14.Bölüm: KORKULARIN MEVSİMİ

33 5 358
                                    

"14.Bölüm: Korkuların Mevsimi"

Влюбился в неё- Deesmi, Onlife

Bana Kendimi Ver- Sancak

Hırsım ve gücümün tükendiğini zannettiğimde yeniden alev alev kaynayarak damarlarımda dolaşan kanın varlığını hissetmem uzun sürmüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hırsım ve gücümün tükendiğini zannettiğimde yeniden alev alev kaynayarak damarlarımda dolaşan kanın varlığını hissetmem uzun sürmüyordu. Beni yenik düşürebilecek şey zaaflarımdı lakin düşününce beni bu hayata bağlayan hiçbir şey yoktu.

Zaaflarımı kaza gecesi ailemle birlikte toprağa gömmüştüm. Hiçbir zaman çıkarmamak üzere.

Okula doğru giderken kafam son derece dalgındı. Hissiz ve sessizdim. Öyle ki soğuk hava beni kendime getirsin diye V yaka kısa bir üst, üzerine de fermuarlı bir kapşonlu geçirmiştim. Feride ne olduğunu sormuş ama üzerinde pek durmamıştı çünkü o da benim gibi kafası azaptı.

Dün gece annem ve babamı görmüştüm rüyamda. Göz pınarlarımda biriken yaşlarla kalktığımda bugünün iyi geçmeyeceğinin sinyallerini kapmıştım.

Gölgeler vardı dün gece. Hava hem puslu hem de koyu gri tondaydı. Üzerimde bembeyaz bir elbise vardı ama kirli ve yırtıktı. Askıları omuzlarımdan sarkıyordu ve eteğinden toplayarak kaçmaya çalışıyordum. Neyden kaçtığımı bilmeden hem de.

Bir yolun sonuna varmıştım. Uçurumdu yolun sonu. İki silik yüz kaldı. Bedenler gözümün önündeydi. Saçlarım fazla yıpranmıştı ve uzun oldukları için beni zorlamışlardı. Annem ve babam olduğunu bildiğim bedenlerin yüzleri yavaş yavaş gözüktüğünde çığlık atarak onlara yaklaşmıştım ama tuttuğum elbisenin eteğine takıldığım için yüzüstü yere düşmüştüm ve çer çöpe sürtülen avuç içlerimden oluk oluk kanlar akmaya başlamıştı.

Dün gece gördüğüm şey bir rüya değil, kabustu.

Anne ve babamın olduğu bir kabus.

Biri sağ diğeri sol tarafta duruyordu. Yalvarmıştım onlara beni yanlarına alsınlar diye. Almadılar.

Almadılar ve gittiler.

Sızlayan burun ucumu içime doğru çektim. Ağlamamalı, kendime gelmeliydim. Bana benden başkası el uzatmayabilirdi. Her zaman birileri yanımda olmayacaktı. Soğuk duvarların altında kaldığım vakit yalnız kalacaktım.

İçim tir tir titriyordu. Benim kışım Aralık'ı beklememişti. Benim korkularımın mevsimi başlamıştı.

Düşüne düşüne sınıfa kadar gelmek derslerden verim alamayacağımın da en büyük kanıtıydı. Ne yapacağımı bilmemek beni yoruyordu.

Bu zamanda da Ayral kendini nüksettiriyordu.

Bulut'un sıramızda oturduğunu gördüğümde adımlarım yavaşladı. Ona bakmadım ama gözlerimi indirirken kafasını kaldırdığına şahit olmuştum. Geldiğimi görüyordu. Benimse şimdilik ona bakmaya ya da konuşmaya cesaretim yoktu.

YARALI ÇOCUKLAR KULÜBESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin