Sinir bozucu bir sessizlik vardı. Kalp atışlarımı duyabiliyordum. Gözlerim dünyanın en kötü manzarasından kaçmak istercesine sımsıkı kapalıydı. Ne yapacaktım?!
Titrememe engel olamıyordum. Korkumu bastırmaya çalıştım. Evet, güçlü olmalıydım. Küçük Felicity arkadaşlarını korurken hep dimdik dururdu. Değişmediğimi gösterme zamanıydı..
Ve gözlerimi açtım. Silahın o soğuk demirini ensemde hissedebiliyordum. Saçlarım rüzgarın etkisiyle yüzümde savruluyor ve bu korkunç durumda gıdıklıyordu burnumu. Cesaretimi topladım. O buz mavisi gözlere baktım. Korkusuz hissediyordum kendimi. Büyük, yenilmez bir insanmışçasına. Gözlerimi gözlerine diktim ve :
₪Ne istiyorsun? dedim. Yaptığım büyük aptallıktı ama devam ettim.
₪Seni tanımıyorum. Beynimi uçurmak istediğine göre kötü bir şey yapmış olmalıyım. Ama üzgünüm. Her şey planladığın gibi gitmeyebilir, dedim ve hızlı bir şekilde eğilip arkamdaki adamın üstüne atladım. Tırnaklarım uzundu. En azından hala kemirmediklerim vardı. Silah tutan adam üstüne atlamamla dengesini kaybetti ve tırnaklarımı yüzüne geçirdim. Cebimdeki bıçağı karşıdan gelen adamın bacağına fırlattım. Tam hallettim derken arkadan biri boğazıma sarıldı. Bir süre boğuştuk. Tamam dedim. Galiba ölüyorsun Felicity! Andrea'ı düşündüm.
Alçak herif beni çatıdan itti. En son önümden hızla akıp giden pencereleri hatırlıyorum. Sonra acıdan bayılmış olmalıyım. Kendime geldiğimde yanımda o vardı. Kımıldamak istedim. Ama beceremedim.
₪Çok yüksek olmadığına sevinmelisin, dedi. Ses tonu beni hemen etkisi altına almıştı. Hiç durmadan konuşsa sabaha kadar onu dinleyebilirdim. Yüzüne baktım. Öyle derin izler vardı ki.. Eminim hepsi ayrı savaşların eseridir.
Konuşmaya çalıştım.
₪Ne istiyorsun? diyebildim.
...
Soruma yine karşılık alamamıştım.
Bir süre beni inceledi. Kulağıma yaklaştı ve:
₪Cesur insanlara bayılırım, dedi. Öylece ona baktım.
₪Hala beni vurmadığına göre sen pek cesur sayılmazsın!?
Güldü. Evet, gülüşü sempatikti ama bir o kadar da sinir bozucuydu.
₪Yaşatmayı öldürmeye tercih ediyorum diyelim.
₪Peki beni çatıda niye öldürmek istedin?
₪James'e çalıştığını düşündüm. Hatta hala neden orda bir köşeye saklandığını bilmiyorum. Anlatmaya başlarsan burdan çekip gidebilirsin.
₪Neden orda bulunduğum seni ilgilendirmez. Ama James'e çalışmıyorum. Asıl sen kimsin? Suikastı siz mi düzenlediniz?
₪Evet bizim işimizdi, dedi. O kadar alaycı bir ifadeyle söylediki bunu. Ne kadar soğukkanlı olduğunu o zaman anladım.
₪Adım Shane. Ve sana bir teklifte bulunmak için iki saattir kendine gelmeni bekliyorum. Benimle çalış. Onlar hakkında bilgi sahibi olmasan bu yeri de bulamazdın. Kaynaklarımız yetersiz. Senin gibi birine ihtiyacımız var.
Söyledikleri aynen bu şekildeydi. Ben ne yapıyorum diye düşündüm birden. Daha da batıyordum. Bu insanları daha tanımazken onlara nasıl güvenecektim?
Ama tek başıma çok güçsüzdüm.
James ile ne sorunu var bilmiyordum. Sormak istemedim çünkü bende bu konu hakkında bir şey söylememeyi tercih etmiştim. Hafifçe yaklaştım. Yakından çok daha güzel olduğunu fark ettim. Bakışları donuk ve ifadesizdi. Hareketleri fazla sakindi. Kendime robot diyordum ama bu adam çok daha beterdi benden. Birden,
₪Tamam, dedim. Senle çalışırım. Ama soruları sevmem. Tek bir ortak noktamız olabilir. O da James'i öldürmek.
₪Anlaştık.
Arkamı döndüm ve eve doğru yürümeye başladım. Ona karşı farklı bir şey vardı sanki içimde. Ama bu başlamadan bitmeliydi. Böyle bir durumda bunu yapamazdım. Hem duygu yoksunu bir insandan bana karşı bir şeyler hissetmesini bekleyemezdim.
Ben bunları düşünürken arkamdan seslendiğini duydum.
₪Hey soru yok demiştin ama sana nasıl ulaşabilirim?
Tabi ya. Kafam nerdeyse artık. Telefonumu verdim. Yine gitmeye koyulmuştum ki o gür sesi bir kez daha duydum.
₪Peki ya adın?
Durdum. Ve kendimden emin bir ses tonuyla,
₪Andrea, dedim. Adım Andrea.
Hayatımda kendimle bu kadar gurur duyduğumu hatırlamıyordum...
Eve dönerken yüzümde sinsi bir gülüş belirdi. Bu daha başlangıçtı..Yazardan Not: Arkadaşlar yorum ve beğenileriniz benim için çok önemli. Beğendiğiniz ve beğenmediğiniz bölümleri bildirebilirsiniz. :)