0.7

2.9K 360 30
                                    

İyi okumalaar 🍁

Fare olayının üstünden 1 hafta geçmişti ve bu süre boyunca bermuda şeytan üçgeninden ses seda çıkmamıştı.

Açıkçası bu kadar süre sessiz kalmaları beni tedirgin ediyordu. Yine de onları takmadan ailenin kalan üyeleriyle vakit geçirmeye çalışıyordum.

O üçlüye inat geri kalanlarla oldukça güzel ilişkiler oluşturmaya başlamıştık.

"Al kızım bundan da ye benim özel tarifim."

Serpil hanımın bana uzattığı keki yerken bir yandan da televizyonda açtığım belgeseli izliyordum.

Diğer günlere nazaran bugün ev fazlasıyla sessizdi. Alp, arkadaşlarıyla buluşmak için dışarı çıkmıştı. Geri kalanları da işe gitmişti.

"Kek harika olmuş Serpil hanım elinize sağlık."

Serpil hanım parıldayan gözlerle bana bakarken kalan keki de mideye indirdim.

"Alıştın mı buralara Doğa'cım. Biliyorum henüz Deniz, Fatih ve Alp'le anlaşamadın ama eminim biraz zaman geçtikten sonra birbirinize alışacaksınız."

Serpil hanımın söyledikleriyle gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum.

"Sorunun benden kaynaklandığını düşünmüyorum. Üstelik onlar kadar önyargılı da yaklaşmıyorum."

Bana üzgünce bakıp sarıldı. Kollarında kendimi rahatsız hissetsem bile geriye çekilmedim.

Hâlâ bu karışma mevzusunu sindirememiştim. Bir başkasına anne baba demek benim için çok garipti.

"Geldiğin yerde eğitim sistemi nasıl işliyordu bilmiyorum ama burada haftaya ikinci dönem başlayacak kızım. Eğer senin içinde uygunsa Alp'in gittiği okula kaydını aldıralım."

Dönemi daha yeni kapatmışken tekrar okula gitme fikri moralimi bozdu.

Ancak kısa bir süreliğine de olsa bu evden uzaklaşma fikri bana oldukça cazip gelmişti.

"Benim için sorun değil."

Serpil hanım çalan telefonuyla birlikte odadan çıkınca ben de Şakir'le oynamak için odama geçtim.

"Görüyorsun değil mi şakir. O bermuda şeytan üçgeninden ses seda çıkmadı."

Şakir beni onaylar gibi elimi tuttu.

"Biliyorum sen de Zeus'u özledin."

Aklıma Zeus gelince gözlerim dolmuştu. İstanbul'a geleli tam iki hafta olmuştu.

Zeus biz olmadan bu iki haftada kim bilir neler yaşamıştı.

Elime aldığım telsizle babamlara seslendim. Ancak geri dönüş alamadığım için geri yerine bıraktım. Zaten sözleştiğimiz saat de daha gelmemişti.

Akşama kadar odamda Şakir'le vakit geçirmiştik.

Yemek saati yaklaşınca Şakir'i odada bırakarak aşağıya indim. Gergin ortam Şakir'in de gergin olmasına neden oluyordu. Bu yüzden odamda kalması onun için daha sağlıklıydı.

Yemek odasına geçtiğimde herkesin çoktan geldiğini gördüm. Bermuda şeytan üçgeninin dik bakışları altında Yusuf beyin yan tarafına oturdum.

"Nasılsın kızım?" Bütün masa bana bakarken gergince Yusuf beye baktım.

Bu eve asla alışamamıştım.

"İyiyim Yusuf bey sağ olun. Siz nasılsınız?"

Mutlu bur şekilde bana bakarken bir de saçımın üstünde hissettiğim eliyle şaşırdım.

Yabani | Düzenleniyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin