Bir insan yaptığı şeyden pişmanlık duyabilir. Ama bazen devam eder. Durmaz. İşte ben tam olarak böyle bir durumdaydım. Pişmandım. Deli gibi. Elimdeki silahı fırlatıp Fely'i kolundan tutup götürmek istiyordum. Ama bunun yerine silahı onun kafasına dayamış, tetiğe basmak için James'in işaretini bekliyordum. Ellerim titriyordu. Korkağın tekiydim işte. Kendime gelmeye çalıştım. James'in yüzüne bir tane çakmak istiyordum. O sırıtışı beni deli ediyordu. Ama bunu ona borçluydum. O benim abimdi. Bana bir kez bile sırtını dönmemişti ve ben ona bir iyilik yapmak istemiştim. Felicity'i öldürmek için beni kullandı. Sanırım canını daha da fazla acıtmak istiyordu.
Bu olayın sonuçlarının neler olacağını hiç düşünmemiştim. Ona aşık olacağım ise aklımın ucundan bile geçmemişti. Bu arada adının Felicity olduğunu tabiki abimden biliyordum. Bana Andrea dediğinde James'in onda nasıl bir yara açtığını görmüştüm. Tüm bunlara rağmen tanıdığım en güçlü kızlardan biriydi. Gülüşü, sesi, tavırları, hele ki gülerken kısılan gözleri..
Ve şimdi o gözler öyle ifadesizdi ki. Benden nefret bile etmiyordu, bunu biliyordum. Hatta bana karşı artık hiçbir şey hissetmediğini gayet açık bir şekilde anlatıyordu o bakışlar. Vicdanım beni rahat bırakmıyordu. Ben ne zaman bu kadar kötü bir insan olmuştum. James'in yanındaki adamı restaurantın çıkışında gözümü bile kırpmadan vurduğum o an gelmişti aklıma. Evet, ben buydum işte! Bir oyun için umarsızca bir masumun canını katleden bir cani. Onun sevgisini zaten hak etmiyordum. Yalancı bir pisliktim ben. İnsanları yarı yolda bırakıyordum. Bir kere olsun işe yaramak istedim. Abimin bana bunu yapacağını nerden bilebilirdim? Daha doğrusu o bile bu kadar ileri gidebileceğimi düşünmemiştir.
Şimdi dakikalar belki de saniyeler sonra onu vurmam gerekecekti. Kafasına sıkacaktım ki hemen bitsin bu işkence. Sonra belki kendimi de vururdum. Ne de olsa bu dünya bensiz daha iyiydi. James bile üzülmezdi. Doğrusu onun kalbi olduğuna bile şüpheliydim..
...
Susuyordum. Shane de öyle. James mi? Onu ilk defa bu kadar heyecanlı ve mutlu görüyordum. Bir insanı öldürmek ona bu duyguları yaşatıyordu yani. Mükemmel! Nasıl bir psikopatın elindeydim ben? Tabi Shane'i de unutmamak gerek. Ne de olsa silah ondaydı. Bana bunu nasıl yaptı, neden yaptı bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var. Burdan sağ kurtulursam ki bu imkansız görünüyor, ilk işim Shane'i öldürmek olacak..
James için artık plan yapmaktan yorulmuştum. Onun da sırası gelecekti elbet. Ve işte o gün geldiğinde bana yalvaracaktı. Şimdi ise sadece izliyordum. Belki de son dakikalarımdı. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Ani bir hareket yapsam biliyordum ki anında tetiği çekecekti. Shane çekemezse James hallederdi zaten. O yüzden yapacak bir şeyim yoktu. İnsafsız, vicdansız iki insanın karşısında oturmuştum ve sessizce ölümümü bekliyordum.
Ölmek dert değildi benim için. Sadece onlar ölmeden ölmek istemiyordum. Yaşamamın tek sebebi buydu. Ve şimdi pes ediyordum..
...
Küçük zavallı Felicity! Nasıl da kıvranıyordu karşımda. Ona dikkatli bakınca Andrea'dan çok daha güzel olduğunu fark ettim. Aynı zamanda çok daha hırçın ve asiydi. Onu öldürtmek, böyle bir güzelliği harcamaktı. Başka planlar yapabilirdim. Küçük düşünüyordum. Ama o tam bir baş belasıydı. Ölümü en temiz yoldu benim için.
Shane'e baktım. Yüzünün rengi gitmişti. Bacakları onu taşımakta zorlanıyor gibiydi. Kardeşime kötülük mü yapıyordum? O istememiş miydi kendini kanıtlamayı. İşte! Bu onun için iyi bir fırsattı. Ve ben bugün bu işi burada halledecektim. Hayatımı bu kızla uğraşarak geçiremezdim.
Shane'e doğru yürüdüm ve zaman geldi dedim. Sonra Felicity'e döndüm ve;
₪Seni severdim Fely, dedim tüm samimiyetsizliğimle. Bilirsin bizde işler böyle yürüyor. İtaatsizliğinin bedelini ödemek zorundasın, dedim ve sahneyi Shane'e bıraktım.
...
Hızlı adımlarla ilerlemeye devam ediyordum. Yorulmuştum ama biliyordum ki zamanında yetişemessem işler daha da kötüye gidecekti. Adımlarımı sıklaştırdım ve köşeyi döndüğümde depoyu gördüm.
Evet bu sefer gerçekten ölümüme gidiyor gibi hissediyordum.. Onun beni gördüğünde yüzünün alacağı ifadeyi düşünerek kendimi sakinleştirdim..
...
