keşke her okuyan oy verse, zor değil be güzellikler.
Güneşin yaydığı sıcaklık yüzüme vurduğunda yavaşça gözlerimi aralamış, kısık bakışlarımı odamda gezdirmiştim. "Saat kaç?" Kendi kendime mırıldanarak yatakta doğrulmuş, duvar saatine baktıktan sonra saatin çoktan 11 olduğunu fark etmiştim.
"Of, yine fazla uyumuşum." Sızlanarak ayağa kalkmış, odama bağlı olan lavaboya adımlayarak soğuk bir duş almıştım. Çıktıktan sonra hızlıca kıyafetlerimi giyinmiş, tam odadan çıkacağım esnada aklıma gelenler ile durmuştum.
Bugün Jeongguk denilen herifin şirketine gidecektim, gündelik kıyafetlerimi giyemezdim. Topuklarımın üstünde arkamı dönmüş, somurtarak dün çıkardığım takım elbiseyi yeniden giymiştim. Lanet olsun, gerçekten hiç rahat değildi bunlar.
Saçlarımı yaptıktan sonra aşağı inmiş, salonda kahvesini yudumlayan babamı görmemle kaşlarımı kaldırmıştım. "Bugün şirkete gitmedin mi?" Dediğimde bakışlarını önündeki bilgisayardan çekmiş, ardından bana dönmüştü. "Hayır, bugün evden çalışacağım. Ayrıca geç kalkmışsın, Pentagon'a gitmeyecek misin?" Sorduğu soru ile yutkunmuş, başımı eğmiştim. "Gördüğün gibi, gidiyorum."
Kıyafetlerimi kastettiğimi anladığında sırıtmış, başını sallamıştı. "Harika görünüyorsun, o aptal kıyafetlerinden çok daha iyi." Demiş, bilgisayarı ile uğraşmaya devam etmişti. "Tabii, aptal kıyafetler.." Derin bir nefes vermiş, arkama dönerek mutfağa girmiştim. Yemek yapan Soyan Teyzeyi gördüğümde gülümsemiş, masaya oturmuştum. "Günaydın teyze." Dediğimde şirin bir gülümseme ile bana karşılık verdiğinde içimi saran sıcaklık, az önceki huzursuzluğumu silip süpürmüştü âdeta. "Günaydın oğlum, aç mısın?"
Başımı bir çocuk gibi salladığımda yanaklarımı sıkmış, tezgaha dönerek bana bir şeyler hazırlamaya başlamıştı. Annem genelde yanımda olmadığı için gerçek anneliği Soyan Teyze'den görmüştüm. Onun sayesinde anne sıcaklığını hissedebiliyordum, cidden minnettardım. Aklıma dolanlar anlık gülümsememi sağladığında başımı masaya yaslamış, teyzemi izlemiştim.
Birkaç dakika sonra yemekleri hazırlayıp önüme koyduğunda iştahla yemiş, hepsini bitirdikten sonra ayağa kalkarak mırıldanmıştım. "Şu Pentagon'a gitmem gerekiyor, eğer geri dönmezsem bil ki dayanamayıp öldüm." Soyan Teyze kolumu hızla cimciklediğinde tıslamış, ona bakmıştım. "Doğru konuş, yok ölüm mölüm. Git konuş gel, akşam için sana fırında patates yapacağım." Diyerek arkasını döndüğünde şokla ona bakmıştım. "Sen çok garip bir kadınsın." Demiş, daha fazla konuşmadan mutfaktan çıkarak dış kapıya adımlamıştım.
Ayakkabılarımı hızlıca giydikten sonra kapıyı aralamış, çıkacağım sırada babamın arkamdan seslenmesi ile derin bir nefes vermiştim. "Taehyung." Ona doğru döndüğümde gözlerimi üstünde gezdirmiş, devam ettiğinde başımı eğmiştim. "Jeongguk senden ne isterse onu yapacaksın, sözünü ikiletme. Seni eğitecek sonuçta, biz neler yapacağınızı detaylıca konuştuk. Okulun tatile girdiği zaman tamamen orada duracaksın, işleri öğrendiğin zaman bizim şirketimizde çalışmaya başlarsın."
Dedikleri ile birkaç saniye gözlerimi kırpıştırmış, ardından gözlerimi devirerek dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Tüm tatilimi şirkette mi geçirecektim? Çok beklerdi. Şimdilik kavga etmemek adına başımı sallamış, ardından hızlıca evden çıkarak garaja yürümüştüm. Arabaya bindikten sonra konumu açmış, şirkete doğru sürmeye başlamıştım.
10 dakika içinde şirketin önüne geldiğimde, büyük binayı süzmüş dudaklarım istemsizce aralanmıştı. "Bu ne, kule falan mı?" Demiş, arabadan indiğimde koşarak yanıma gelen vale ile ürkmüştüm. "Merhaba, arabanız yabancı. Ne için gelmiştiniz?" Dediğinde korkumu atlatmaya çalışmış, başımı sallamıştım. "Şey, Jeon Jeongguk ile görüşecektim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dance with me - taekook.
FanfictionTaehyung girdiği iddia sonucu tanımadığı biri ile dans etmek zorunda kalır, bu kişinin babasının ortaklarından Jeon Jeongguk olduğundan bihaberdir.