Bir Kalbin İki Yarısı

2 3 0
                                    

"Ay Ömer, çok heyecanlıyım ben!"

"Sakin ol güzelim."

"Nasıl sakin olayım? Bu gün kızım evine geliyor artık."

"Sen de haklısın." Gülerek kolumu Aslı'nın omzuna attım ve Ayla'nın olduğu odaya doğru yürümeye başladık. Evet bu gün Ayla çıkıyordu ve Aslı sabah heyecandan doğru düzgün yemek bile yiyememişti.

Ayla'yı aldıkları odaya girince içim bir garip olmuştu. Yatağın üzerinde pembe bir kundağa sarmışlardı. Hemen yanında da hemşire vardı ve çocukla ilgileniyordu. Yatağın yanındaki koltuğa bakınca da Aslı'nın annesini ve babasını gördüm. Ne ara haberi almışlardı da gelmişlerdi?

"Annem.." Aslı gözleri dolu dolu kızının yanına gidince benim de gözlerim dolmuştu. Şu anı yaşayabilmek için günlerce beklemiştik.

"Ömer çok küçük lan bu. El kadar."

Umut ordan laf atınca gülmüştüm.

"Çocuğuma böyle şeyler söylemesene Umut!"

"E öyle ama."

"Ay aynı bana benzemiyor mu? Değil mi Aslı? Çok güzel."

"Tabii ki de Naz! Aynı sana banziyor."

"Hadi çıkalım artık."

Herkes beni onaylayıp ayağa kalkınca ben de Ayla'nın çantasını almıştım. Aslı bebeği arka koltuktaki pusete koyup ön koltuğa geçti.

Aslı yüzünde kocaman bir gülümseme ile bana bakıyordu. Ulan ya. Şu kızın gülüşüne bitiyorum ben.

"Niye öyle bakıyorsun Ömer? Bir şey mi var yüzümde."

"Yok bir şey ya. Sadece... gülüşün çok güzel. Kendin de güzelsin ama gülüşüne ayrı düşüyorum."

Yanakları kırmızı kırmızı olunca utanarak güşümsedi ve gözlerini kaçırdı. Ben de kendi kendime sırıtıp eve doğru sürmeye başladım.

Ayla gelecek diye ona çok güzel bir oda hazırlamıştık. Genellikle siyah-beyaz uyumu vardı. Aslı'nın Beşiktaş'lı olmasından da kaynaklanıyordu bu. Bir sürü kıyafet almıştım Ayla'ya. Tulumlar, battaniyeler, çoraplar... emziğine, ağız bezine kadar herşeyini almıştım ona. Aslı'ya hiçbirşey yaptırtmamıştım. Sonuçta Ayla benim de kızım sayılırdı ve sevdiğim kadının kızıydı. O yüzden onun için herşeyi yapardım.

Eve gelince arabayı park ettim ve arka koltuktan Ayla'nın çantasını aldım. Aslı'da Ayla'yı almıştı ve üşümesin diye hızlı adımlarla eve doğru yürüyordu. Eve geldiğimizde Aslı, kucağında uyuyan kıznı odasına götürdü ve beşiğine yatırıp odanın kapısını kapattı.

"Oh be. Yorulmuşum."

"Vallaha ben de." Ceketimi çıkartıp hemen Aslı'nın yanına gittim ve kolumu omuzuna atıp hafifçe sarıldım.

"Aniden yapmasana oğlum şunu, alışamadım hâlâ."

"Tamam güzelim bir dahakine haber veririm."

"Salak." Aslı homurdanıp bana sarılınca at gibi sırıtmıştım.

"Ömer."

"Efendim?"

"Neden herşey bir anda düzeldi?"

"Nasıl yani?"

"Ya hani dersin ya 'ulan ben mutluyum ama bu işte bir terslik var' diye. İşte tam da onu yaşıyorum şu an. Yaşadıklarım çok garip geliyor bana. Bir anda uyanacağım ve karnımda çocuğumla Erdem'i beklediğim kötü günlere geri döneceğim diye çok korkuyorum."

"O kadar çok kötü şey yaşadın ki Aslı. Artık en ufak seni huzurlu veya mutlu eden şeyi sorguluyorsun, bu çok normal bir şey. Hatta ben de öyle düşünmüştüm biliyor musun? Seninle böyle olmamız bana çok garip gelmişti. Bir anda uyanıp da aşk acısı çektiğim günlere geri döneceğim diye ödüm kopmuştu."

"Benim yüzümden öyle günler geçirdiğin için çok üzgünüm Ömer. Bu dünyada üzmek istediğim son insan bile değilsin. Senin mutlu olman için herşeyi yaparım."

"Aynı şey benim için de geçerli Aslı'm artık üzülmek yok."

"İyi ki varsın Ömer. Sen olmasan ne yapardım ben?"

"Sen de iyi ki varsın. Yoksa ben aşkı nasıl anlayacaktım?"

"Seni çok seviyorum."

"Ben de seni çok seviyorum."

Uzun süren sessizliği Ayla'nın ağlama sesi bozmuştu.

"Sen otur, ben bakarım."

Aslı'yı otutturup Ayla'nın odasına girdim. Beşiğinde yatan Ayla'yı kucağıma aldım ve hafifçe sallamaya başladım. Susmayınca da Aslı'nın yanına gittim.

"Aslı acıktı mı acaba ya? Baksana susmuyor."

Aslı gülerek kızını benden aldı.

"Acıktı herhalde. Ben geliyorum on dakikaya.

Aslı, kucağında kızıyla salondan çıkınca gülerek koltuğa oturdum. Aslı ile böyle olma fikri çok hoşuma gitmişti. Her sabah uyandığımda gördüğüm ilk yüzün onunki olması, uyumadan önce gördüğüm son yüzün omun olması, birlikte Ayla'yı büyütmek... belki bunların hayalini kurmak için biraz erkendi ama hoşuma gitmişti bu fikir.

Yaklaşık beş dakika sonra Aslı içeriye geldi.

"Uyudu mu?"

"Evet."

"Ne kadar da uykucu ya?! Uyansa da bi' mıncıra mıncıra sevsem."

Aslı dediklerime gülüp başını omzuma yasladı. Ben de hemen bacağının izerinde duran elini tuttum ve dudaklarıma yaklaştırıp öptüm.

"Aslı, bunu söylemek veya düşlemek için biraz erken, belki bana kızacaksın ama, seninle böyle olmak...bilmiyorum hoşuma gitti. Ayla ağladığında ben onun susturmaya çalışsam ya da Ayla ile oyunlar oynasak. Uyandığımda gördüğüm ilk kişi, uyumadan önce de gördüğüm son kişi sen ol istiyorum. Seninle böyle olma hayali o kadar çok hoşuma gitti ki."

"Neden kızayım ki Ömer. Benim de hoşuma gidiyor seninle böyle olmak ama bunun ççin biraz erken. Daha yolun başındayız Ömer. İleride ne olacağını kestiremeyiz. Belki ayrılırız, belki evleniriz. Yolun sonunda ne olur bilmiyorum ama sen hep yanımda ol Ömer. Olur mu?"

"Tabii ki de hep senin yanında olacağım Aslı. Dediğin gibi ileride ne olacağını bilemeyiz ama benim şu an bildiğim tek şey seni çok sevmem."

Elini tekrardan tutup kalbimin üzerine koydum.

"Ayla doğduğu gün bu kalp iki bölüme ayrıldı. Yarısında sen, diğer yarısında ise Ayla var, ve bu sonsuza kadar böyle devam edecek. Sizi çok seviyorum."

Ölürüm HasretinleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin