0.0

5.9K 313 103
                                    

Medya: Doğa'nın evi

Metnin içinde geçen koyu renkli yerler İngilizcedir. ✨ kitapta geçen bilgiler hariç geri kalan her şey tamamen hayal ürünüdür ve sallamasyondur. ✨

İyi okumalaaar 🍁

Sabah yine kuş sesleriyle güne uyanmıştım. Gülerek yataktan kalktım. Bugün fazlasıyla enerji doluydum.

Banyoda ki işlerimi hallettikten sonra hoplaya zıplaya merdivenlerden inmeye başladım.

"Doğa merdivenlerden düzgünce in yoksa düşeceksin kızım" bana söylenen anneme öpücük atıp mutfağa geçtim.

Babam bütün karizmatikliğiyle krep yapıyordu.

Yanına yaklaşıp yanağından öptüm. Ardından da yaptığı kreplerden bir tanesini ağzıma attım.

"Bekle biraz güzelim hep birlikte yiyeceğiz şimdi." Bana bakıp göz kırpan yakışıklıyla çoktan yelkenleri suya indirmiştim.

Gerçekten de dedikleri gibi kızların ilk aşkları babalarıydı. Ben de babasına aşık bir kızdım.

Annem ve babam üniversitede tanışmışlardı. Birbirlerine olan aşkları o kadar büyükmüş ki mezun olur olmaz evlenmişler. Gerçi aşkları hâlâ ilk günkü gibiydi.

Bu tatlı küçük evimizde insanlardan izole bir hayat sürüyorduk. Çünkü evimiz ormanlık bir alandaydı. Türkiye ve Brezilya'nın özel olarak yürüttüğü bir çalışma için anne ve babam gönüllü olmuştu. Bu nedenle aldığımız özel izin sayesinde burada rahat edebileceğimiz bir alan yarattık.

Ormanda yaşayan kabileler her ne kadar bu konuda zorluk çıkarsada babam bir şekilde onlarla anlaşmayı başarmıştı.

Buraya geldiğimizde daha 6 yaşındaydım. Şimdiyse 16 olmuştum. Aradan geçen 10 yıl da bu ormana fazlasıyla alışmıştım.

Gelme nedenimiz anne ve babamın işleri yüzündendi. Annem bir botanikçi babamsa zoologdu. İkisi de mesleklerine aşık birer bilim insanıydı.

Başlarda çok yalnızlık çekiyordum ancak daha sonra babam evin bir bölümünü laboratuvar yaptığı için buraya gelen hayvanlarla oynamaya başladım.

Her türden hayvan geliyordu ve gelen bu hayvanların hepsi benim için yeni birer arkadaş olma potansiyeli taşıyorlardı.

En yakın arkadaşım şakir. İki yaşında bir kapuçin maymunuydu.

Babamın masaya bıraktığı krep tabaklarıyla gerçek hayata dönüş yaptım.

"Baba şakir nerede" babam camdan dışarı baktı. Muhtemelen şakir'in gelip gelmediğine bakıyordu.

"Gelir şimdi güzelim buralardadır." Ona kafamı sallayıp kreplerimi yemeye başladım. Babam önce annemin sonra benim saçımdan öpüp masaya oturdu.

Biz güle oynaya yemek yerken konu yine benim okul işlerine döndü. Hayır ne gerek vardı da oku yine bana çevirdiler.

Annem ve babam eğitimime oldukça önem veriyordu. Küçüklüğümden beri evde bana özel eğitim veriyorlardı.

Okul zamanı benim için çok zor oluyordu. Çünkü evim ormanın içinde olduğu için okula gidip gelmek çok sıkıntılıydı. Yine de babam her gün bıkmadan okula götürüp çıkışta da gelip beni alıyordu.

Neyse ki yaz tatiline girmiştik ve üç ay boyunca bu işkenceden uzak duracaktım.

Bugün babamla birlikte laboratuvarda ki yaralı hayvanlarla ilgilenecektik.

Yabani | Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin