| 9 |

60 5 44
                                    


•☆•

Jennie'den...

8 yaşındaydım, bir gün parkta oynarken düşüp dizimi kanatmıştım. Tabii o zamanlar da çelimsiz, küçücük bir şeyim. Evimiz iki sokak ötede, ben tek başıma parkta oynuyordum. Anne ve babamdan habersiz gitmiştim.

Ama, iyi ki gitmişim.

O gün çok ağlamıştım. Dizlerim mahvolmuştu, pembe elbisem kirlenmişti. Ağlayacak onlarca sebep bulmuştum kendime. Sonra yanıma birinin oturduğunu gördüm. Ben yerde ağlama krizindeyken, yanıma gelmiş oturmuştu.
Bir şeyler söylemişti beni sakinleştirmek için. İşe yaramadığını gördükten sonra elinde ki şekerlerden birini bana uzatmıştı.

Hâlâ susmadığımı, ağladığımı gören küçük, gamzeli çocuk birden bana bağırmaya başladı.

Dün gibi aklımda şokla kafamı ona çevirmiştim. Ve surat ifadesi komik olduğu için gülmeye başlamıştım.

Sanki az önce ben ağlamamıştım, öyle gülmek. Adını söyledi bana tatlı bir şekilde.

Zhang Yixing.

O gün hayatıma girmişti. O günden sonra arkadaş olmuştuk. Beraber gülmüştük, beraber ağlamıştık. Tüm duyguları beraber yaşamıştık.

Benim çocukluğum o. Benim herşeyim-

"Jennie, ne olursun aç o telefonu!" diye boğuk sesiyle söylendi Chaeyoung. Tavana diktiğim bakışlarımı yanıma çevirerek, yastığa sarılmış suratını izledim.

Daha sonra komodinde ki telefonumu elime alarak, Yixing'in bilmem kaçıncı kez aramasını reddettim.

İki dakika insana duygusal anlar yaşatmıyorlardı.

Yine aramaya başlamasıyla bu sefer açarak, "Lan ne var?!" diye azıcık sesimi yükselttim.
Sesim az çıkmasına rağmen Chaeyoung yatakta sıçramıştı.
Sesim fısıltıdan farksızdı, ne kadar abartıyor.

"Jennie yarım saate hazır ol, resepsiyonda buluşalım. Gelmezsen, odaya gelir seni pijamalarınla dışarı çıkartırım." dedi Yixing ciddi bir şekilde ve suratıma kapattı.

Donakalmıştım. Ben dün gece uyuyamamıştım, kavga ettiğimiz için. Vicdan azabı çekmiştim bunun için.
Uykumu geri ver lan!

Bu şimdi yapar gerçekten. Delinin teki.

Yataktan çıkarak banyoya ilerledim. Ben rutin işlerimi hallederken Chaeyoung uyanmıştı. Ben giyinik bir şekilde odada küpemi takarken, Chaeyoung tekli koltuğa oturmuş, öylece yeri izliyordu.

Hâlâ tam olarak kendine gelememiş demek ki.

Oflayarak, küçük çantama telefonumu ve rujumu koydum. Chaeyoung dikkat kesilerek, "Bir yere mi gidiyorsun?" diye sormuştu.
Hafif gülerek, "Öylesine mi hazırlanıyorum sence?"

"Nereye böyle, güzellik?" diye göz kırparak bir soru daha sordu.
Yine ofladım. Yixing akşam mesajlarla kafamın etini yemişti. O yüzden şu 'kampa' gideceğiz beraber.

"Yixing'le bil bakalım nereye gideceğiz?" diye ruhsuz bir şekilde konuştum. Chaeyoung gözlerini kocaman açarak, "Cidden gidecekmisin?"

Üzgünce kafamı sallayarak onayladım. Şaşkınca yeri izlemeye başladı. Bir şeyler düşündüğü belliydi.
"Yoksa beni kurtarma planları mı kuruyorsun kafanda?" diye takıldım. Aniden kafasını kaldırarak, "Ben de gelsem? Nasıl bir yer olduğunu merak ediyorum."

Kısa bir duraksamadan sonra, "Niye bana soruyorsun? İstiyorsan gel tabii."

Hemen ayağa kalkarak hazırlanmaya başladı. Gereksiz telaş ve heyecanını görmezden geliyorum. Kimse o saçma şey için heyecanlanamaz!

camp des amoureux | JenKaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin