Bu kitapta, tek bölümlük, birbirinden bağımsız AsRam hikayeleri olacaktır...
---
Ramazan ve Asuman'ın nikahları kıyılmış, evlerine gidiyorlardı. Balonlarla süslenen Omuzdaş Ağıtçılık arabası tezat ve komik bir görüntü oluşturuyordu.
"Bu araba ne günlerimizi, ne hallerimizi gördü be Asuman." dedi Ramazan.
Asuman hafifçe güldü. "Babam beni Ankara'ya gönderdiğinde gizli gizli kasabaya dönüşümüz, yolda durup mangal yaptığımız dün gibi aklımda."
"Keşke seni tek kaçırma girişimim o olsaydı."
"Olsun, her gecenin bir sabahı olduğunu görmüş olduk. Bu araba 2 kez nikahımıza gidip yarı yoldan dönüşümüzü gördü. Şimdiyse nikahımızdan dönüyoruz."
"Ben hala inanamıyorum be Asuman. Dertli'ye, Yadigar'a, Çerçi Bekir'in yazısı silinmiş tabelasına, o çirkin elektrik direğine, hatta tüm kasabaya belediye hoparlöründen haykırasım var. Ben Asuman'a kavuştum, dünya düz, hem de dümdüz diye bağırasım var."
"Benim de Ramazan, benim de. Sevdiğim kimseyi kaybetmeden, kimsenin gönlünü kırmadan, yol ayrımlarına sapmadan, bir seçim yapmadan sevdiğim adama kavuştum diye bağırasım var."
Ramazan radyoyu kurcaladı. Biraz sonra Asuman sesi sonuna kadar açmıştı. Tüm kasaba inliyordu.
Nasıl sevgiymiş görün de bakın
Sevgilim seninle buluşmam yakın
Unuttum desem de inanma sakın
Anılarla yazdım seni kalbimeBöyle bir aşk görülmemiş dünyada
Ne geçmişte ne de bundan sonra da
Arasalar bulamazlar rüyada
Göremezler seni yazdım kalbimeBöyle bir aşk görülmemiş dünyada
Ne geçmişte ne de bundan sonra da
Arasalar bulamazlar rüyada
Göremezler seni yazdım kalbimeBiraz sonra arabadan indiler. Yeni evlerine gelmişlerdi. Küçük, şirin bir bahçesi vardı.
"Gönül isterdi ki eşikten geçirirken Keriman'ı uçurduğumuz gibi uçurarak geçireyim seni ama..."
"Yok yok, gerçekten hiç gerek yok Ramazan. Kucağına alsan yeter." dedi gülerek.
Ramazan Asuman'ı kucağına aldı. Yüzü kısa bir anlığına buruştu.
"Ağır mıyım?" diye sordu Asuman.
"Benim saka kuşları kadar hafifsin Asuman. İnsan hem incinmenden korkuyor hem de uçup gitmenden."
"Sen beni istesen de incitemezsin Ramazan. Ayrıca sana daha yeni kavuşmuşken uçup gitmeye hiç niyetim yok."
Ramazan Asuman'ı eşikten geçirdi. "İçeri kadar da taşıyayım mı? Hatta sen iste ben seni bir ömür sırtımda taşırım ya, böyle kalabiliriz hiç sıkıntı yok benim için valla bak."
Asuman güldü. "Yok bırakabilirsin artık. Belini incitmeni istemem."
"Ben sana saka kuşları kadar hafifsin diyorum, senin ettiğin lafa bak..."
"Tamam Ramazan inandım, indir beni artık!" dedi gülerek.
Ramazan Asuman'ı indirdi. Bahçeden geçip iç kapının eşiğine geldiklerinde Asuman'ın heyecanla inip kalkan göğsünü farketti. Heyecanını saklamaya çalışsa da engel olamıyordu sanki. Asumanı hiç böyle görmemişti.