benimle dans et. | 1

4.2K 311 127
                                    

"Taehyung, buraya gel!"

Koşarak evden çıkarken, kolunu daha geçiremediğim tişörtümü giymeye çalışıyor bu sırada da çantamı düşürmemek için ayrı bir çaba sarf ediyordum. Babamın gür sesi yeniden bahçemizde yankılandığında duymamazlıktan gelmeye çalışmış, sonunda sokağa çıkabilmiştim.

"Gençliğimi yaşamama izin ver artık." Kendi kendime mırıldanmış, gözlerimi yolda gezdirerek dudaklarımı büzmüştüm. Jimin arabasıyla beni alacağını söylemişti ancak geç kalmışa benziyordu. Bana büyük bir parti olduğunu, ayrıca güzel çocukların da orada olduğunu söylemişti.

Güzel çocuklara bayılırdım.

Aklıma dolanlar ile sırıtmış, tam bu anda uzaktan gelen arabayı görmemle çantamı omzumdan düşürerek avuçlarıma almıştım. Jimin frene bastığında koşar adımlar ile arka kapıyı açmış, bedenimi bir çöp torbası gibi koltuğa fırlatmıştım âdeta. "Bas gaza."

"Kwang Amca yine gitmene izin vermemişe benziyor." Dediğinde derin bir nefes vermiş, ağlamaklı bir ses tonuyla elimi alnıma koymuştum. "Artık olgunlaşmamı ve şirket işlerini öğrenmemi istiyor, partiler ya da barlar bu tür insanlara uygun değilmiş." Dediğimde gözlerini devirdiğine şahit olsam da bir şey dememiş, elimi omzuna koymuştum. Babam Jimin ile takılmamdan nefret ediyordu, Jimin'in ailesinin iyi yerlerde olmadığını bu yüzden beni kötü etkileyeceğini dile getiriyordu her zaman. "21 yaşındayız, biraz eğlenelim." Dediğinde başımı hızla sallamış, elimi kaldırmıştım. "Bugün ortalığı darmaduman edelim."

××

Partinin yapılacağı eve geldiğimizde bahçeye doğru adımlamış, gözlerin üstümde olduğunu hissettiğimden Jimin'e bakmıştım. "Güzel çocukları henüz göremiyorum." Dediğimde Jimin gülmüş, eliyle uzakta birasını yudumlayan uzun boylu çocuğu göstermişti. "Şu idare eder sanki." Diyerek bana dikmişti ufak gözlerini. Çocuğu bir süre incelemiş, nedense kötü bir elektrik alarak omuz silkmiştim. "Hayır, beğenmedim. Neyse, bizimkiler nerede? Adımı unutana dek içmek istiyorum."

Hızlı adımlar ile içeri geçmiş, kuytu yerlerde öpüşen çiftlere saniyelik bakarak gözlerimi kısmıştım. Bu sırada aralarından birinin Namjoon olduğunu görmemle sırıtmış, oraya doğru adımlamaya başlamıştım. Yanlarına yaklaştığım an kız utanarak Namjoon'dan ayrılmış, koşar adımlarla yanımızdan uzaklaşmıştı. "Henüz bir şey bile dememiştim." Dediğimde Joon kaşlarını çatmış, başını sallamıştı. "Hadi ama, kız güzeldi. Ne diye anı bozmak istiyorsan." Diye huysuz huysuz mırıldandığında kolumu omzuna atarak gülmüştüm. "Üzgünüm, ancak bugün sizin için geldim. Bana hep birlikte içeceğimizi söylemiştiniz."

Namjoon başını sallayarak belimi tutmuş, beni ittirerek arkalardaki koltuklara götürmüştü. "Bizimkiler orada, gidelim." Dediğinde başımı sallamış, birkaç saniye sonunda arkadaşlarımı görmemle gülümsemiştim hızla.

Hepsi ile selamlaşmış, boş bir yere kurularak masanı üstünde duran içki şişelerinden birini kafama dikmiştim. Hoseok elimden şişeyi çekmiş, başını iki yana sallamıştı. "Yine sarhoş olup eve gidersen, baban bizi bu sefer cidden öldürür." Duyduğumla hızla kaşlarımı çatmış, şişeyi geri aldıktan sonra yeniden dikmiştim. "Bugün sadece içmeye geldim, hadi ama."

Sonunda konuşmayı kesmiş, hepimiz sohbet edip içmeye başlamıştık. Konunun ne ara benim dans sevdama geldiğini bilmiyordum lâkin bir iddia ortaya atıldığında kesinlikle hırslarıma yenik düşüyordum. Aynı şu an olduğu gibi.

"Yabancılarla dans edemeyeceğine eminim." Namjoon sarhoşluğun verdiği rahatlık ile kahkaha atmış, arkasına yaslanmıştı. "Düşünsenize arabaları durdurup içindeki insanlarla sokağın ortasında dans ediyor." Duyduklarım ile kaşlarım olabildiğince çatılmış, başımı iki yana sallamıştım. "Bunu zaten yapabilirim."

