camp des amoureux | JenKai

| 1 |

•☆•

Jennie'den...

Sınıfın kapısını açarak içeri girdim. Arkamda bıraktığım Yixing'in bir kaç homurdanmasını duymuştum. Ama şuan o kadar sinirliydim ki, yakın arkadaşımı bile umursamayacaktım.
Önüme bakarak hedefimi en arka sırada otururken buldum. Camdan dışarısını seyrediyordu. Hayır, birilerine aptal aptal surat ifadesi yapıyordu. Yüzümü buruşturarak hiç hız kesmeden oraya doğru ilerledim.
Teneffüs olmasına rağmen sınıfta hâlâ belli bir topluluk vardı. Ama bunu umursayan kim?

"Kim Jongin!"

Sert sesimle seslendiğim şahıs hemen sınıfa dönerek bana baktı. Suratında ki alaylı sırıtışı görmezden geleceğim. Sınıfta ki neredeyse herkes bize bakmaya başlamıştı.
Jongin adlı şahıs ellerini iki yana açarak, "Gözüm yollarda kaldı. Nerelerdesin?" dedi alaylı sesiyle. Hâlâ sırıtıyor pişkin pişkin.

Oturduğu sırasının yanına gelir gelmez, okul gömleğinin yakasına yapıştım. Yapışmakla kaldım arkadaşlar çaktırmayın, çünkü yerinden milim kıpırdamadı.
Sınıfın daha da dikkatini çekmiş olmalıyız ki, sessiz çocuk Sehun bile buraya bakıyordu.

Kolumu tutan Yixinge öyle bir bakış atmıştım ki, iki adım uzaklaştı. Omzunu silkerek yerine oturmuştu.

Burnumun dibinde ki Jongine dönerek konuştum, "Tek bir şey soracağım. Sen ruh hastası mısın?" 
Son derece ciddiydim. Sesimin sakin çıkmasını beklemediği belliydi. Kısa bir şaşkınlıktan sonra, kafasını 'evet' anlamında sallamıştı.

Jisoo'nun meraklı sesini duymuştum, "Neler oluyor Jennie?"
Normalde bizimle hiç konuşmayan Jisoo, sınıf başkanlığı görevini yapıyordu galiba. Sınıfta kavga çıkmasını istemiyordu.

Hiç umursamadan, ellerimi sıkılaştırdım, "Niye yaptın böyle birşeyi?!" Sesim yüksekti. Ama Jongin hiç irkilmemişti bile.
Omuz silkerek, "Canım yapmak istedi." dedi.

"NE DEMEK CANIN YAPMAK İSTEDİ!"

Tabiri caizse, attığım çığlıkla Baekhyun ellerini kulaklarına bastırmıştı. Sessiz çocuk Sehun bile irkilmişti.
Lisa bir adım öne atarak, "Ne oluyor arkadaşlar? Sakin olurmusun Jennie." diye konuştu.

Baekhyun da alayla karışık sesiyle, "Hiç merak etmiyorum, sadece ölen kulaklarım için soracağım. Ne oldu Jennie? Böyle bağırmanı gerektirecek." dedi.

Sınıfa dönerek, hepsinin üzerinde gözlerimi gezdirdim. Ben abartmışım galiba sınıfta ben de dahil 8 kişiymişiz. Şuan bana bakan kişi sayısı 6. Niye böyle bir çıkarım yaptığımı bilmiyorum. Galiba fazla sinirliyim...

Ellerimi tiksinircesine Jongin'den çektim.
"Bu şahsiyet! Minho'yu hastahanelik etmiş."

Kyungsoo'nun göz devirdiğini gördüm. Belli ki çok değerli test kitabından kafasını kaldırmasına sebep olacak, büyük bir olay bekliyordu.
"Bunun için kükremen gerekmezdi Jennie."

Sinirle Kyungsoo'ya döndüm.
"Ne demek o ya? Çocuk ne halde hastahane de yatıyor. Ayrıca kükremek?"
Söylediklerimden sonra kafasını iki yana sallayarak, test kitabına döndü.

"Çocuğun ne suçu var? Arkadaşlar Minho ne hâldeydi keşke-

"Minho'dan sana ne? Adını bile bugün öğrendiğine eminim. Gelmiş buraya değişik hareketler sergiliyorsun."
Sınıf başkanımızdı konuşan. Ciddi sesiyle, rahatsızca kıpırdandım.

"Evet. Tanımadığın, hâtta arkasından konuştuğun biri için kaç yıllık sınıf arkadaşına saldırıyorsun. Nesin sen okul zorbası mı?"
Kyungsoo'nun söyledikleriyle iyice kendimi kötü hissettim.
Bu ikisinden çekiniyordum. Evet, çünkü çok mantıklı ve zekiydiler.