4.Bölüm: NEFES EMRİ

35 9 100
                                    

Yaralı Çocuklar Kulübesi

"4.Bölüm: Nefes Emri"

Sorma Ne Haldeyim?- İlker Kaleli

Sevinç bazen hüzne boğardı insanı.

Hani derler ya, ne kadar gülersen o kadar ağlarmışsın diye. Ne kadar da yanlış bir cümle.

Oysa bu dünyada en çok çekilen acılar hissedilir. Kahkalarsa en çabuk unutulanlardır.

Bazen tek kalır, hayatı sorgularsın. Hayatında olanları, kişilerin farkına varırsın. Belki bu başta kötü bir şeymiş gibi gelir insana lakin öyle değildir. Herkes biraz bencildir.

Aslında bu bencillikte değil.

Bu neyse ne işte.

Biliyor musun? Eğer yakınındaki kişi gökyüzündeyse ve sen onun orada olup seni izlediğine inanıyorsan, bu öyle kalır ve o aslında ölmemiştir. Eğer bir hafta boyunca arkasından ağlayıp, diğer haftanın ilk günü o kişiyi unutursan, ölen şey yalnızca onun bedeni olur. Sense onların ruhunu öldürmüş olansındır.

İşte ben en çok gökyüzünü bu yüzden seviyorum.

Annem ve babam, beni oradan izliyorlar. Bense her ihtiyacım olduğunda onlara kafamı kaldırarak bakıyorum.

Sende öyle yap. Öyle yap ki, için kurumasın. Öyle yap ki senin her zaman yanında olsunlar.

Bak olduğunu hisset demiyorum, olsunlar diyorum. Öyle olsun ki, hiç yalnız kalama. Hiç yalnızlık hissetme.

Bu sabah okula biraz geç kaldığımız için şuan koşmuyor olsak bile adımlarımız fazla hızlıydı. Feride dün gece bir kore dizisine başlamış ve sabaha kadar onu izlediği için uyuyamamıştı. Yataktan onu zar zor yere sürmüştüm.

Sabah bana başka bir diziye başlamayı teklif etmişti.

Dizi ya da film izlemeyi pek sevmezdim. Onları yalnızca televizyonda çay falan içerken izlerdim o kadar. Sinemaya bile gitmezdim kolay kolay. Şiir kitapları okumayı, şarkı dinlemeyi çok severdim ben. Özellikle Özdemir Asaf'a aşıktım.

"Gördüğümü görecekler diye ödüm geriliyor."

Gece gözlerindeki ona has yoğunluğu görecekler diye ödüm geriliyor.

"Of kızım sen bu kadar hızlı değildin noldu bir anda ya?" Feride arkamdan gelirken söyleniyordu. Kafamı geriye çevirip omuz hizamdan ona kısa bir bakış atıp geri önüme döndüm. "Asıl sen bu kadar yavaş değildin noldu bir anda?"

"Kes çeneni kes kes." Birkaç büyük adımdan sonra yanıma ulaştığında bileğimden tutarak bana yüklendi. Kolum aşağıya iniyordu onun sayesinde.

Omzumdan düşen ceketimi düzeltip "Yavaş canım yavaş." Dedim iğneleyerek. Elleri gevşedi lakin kolumu bırakmadı.

Bu abanma sınıfın katına çıkana kadar sürdü.

Önümden hızlı hızlı yürüyerek sınıfa giriyordu ki içeriden gelen bir olduğu yerde onu zıplatmasına neden oldu. "Lan dur sarışınla çisicik geliyor!" Feride'nin yanına ulaştığımda bana baktı. İçeriden gelen ses Eymen tarafındandı. İçeriye doğru baktığımda Bulut'un öğretmenler masasına yaslandığını, Eymen'in de onun yanında olduğunu gördüm. 'Ne oluyor?' Gibi bir bakış attığımda yaptığı tek şey 'Gel' der gibi tebessüm etmek olmuştu.

YARALI ÇOCUKLAR KULÜBESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin