8.Bölüm: PART 1| SOKAK DUVARLARI

38 6 571
                                    

Yaralı Çocuklar
Kulübesi

"8.Bölüm: Part 1| Sokak Duvarları"

Kaya Giray- Yarınım Yok

BULUT ARASLAN

İyiyle kötüyü ayırmaya başladığın vakit, güneş yerini karanlığa bırakır. Kötülük tohumlarını döker çevrene, nereden çıkarımda o yere bulaşmamak için her şeyimi veririm diye düşündürür hayat.

Ya seçimleri kendin yaparsın ya da yapmaya mecbur bırakılırsın.

Ya kendin için yaparsın ya da fedakarlık edip başkaları için kendinden geçersin. Sanırsın ki herkes senin gibi, herkes senin için kendinden geçer. Fedakarlık en büyük lütuf zannedersin ama hayat öyle bir tokat atar ki sana hiç beklemediğin yerinden, neye uğradığını şaşırırsın. Bir daha ne yaşadığın ömre ne de insanlarına tutunacak dalın kalır.

Kimsenin kalbini kırmak istemiyordum ama sanki herkes bilerek üstüme geliyordu. Kardeşim dediğim adama kimsenin önünde bağırmazdım hoş onlarda zaten kimse değillerdi ama ne olursa olsun bunu yapmamam gerekirdi.

Hızlı öfkelenirdim ama ateşim çabuk sönerdi.

Önceden arabanın anahtarını Çetin'e vermiştim o yüzden biraz yürüyerek -eyvallah oyalandım yolda-, biraz toplu taşımayla varmıştım Adem abinin yanına. Son dersin bitmesine yarım saat vardı. Azat'la birlikte gelmemiştik, sözümle yaptığımı birbirine uydurmuştum ama isteyerek vermemiştim ani kararımı. Dediğim gibi, kimsenin kalbini kırmak istemiyordum. Bu özelliğimi dışarıya yansıtmadığımı biliyordum, arkamdan konuşulanları biliyordum. Gülüp geçiyordum.

Kimse hakikatli değildi.

'Düşmanına sor kendini. Doğrunuda yanlışını da söyler evlat.' Demişti Mazlum Baba bir keresinde. Artık ne dost belli, ne de düşman.

Sık geldiğim yerin aralık duran çelik kapının gıcırtısını bilerek hızlı ittirmiş, geldiğimi anlamasını sağlamıştım. "Selamün aleyküm." Yüksek çıkan sesim içi boş deponun soğuk duvarlarına çarparak bana geri dönmüştü. Ortam loş, ışığından dolayı havası mavi gibi duruyordu. Acele etmeden içeri girmeye devam ettiğimde hâlâ bir sesin çıkmaması canımı sıkmıştı. Büyük ihtimalle Adem abi içeride bir şeylerle uğraşıyordu, müsait olunca gelirdi ya da tek geldiğimi anlamıştı.

Ellerimi ceplerime sıkıştırıp soğuk loş ortamda ısınmak için volta atmaya başladım olduğum yerde. Tenim sıcaktı, içim üşüyordu benim. İçim öyle soğuktu ki artık anlamıyordum ayazı, güneşi. Yarını, yakını anlamıyordum artık.

"Tek gelmişsin Âlem." Arkamda tanıdık bir ses işittiğimde geriye dönüp geldiğine emin olduğum kişiye baktım. Bugünlerimi kurtarmaya yardım eden adama baktım. Borcunu ödeyemezdim, Allah bilir o ve Sarp abi olmasaydı nerde sabahlardım, gecelerimi hangi tenha yerde geçirirdim. Minnetim büyüktü, onlar benden olur da bir gün vazgeçerlerse ben vazgeçmezdim.

Adem abi iki elini ortada tek eşya olarak duran kanepenin üzerine koymuştu. Üstünde siyah bir tişörtten başka bir şey yoktu. Bende ekstra deri bir ceket geçirmiştim üzerine o kadar.

Gamzelerimin sırıtacağı şekilde gülümseyip hızlı bir şekilde Adem abinin yanına gidip sıkıca sarıldım ona. Erkek adam dedikleri şey varya, hepsi hikaye. Kimin kollarının altında güvendeysen sen hep öyle kalmak istersin. Bu annen olur, başka biri olur ama olur.

YARALI ÇOCUKLAR KULÜBESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin