Deneyde kullanılmak için kaçırılan 50 kişi ve deneyimli bir organ mafyası çetesi ...
==================
Lütfen iğneleyici ve aşağılayıcı yorumlarda bulunmayın. Öylesine yazılan bir hikayedir ve insanlar sizin burun kıvırdığınız hikayeler için çaba...
Normalde huyum değildir ama biraz duyusallaştım ●_●
Hikayeyi daha fazla uzatmak istemediğim için son bölümü yazıyorum.
Son bölüm olduğu için daha fazla görsel kullanmaya çalışacağım.
İlk serüvenimde yanımda olduğunuz için çok teşekkür ederim.
Uzum bir bölüm sizi bekliyor.
~İyi okumalar<3 ~
=============================
Hızlıca duş alıp çıkmam gerekiyordu. Saat 8:49 du ve ben daha hazırlanmamıştım bile. Hemen rastgele bir müzik seçip duşa girdim ve ışıkları kapattım. Karanlıkta duş almayı hep daha çok sevmiştim.
Duştan çıktığımda hızlıca dişlerimi fırçalarken şarkının sözü dikkatimi çekti. "Sen tatlı bir rüyasın..." diyordu şarkı. Ben bir rüya mıydım yoksa bir cehennem gecesi mi? Bir katildim ve bunu hafızamdan silemiyordum. En normal anımda bile hatırlıyor ve gözlerimdeki sessiz canavarı fark ediyordum. Bu hep böyle mi devam edecekti? Tüm hayatım boyunca bununla mı yaşamak zorundaydım? Belki de zamanla unuturdum. Belki de yıllarca içimde büyütüp dururdum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kendimi kötü hissediyordum. O an sürekli aklıma geliyordu. Titreyen elimle telefonu alıp müziği değiştirdim. "Me, Myself and ı" çalıyordu. Hızlıca çıktım banyodan. Odama gittim ve cebime telefonumla cüzdanımı koyup dışarı çıkmak için aşağı indim.
Tam o sırada hatırlamıştım! Bugün annemin duruşması vardı! Boşanacaklardı ve ben daha yeni hatırlamıştım. Bozuntuya vermeden sanki hiç unutmamış gibi devam ettim.
Eylül: Duruşmanız saat kaçtaydı?
Selin: 22:30
Eylül: Niye o kadar geç?
Selin: Karar işte kızım, aman aman ben o adamdan bir an önce boşanayım da saati fark etmez!
Annem gerçekten değişmişti. Yıllarca düşünsem babamdan boşanmak isteyeceği aklıma bile gelmezdi. Belki de ben yokken başka şeyler olmuştu. Gerçi daha ne olabilirdi ki? Babam annemi yıllardır aldatıyordu ve annemde bunu bildiği halde susuyordu. Daha ötesi var mıydı?
Eylül: Konum at. Orada olmak istiyorum.
Selin: Tamam canım.
Dışarı çıkar çıkmaz Denizden bir mesaj geldi. "Sahilde buluşalım".
Sahile vardığımda Deniz oturmuş taş sektirmeye çalışıyordu. Hemen yerden güzel ve pürüzsüz bir taş alıp suya fırlattığımda tam beş kez sekti. Deniz önce şaşırsa da sonradan halsiz halsiz konuşmaya başladı.
