| 6 |

56 3 40
                                    


•☆•

Jennie'den...

Gözlerimi açarak etrafa baktım. Hâlâ gideceğimiz yere varmamıştık. Hava kararmıştı. Yanımda uyuyan Lisa'yı uyandırmadan, ceketiyle üzerini örttüm.
Boynumu ovmaya başladım. O sırada da bizimkilere göz gözdiriyordum. Sehun uyumuştu, Chaeyoung kulağında kulaklık dışarıyı izliyordu. Onların önünde oturan ikili uyanıktılar. Ve konuşuyorlardı. Sesleri kısık olduğu için ne konuştuklarını duyamıyordum.

Yerimde doğrularak, başımı ileri doğru uzattım. Jisoo bıkkınca göz devirmiş, elindeki telefonu Baekhyun'a uzatmıştı. Baekhyun da telefonu alarak birşeyler yaptı.

"Ne yapıyorsun sen?" diye fısıldayan Jongin'le yerimde sıçradım.
Yutkunduktan sonra, elim kalbimde Jongin'e döndüm.
"İnsanları dikizlemek hobilerin arasında mı?" dedi gıcık bir şekilde gülümseyerek. Kafası iki koltuğun arasında, bana bakıyordu.

"Merak ettim. Ne yapıyorlar diye.." dedim ben de fısıldayarak. Birbirimizi daha iyi duyalım diye, baya yakınlaşmıştık. Şöyle yakından bir bakıyorum da, gerçekten yavru ayılara benziyor.
Düşündüğüm şey için, dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemeye çalıştım. Ne kadar başarılı olabildiysem tabii...

Şimdi de kaşlarını çatmış, bana bakıyordu.
"Neye gülüyorsun Jennie?"

Omzumu silkerek, geriye yaslandım. Hâlâ iki koltuğun arasından kafasını sokmaya çalışıyordu.
"Ne? Dönsene önüne." diye fısıldadım.

Pantolonun cebinden kulaklığımı çıkartarak elinde sallamaya başladı,
"Ben de sana ait birşey var." dedi şirince gülümseyerek. Benim kulaklığımı ne ara aldı bu?

Geri yerime dönerek, elimi uzattım ona doğru, "Tamam, ver. Sen de ne işi var onun?"

"Uyuyordun, rahatsız olma diye aldım." dedi umursamazca. Şaşırmıştım. Bu ayı kılıklı kendinden başka birini düşünürmüydü hiç?
Çattığım kaşlarımı serbest bırakarak, "Teşekkür ederim." dedim. Uzattığım elimi tutarak, diğer elinde ki kulaklığı elime bıraktı. Bunu yaparken, gözlerini gözlerimden ayırmamıştı. Uzun süren bakışmamızı bölen, bir bağırış sesiydi,

"Yah, Kim Jisoo uyudun mu?" diye yüksek sesle konuştu Baekhyun. Hemen onlardan tarafa dönerek, ne olduğunu anlamaya çalıştım.

Jongin sinirle, "Ne bağırıyorsun lan! Herkes uyuyor." diye seslendi kısık ama, etkili bir sesle. Baekhyun bize doğru dönerek, "Jisoo uyumuş, ne güzel konuşuyorduk." dedi.

"Ne konuşuyordunuz mesela?" diye sordum ben de fısıldayarak. Sesim fazla meraklı çıkmıştı ama, umurumda değil.
Baekhyun bize doğru yaklaştı, "Ben coverladığım şarkıları dinletiyordum. Aynı zamanda da doğduğum günü anlatıyordum, sonra bir baktım uyumuş."

Kaşlarımı çatarak, kısık bir kahkaha attım. Jongin bıkkın bir nefes vererek, "Sen doğduğun günü nasıl bilebilirsin de, anlatıyorsun." dedi,
"Kim bilir ne kadar boş yaptıysan, kız sıkılıp uyuya kalmıştır."

Bakehyun kaşlarını kaldırarak, "Belki de benim sesim ona ninni gibi geldi, o yüzden uyudu?" dedi.
Bir de havalı bakış atıyor.

"Ya yürü git oğlum. Bahaneni yesinler senin." dedi Jongin gülerek ve önüne döndü.
Ben de Baekhyun'a elinde ki ceketi işaret ederek konuştum, "Ceketini Jisoo'nun üzerine örtermisin? Uyuyor ya üşümesin."
Jisoo'ya bir bakış attıktan sonra elinde ki kot ceketini üzerine örttü. Hâtta gördüğüm kadarıyla, Jisoo'nun başını kendi omzuna yerleştirmişti.

camp des amoureux | JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin