AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA
Şey... Haikyuu'yu mangadan bitirdim de...
Bu nasıl bir boşluktur toparlanamıyorum amk offffffff Shoyooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooo
Neyse
.
.
Odayı açar açmaz içeri koştu ve frangere sanguinem deyip çantasıyla banyoya koşturdu. Eski görünümümü kontrol edip içerideki koltuklardan birine yığıldım. Üzerimdeki kana bakıp bunun onun kanı olduğunu hatırladım. Acil bir durumda, yanında tüp kan yokken kendini mi yaralıyordu? Düşüncelerim banyodan gelen sesle bölündü.
" KEİGO. SEN ŞAMPUAN GETİRDİN Mİ? BUNU HİÇ SEVMEDİM. "
" GETİRİYORUM BEKLE. "
Çantamdan şişeyi çıkartıp banyoya yöneldim. Kapıyı açtığımda içerisi buhardan görünmüyordu. Kabine ilerleyip başımı aşağı eğdim ve şişeyi uzattım.
"Ah- teşekkürler. "
" Rica ederim. "
Aceleyle dışarı çıktım. Beni çağırırken giyinik olmasını bekliyordum. Hayır, bir şey gördüğümden değil de gördüğümü düşünmesinden korkuyordum. İçeri geçip geri kanepeye yığıldım. Yirmi dakika sonra banyo kapısı açıldı. Çantamı aldım ve oraya yöneldim. Shizuka bornozuyla kapıda durmuş bana bakıyordu.
" Sana vurduğum için gerçekten özür dilerim. Barıştık mı? "
" Barıştık. "
Sırıttım ve banyoya girdim. O da odaya geçip üstünü değiştirdi. Saçlarımı ve vücudumu yıkayıp çıktım. Saçlarımı kuruladım ve belime bir havlu sarıp odaya yöneldim. Yatakta uyuya kalmıştı. Onu uyandırmadan giyinecektim. Köşeye geçip sessizce kurulandım ve giyindim. Rahatsız olabileceğini düşünmeden yatağa uzandım ve telefonumu kurcalamaya başladım. Birden bana döndü. Hala uyuyordu ama bana yaklaştı. Koluma sarılırken mırıldanıyordu. Ne dediğini tam seçemesem de onu uyandırırsam yine tokat yiyeceğimden ben de uyumaya çalıştım. Çok zaman geçmeden ben de uyumuştum.
Uyandığımda kolumda bir ağırlık vardı. Gözlerimi araladım ve manzarayla yüzleştim. Shizuka koluma yatmış ve iyice bana sokulmuştu. Ben de diğer kolumu onun üstüne atmış, ona sarılıyordum. Uyandırmadan kendimden uzaklaştırdım. Yataktan kaktım ve balkona yürüdüm. Hava kararmıştı. İçeri girdim ve Shizuka'yı uyandırdım. Oda servisinden akşam yemeği sipariş ettik. Yarım saate hazır olacağını öğrenince kanepelere yerleştik. Ona aklımda dolanıp duran soruları soracaktım.
" Shizuka. Sana soru sorabilir miyim? "
" Özelime girilmesinden hoşlanmam ama hâlâ suçlu hissediyorum biraz. İstersem cevap verebilirim. Sor."
" Hangi kahramanlık okulundan mezun oldun? "
" Pfftt- Beni kahraman mı sanıyordun? Hayır ben kahraman değilim. Sadece normal bir insanım. "
" Normal bir insan olmadığından eminim ama irdelemeyeceğim. Neden bir kahraman olmak istemedin? Baban da kahraman değil mi? "
" Bu benden başka kimseyi ilgilendirmez. "
Sinirlenmişti. Az önceki gibi bakmıyordu. Gözleri donuklaşmıştı ve rahatsız olmuş gibiydi.
" Tamam, özür dilerim. Peki, kaç yaşındasın? "
Anında eski haline döndü. Yine koltuğa rahatça oturmuş merakla benim sorularımı dinliyordu. Sanki ben hiç malum soruyu sormamışım gibi davranıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hawks x oc
FantasyAizawa Shouta'nın hayatındaki tek aile üyesi olan çocuksu aksi kızı kahraman olmamasına rağmen görevlere gönderilirdi. Bu görevlerden birinde tanıştığı kibar adamdan hoşlanacağını hiç düşünmemişti. Daha önce de birçok kişiyle göreve çıkmasına rağmen...