Dünyayı yerinden sallayan bir müzik grubu...
Kariyerlerinde başarılı olan grup aslında göründüğü gibi değildi. Sahneye çıkan beş arkadaşın büyük bir sırları vardı.
Sahne isimleriyle tanınan beş adam hakkındaki her şey dumanların ardında gizleniyord...
❝Göğün göğsünü delen gece de Kırık cam parçalarından yansıyan hislerim...❞
Multimedya:
#NEYSE : Ahd #NEYSE : KIRIK #Gaye Su Akyol:Bir yaralı kuştum.
Oy ve yorum yapmayı unutmayın Umarım beğenirsiniz. Bu bölüm Korhan için erken mi oldu bilemedim. Sanırım doğru bölüm buydu...
🖤 (Sınır 20 oy,20 yorum.)
Hoşunuza giden yerlere 🗝koyarsanız sevinirim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🖇
Terasa çıktığımda başımı gökyüzüne doğru hafif kaldırdım. Yıldızlar,semâda asılı kalmış gecenin umut tohumları gibi parıldıyordu. Gecelerin taze umudu...
Ellerimi terasın korkuluklarına koydum.
Hayalleri yıkık dökük zihinlerin, gökyüzü hep çöplük olurdu...
Benim ise yüreğim bir bataklıktan ibaret iken gökyüzünün varlığına ispat yeter miydi?
Yaşam dedikleri zırvalık kocaman bir şehir çöplüğünden farksız iken, umut etmek anlamsız değil miydi? Vardım, vardık.
Var oluşumuz muhakkak anlamlıydı.
Geçmiş, sıska sırtımda bir kamburdan ibâretti. Engebeli yapısının derinlerinde kemik yahut et yığını yerine irin, iltihấp ve zehirli sıvılar barındıran, benzi çürük görünümlü bir kamburdu.
Kaburgalarımda yük, omuzlarımda sancı, derimde sızı ve etimde zehire sebep ölümcül bir hastalıktan farksız korkunç ve iğrenç bir kambur; benim inatla geçmeyen geçmişimin mârâzlı rahminden sökülüp zihnimin koynunda emzirip büyüttüğü şımarık bir çocuktu.
Benim yetim ruhumun kamburu geçmiş; şımarık ve doyumsuzdu...
Adalet bu idi değil mi? Adalet dedikleri küf kokulu pas yuvası kırık çerçevenin tamamı, adaletsizlikle tıkabasa doluydu değil mi?
Adalet hiç var olmamış, yalnız dillere dolanan destansı bir safsataydı?
Adalet yoktu, var olmamıştı, olamazdı ve muhtemelen hiç var olmayacaktı..
"Les étoiles brillent, n'est-ce pas, madame,comme vous?*" Göz ucuyla yanıma gelen kişiye döndü ve irislerim öylece o'nun üzerinde durdu. Korhan Fransızca dili ile konuşmuştu ve ben yine anlamamıştım. Lâkin tonlamasında ilk kez hislerin kırıntıları uyukluyordu.