₪Çek artık şu tetiği de kurtulayım! Tamam ölmek için gençtim. Evet ölümüm sevdiğim insanın ellerinden olacaktı. Ama kafamda daha fazla senaryo yazmak istemiyordum. Kabul etmeliydim ki filmin sonuna gelmiştik. Ve sonu benim için hiç de iyi bitmiyordu..
₪Buna mecburum Fely. Bir söz verdim ve yerine getirmeliyim. Üzgünüm.
Seni şerefsiz pislik. Üzgünüm mecburum ne demek. Silah senin elinde, hayatım da aynı şekilde. Ve yine senin istemenle yaşayabilirken..
Hayır hayır! Buna izin veremezdim. Beni öldüremeyeceklerini, bunun bu kadar kolay olmadığını onlara göstermeliydim. Ellerimi usulca pantolonumun içine soktum ve arka cebimin hizasında biraz daha aşağıda acil durumlar için sakladığım küçük çakıyı zorla da olsa almayı başardım. Tabi bunla ipi kesmem hem zamanımı aldı hem de dikkatler üstümde olduğu için zor oldu ama başardım. James burdayken bir hamle yapamazdım. Hiçbir yere gittiğide yoktu. Ellerim bağlı değildi ama ayaklarım hala bağlıydı. Ne yani dövüş filmlerindeki gibi olmuyordu her şey. Burdan James'e uçup onu alt ederken Shane'in beni vurmaması saçmalık olurdu ki ayaklarım bağlıyken birini bile halledemezdim. Bir mucize olsun diye dua ediyordum ki..
...
Kapı açıldı. Hepimiz bir anda irkildik ama kimse yoktu. James etrafı kontrol etmek için dışarı çıktı ve bunu fırsat bilip usulca aldığım çakımla Shane'in üstüne atladım. Onu hazırlıksız yakalamıştım. Çakıyı omzuna sapladım. O acısıyla meşgulken ben silahı kaptım. Her an James gelebilir korkusuyla ayaklarımdaki ipi hızlıca çözmeye başladım. Silahı alıp Shane'e doğrulttum. Shane yerde uzanmış bağırıyor, ağlıyor ve bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Başta dinlemek istemedim ama sonra "Seni sevmiştim." cümlesini duyunca kalbime örttüğüm o sert kalkanın kırıldığını hissettim. Nasıl sevmiştin? Senin sevgi anlayışın kafama silah dayamak mıydı? Yüzüme bile bakamıyordu konuşurken. Sonra ağlamaya başladı.
₪ O benim abim. Sadece yardım etmek istedim. Sana böyle hislerle bağlanacağımı nerden bilebilirdim. Fely-
₪ Bana Fely deme! Mümkünse konuşma ve son dakikalarının tadını çıkar.
Onu dinlemek istemiyordum. Bu sefer aklımı karıştırmasına izin veremezdim. Ama o hala konuşuyordu.
₪ Sadece inanmak istemiştim. Bunun kötü bitmeyeceğine inanmak.. Seni öldürmek!! İnan bana bu benim de hayatıma son vermek olacaktı. Ben senin varlığınla yaşadığımı fark ettim Fely. Şu son günlerimde tam işe yaramaz, amaçsız bir insan olduğumu düşündüğümde bana güç veren sendin. Ben senle her gün öldüm Felicity. Her gün bugünü düşünerek öldüm ben. Pişmanlıklarım yakamı hiç bırakmadı. Gözlerine bakıp o gözleri bir daha göremeyeceğim günü düşündüm. Ben iğrenç bir insanım. Benim suçum kardeşimi sana tercih etmem değil, kardeşimin böyle bir insan oluşunu kabul etmemdi.
Ve şimdi çek o tetiği Fely. Ölmek için iyi bir gün..
Ağlamadım. Onun o yalan dolan saçma laflarının benim için bir anlamı yoktu artık. Korkusuz ve acımasız hissediyordum. Sanırım insan o kadar acıyı biriktirince duygusuzlaşıyor.
İşte yine mucizelere inanmaya başlamıştım. Silahı yavaşça Shane'e doğrulttum. Ama elimin titremesi geçmiyordu.
Sevgi ne lanet şey! Öyle güçlü bir duygu ki hiçbir şey bozamıyor onun saflığını. Kirlenmemiş tek şey belkide. Ve o sevgi bu tetiğin ucuna konulmuş bir engel şimdi. Ama tek bir parmak hareketimle parçalanıcak kadar da kırılgan. Sevgi vazgeçmek şimdi benim için. Vazgeçip yoluma gitmek. Ama sevgiye engel olan intikam var içimde, öfke var. Hangisini seçmem gerek. Öfke mi sevgi mi? Yolun sonunda pişman olmak var. Ama dönüp baktığımda yaptığım her şey topluca bir hataydı zaten. Şimdi yeni bir hata daha kaldırabilir mi bu kalp?..
...
Dışarıya çıktığımda kimse yoktu. Zaten Felicity ve Shane'i daha fazla yalnız bırakmak istemiyordum. Depoya gitmek üzere arkamı döndüğümde onu gördüm. Elinde bir silah. Onu vurduğumuz silah.
₪Ama sen nasıl-
₪Unutma James yaptığını ödersin. Bu senin lafın. Ama cezan benim elimden olmayacak. Şimdilik bununla yetin, dedi ve beni bacağımın dört yerinden vurdu.
Ve işte Felicity bitmeden Jessie geri dönmüştü.. Acıdan bayılmadan önce bir şeyler duydum.
₪Dengeler değişiyor James. Gözünü açtığında artık dünyan daha da karanlık olacak unutma..