çektim elinden.

"Bedel? Hmm nası bir bedel mesela?" diyerek ona yaklaştım ve yüzlerimiz yaklaşırken kasıldı. Cidden bu yakınlıkta bile benden etkileniyorsa...
Aklıma gelen sözlerle sırıttım. Bakışları dudaklarıma indi. Bense o eskortu baştan sona küçümseyici bir şekilde süzdüm. O dikildiği yerde küçülürken gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladım.

"Pekala buraya kadar gelip bana bedel ödeteceğimi söylüyorsan o geceden sonra bana bıraktığın sesli mesajları da hatırlatmalıyım." dedim ve boraya dönüp, "değil mi?" diye sordum. Hatırlamış olmalı ki susturmaya çalıştı beni.

Anneme döndüm elini ağzına kapatmış ağlamasını duyurmamaya çalışırken yine ve yine fatih ve batına sığınıyordu. Başımı olumsuz anlamda salladım ve geri boragile döndüm.

"Söz veriyorum dilruba. Değişeceğim, büyüyeceğim. Daha iyi olacağım. Seni hak etmiyorum." ona acırmış gibi bakıp yanağını okşayarak devam ettim.

"Ama seni seviyorum. Lütfen üniversiteye gittiğimde yanıma taşın. Evlen benimle. Bebeklerimi doğur." kıkırdadım ve tekrar o kadına çevirdim bakışlarımı.

"Ne kadar acınası değil mi? Bana yalvarırken sizin yanınızda erkeklik taslıyor." kadın bir şey diyemezken koşarak bahçeden çıktı.

"Unutma! Sen, ben olmadan bir hiçsin. Seni ben vâr ettim. Benimle takıldığın için bu kadar popüler oldun. Şimdi gelip bana artistlik taslama ne bok olduğunu en iyi ben biliyorum. Kiminle karşı karşıya olduğunu unutma adımlarını iyi at çünkü yapacaklarımı aklın almaz. Hadi şimdi siktir gir bir daha da adım atmayı dahi düşünme." başını kaldıramazken hızlıca çıktı o da. Güvenlikler de bora çıkınca habercileri dışarı çıkardı.
Güneye şimdi değil diye fısıldadım. Kaldıramazdım artık.

Gerçekten yoruldum. O da gittikten sonra omuzlarımı düşürdüm. Annem hızlıca gelip sarıldı bana.

"İyi koydu lan çocuğa yemin ederim o laflar benim içime oturdu." konuşan efenin koluna elif dirseğini vurup susturdu.

Kollarımı anneme sarmadım. Gözümün önü kararmaya başlarken. Yere çöktüm. Biri gelip beni kaldırdı ve sandalyeye otururken yan tarafıma oturup bırakmadı beni. Kim olduğunu bile önemsemedim.

"Dayanamıyorum." gelip giden bilincimle zar zor konuşup kendimi karanlığa teslim ettim.

    Son

Nasıldı?? Beğendiniz umarım. Lütfen yorumlarınızı bırakmayı unutmayın.

*Dilrubanın konuşması nasıldı?

*Savaşın yaptığına ne diyorsunuz?

*Sizce dilruba öğrendiği gerçeklerle ne yapmalı??

Mi Amor×AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin