oy istiyorum. :(
O geceden sonra lanet olası hayatımda hiçbir şey yolunda gitmemiş, kimse hoşuma gitmemeye başlamıştı. O herif bana dokunduğundan beri okulda kimseyle flört edemiyordum bile!
"Şu çocuğu her gördüğünde ateş bastı diye bağırmaz mıydın?" Jimin önümüzden geçen, artık yakışıklı gelmeyen çocuğu gösterirken konuşmuş, bu da başımı sallamama sebep olmuştu. "Jimin, lütfen inan bana. O çocuğu bulmam gerekiyor, artık kimse hoşuma gitmemeye başladı." Dediğimde kahkaha atmış, ayağa kalkarken masadaki defterleri eline almıştı. "Sen kafayı yemişsin, iki güne düzelirsin." Demiş, arkasına bakmadan sınıfımıza yürümeye başlamıştı.
Koşar adımlar ile ona yetişmeye çalışmış, elimi omzuna koyduktan sonra derin nefeslerimi vermiştim. "Tamam inanmıyorsun, anladım." Jimin göz ucuyla beni süzmüş, sonunda bitkin bir şekilde mırıldanmıştı. "Taehyung, nereden bulacağız biz bu adamı? Yüzünü bile hatırlamıyorum, aklım yerinde değildi. Ayrıca bulsak bile, ya evli falansa? Belki seninle öylesine dans etmiştir. Şu takıntıların seni öldürecek."
Gerçekleri yüzüme sert bir şekilde vurduğunda gözlerimi kısmış, dudaklarımı büzerek önüme dönmüştüm. "Biliyorum.. Ama ne bileyim, gerçekten çok güzel dokunuşları vardı Jimin. Eli belimi öylesine güzel kavradı ki bir an aklım başımdan gitti. Belimin onun elleri için yaratıldığına emin oldum bir anlığına." Diyerek heyecanla ona dönmüştüm yeniden. Boş bakışlarını gördüğümde heyecanım gitmiş, derin bir nefes vermiştim. "Tamam tamam, sustum."
Jimin başını sallamakla yetinerek sınıfa girdiğinde arkasından öylece bakmış, birkaç saniye pislenmiş zemini incelemiştim. Haklı olabilirdi, sarhoşluğun verdiği hisler ile dokunuşları güzel gelmiş olabilirdi. "Ben abartıyor olmalıyım." Kısık sesimle mırıldanmış, ardından sınıfa geçerek Jimin'in yanına yerleşmiştim. Bu konuyu daha fazla düşünmemek akıl sağlığım için çok daha iyi olacaktı.
---
"Akşam yemeğine gelmek zorundasın." Babamın telefondan söylediği cümleye karşı gözlerimi devirmiş, dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Jimin'e söz verdim, onunla yiyeceğim." Dediğimde sinirle bir nefes verdiğini duymuş, yine de umursamamıştım.
"Kim Taehyung, akşam misafirlerimiz var ve sen oğlum olarak kendini göstereceksin. Çabuk eve gel!" Diye bağırdığında irkilmiş, telefonu kulağımdan birkaç saniye uzaklaştırmıştım. Babalar neden bu kadar ses çıkartmak zorundaydı?
"Tamam, bağırma şöyle. Geleceğim işte." İstemeye istemeye kabul etmiş, başımı huzursuz bir biçimde eğmiştim. İstediği bir şeyi yapmadığım zaman tüm kredi kartlarımı kapatmakla tehdit ediyordu ve bu tehdit.. Ah Tanrı'm, kalp sağlığım.
Başımı iki yana sallamış, sonunda telefonu kapatarak beni merakla dinleyen Jimin'e dönmüştüm. "Bugün birlikte yiyemeyeceğiz gibi görünüyor." Diyerek elimi omzuna yerleştirmiştim. "Yarın sözüm olsun, ben ısmarlayacağım."
Jimin gülümseyerek başını sallamış, ayağa kalkarken dudaklarını ıslatmıştı. "Sorun yok, babanın sözünü dinle. Yarın görüşürüz." Elini sallayıp benden uzaklaşmaya başladığında ben de elimi hafifçe sallamış, arkasından bedenini süzmüştüm. Jimin gerçekten iyi birisiydi, onunla çocukluktan beri tanışıyorduk. Özel bir üniversiteye gideceğimi duyduğunda sıkı bir çalışmayla burs kazanıp beni burada da yalnız bırakmamıştı. Ona gerçekten minettardım.
Sonunda tamamen gözden kaybolduğunda ben de arkamı dönmüş, otoparka yürümeye başlamıştım. Neredeyse hava kararmaya başladığından yorgun gözlerimi kocaman açmış, arabamı bulmaya koyulmuştum. Sonunda gözüme çarptığında hızlıca kilidini açmış, koltuğa geçerek eve sürmeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dance with me - taekook.
FanfictionTaehyung girdiği iddia sonucu tanımadığı biri ile dans etmek zorunda kalır, bu kişinin babasının ortaklarından Jeon Jeongguk olduğundan bihaberdir.