Jimin olayın nereye gideceğini anlamış olacak ki hızla araya girmiş, elindeki bardağı masaya koymuştu. "Taehyung, saçmalama." Hoseok sırıtarak omzuma vurduğunda ona dönmüş, onun da bu oyunu devam ettirmesi ile sınırıma gelmiştim. "Hadi o zaman gidip yapalım, bakalım gerçekten yapabilecek misin?"

Cümlesini bitirmeden ayağa kalkmış, elimle terli saçlarımı geriye ittirmiştim. Tanrı'm, sıcaklamıştım burada. "Tamam, gidelim o hâlde." demiştim hırsla.

İşte bu yüzden şimdi buradaydım..

Otobanda canımı hiçe sayarak gözüme güzel gözüken arabaların önüne atlıyor içindeki insanlara benimle dans etmesi için bağırıyordum. Önüme çıkan beyaz aracın önüne doğru dengesiz adımlarla atlamış, frene basmasıyla sırıtmıştım. Bana şaşkın şaşkın bakan adama gülümsemiş, camını tıklatarak açmasını sağlamıştım.

"Dans etmek ister misin amca?" Dediğimde küfür etmiş, gaza basarak son hızla uzaklaşmıştı benden. Arkamdan beni izleyen arkadaşlarımın kahkahaları ile kaşlarımı çatmış, arabanın arkasından sinirle bağırmıştım. "Eğlenceden ne anlarsın sen, aptal herif?!"

Tam bu sırada arkamdan büyük bir fren sesi duyulduğunda hissettiğim korku ile gözlerimi kapatmış, kalçalarıma değen araba ile öne doğru hafifçe savrulmuştum. Jimin ve diğerleri deli gibi sarhoş olduğundan buna sadece gülmüş, her ne yapıyorlarsa ona devam etmişlerdi.

Lâkin yaşadığım korku hissettiğim tüm sarhoşluğu elimden almış, aklım başıma çoktan gelmişti. "Ah, üzgünüm." Diyebilmiştim yalnızca. Sonunda başımı iki yana sallamış, hâlâ aklım iddiada olduğu için hızla şöför koltuğunda oturan kişiye doğru adımlamıştım. Camlar simsiyah olduğundan içeride kimin olduğunu görememiş, yine de camı tıklatarak bir umut açmasını beklemiştim.

Birkaç saniye beklemiş, açmayacağını düşündüğüm için geriye doğru adımlamıştım. Bu sırada yavaşça aşağı doğru çekilen siyah cam ile arkasında beliren yüzü bir süre incelemiş, yutkunmuştum sertçe. Sert bakışları, siyah saçları ve kaşında bulunan piercing ile ne kadar ateşli olduğunu içimde bile tartamıyordum. Öylece bakışmaya başladığımızda sonunda bu garip anı bozmuş, elimi saçlarıma daldırarak gözlerine bakmaya çalışmıştım.

"Benimle dans et." Demiştim içimde bir anda doğan cesaret tohumu ile, bir süre gözleri bedenimde gezinmiş ardından dudakları yavaşça yukarı kıvrılmıştı. Bu anı durdurup dakikalarca izlemek istesem de o bunu hızla bozmuş, kapının kilidini açarak arabadan inmişti. "Edelim." Duyduğum sesi ile dudaklarımı hızla ıslatmış, saçma sapan hareketler ile sokak dansı yapacağımızı sanarken aniden elini belime yerleştirdiğinde gözlerim kocaman açılmıştı. "Şey, ben-" Bedenimi yavaşça döndürdüğünde kasılan karnım ile gözlerimi kapatmış, bir anlığına bedenimi sadece ona bırakmak istemiştim. Dokunuşları, Tanrı'm, o kadar güzeldi ki..

Ellerimizi yavaşça birbirine kenetlediğinde, etrafımda beni bir kez daha döndürmüş ardında birkaç eş adımla etrafta birlikte dans etmeye başlamıştık. Öyle ki Namjoon bile bize odaklanmış, ciddi bir biçimde dansımızı izlemeye koyulmuştu.

Ne kadar süre birlikte dans ettik bilmiyordum, lakin sonunda bedenimi son kez döndürüp belimden tutup düşmemi engellediğinde yüz yüze gelmiştik. Siyah gözlerini ela gözlerime diktiğinde birkaç saniye bakışmış, ardından dudaklarını ıslatmıştı. Sıcaklığını hissetmiştim âdeta. "Güzeldin." Demiş, beni yavaşça dikleştirerek ellerini benden çekmişti. Belimdeki sıcaklığın yerini soğuk hava aldığında hafifçe titremiş, donuk bakışlarla ona bakmaya devam etmiştim.

"İyi geceler." Kalın sesini bir kez daha işittiğimde bu sefer havadan değil, onun büyüsü ile titremiştim. Sonunda arabasına binmiş, bana son kez baktıktan sonra çalıştırarak uzaklaşmıştı. Gözden tamamen kaybolduğunda ağzım açık bir şekilde yere oturmuş, hızlanan kalbime elimi koyarak derin bir nefes vermiştim.

Bu herifi kesinlikle bulmalıydım ve onu benim yapmalıydım.

Bölüm Sonu.

Oy vererek destek olmayı unutmayın.

Fikir lowmeyz sayfasına aittir.

dance with me - taekook.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin