20 Mayıs 2017
Babaannemin döküntüsünde konaklayacağımı öğrenmemin üzerinden kaç dakika geçmişti bilmiyorum ama gerçekten saçmalıktı. Halam 4 çocuğuyla birlikte beni kendi evinde taş çatlasa 1 hafta tutabilirdi.Onu da anlıyordum,kendince bana yardım etmeye çalışıyordu.Ama çok büyük olmasa da yuvarlama bir tabirle babaannemin mâlikanesinin bulunduğu konum, hiç iç açıcı değildi. O kasaba tarzı yer, gerçekten ama gerçekten garip insanlarla doluydu. Orada konaklama düşüncesini destekleyen tek şey mâlikanenin, kasabadan uzak bir alanda,kasabaya yürüme mesafesinde olmasıydı.Zaten kabul etmemin sebeplerinden biri de ücret konusunda zorluk çekmemdi. Zaten Seoul gibi bir şehirde okuyorsanız, ücret konusunda zorluk çekmemek mümkün değildi,hele de konaklayacak yer arıyorsanız.
...
"Hadi jeongguk,halanı üzüyorsun" dedi hafif kırılgan bir sesle. "Artık 19 yaşındayım hala,bu numaralar için fazla büyük değil miyim sence de?" Bahanelerle mâlikanede konaklama işini geciktirmeye çalışıyordum,fakat halam farketmişti sanırım. "Seni zaten Jimin bırakacak, merak etme rahat rahat konuşursunuz" mızmızlanmamın sebebi keşke bu olsaydı ama değildi. "Aslında o yüzden böyle davranmıyord-" lafımı bölen bebeksi ses ile arkamı döndüm. "Jeongguk,senden büyük olmam bavulunu benim taşıyacağım anlamına gelmiyor, benim iki katım kadarsın!"
Gözlerimi deviriken kalktım, kaçışım yoktu. Halama sarıldıktan sonra Jimin Hyungun arabasına doğru yürüdük.
Arabada sıkıntıyla nefes alırken Jimin Hyungun sesi geldi, "Benim minik bebeğim büyümüş de tek başına evde mi kalacakmış?,pardon mâlikanede*" dedi ve güldü. Orada konaklamak istemediğimi biliyordu ve üstüne bastıra bastıra dalga geçiyordu.Sinirle nefes verip kafamı cama çevirdim....
Daldığım uykudan Jimin Hyungun beni dürtmesiyle uyandım.
"Kalk artık, mâlikanene geldik" ağzımı araladım ve "Hyung üzgünüm ama benden büyüksün laflarından vazgeçip yüzüne bir tane patlatacağım, eğer mâlikane sohbetlerini bırakmazsan tabii" Jimin Hyung kaşlarını çattı ve beni zorla arabadan indirdi.Ben bu haline gülerken o da bana bakıp gülmüştü. "Eğer beni azarlamak moralini düzeltiyorsa,azarla" hafif gülme mırıltıları bıraktıktan sonra kasabaya inmeye başladık. Kasabanın çarşı kısmına geldiğimizde garip bakışlar bizi buldu. Sanki farklı dünyadanmışız gibi bizi süzüyorlardı.
Kasaba biraz lüks kalırdı yanlarında, köylü gibilerdi hepsi. Garip bakışlara bakışlarımla karşılık verirken bavulun tekerleklerinin sesi ortamı daha da geriyordu.
Mâlikaneye çok yaklaşmıştık ufak tefek insan vardı ve hala bakıyorlardı.Jimin Hyung telefonuyla uğraştığı için bu bakışları göremiyordu.
Olması gerektiği gibi Jimin Hyung, bahçede çiçeklere garip bir şekilde bakan, tuhaf giyimli; yan profili kusursuz adamı da görmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grandma's house
FanfictionJeongguk,garip insanların olduğu kasabaya taşındığı zaman;kasabanın en garip insanına kalbini açacağını nereden bilebilirdi ki?