Beni aydınlattın

120 12 5
                                    

🎶Suki Waterhouse-Good Looking

5 ay sonra 

Ani bir şekilde Busan'a gidişimin üzerinden 5 ay geçmişti. Kalbimi kıran yanı ise Taehyung ile yürüyüş yaptığım akşam,eve dönükten birkaç saat sonra yola çıkmamdı.

Şimdi ise arabayı kullanan Jimin hyungu izliyordum.Korkuyordum,Taehyung ile çok güzel bir akşamın sonrası onu bırakıp gitmenin üzüntüsü üstüme çok ağır geliyordu.Şimdi ise pat diye o kasabaya geri dönüyordum.

Korkmamın nedeni,Taehyung'un gerçekten mutlu olduğunu görmem,gözlerini gözlerime kenetleyip anlam çıkarmamı istercesine bakması ve teşekkür edip kendi evine doğru yürümesiydi.Bunları düşünürken kulağımda çalan Mitski  daha da role girmemi sağlıyordu. Düşüncelerin ağır gelmesi ile kapanan gözlerim,hızlıca uykuya dalmamı sağlamıştı.

...

Ani bir sarsılmayla gözlerimi açtığımda karşımda bana gülümseyen hyunga baktım.''Geldik uykucu tavşan.Sen arabadayken ben markete gittim,hala eksik şeyler var.Ben gidip gelirim.'' koltukta doğrulurken hyungun aceleci tavrı dikkatimi çekmişti.''Hyung bekle,ben de geliyorum.'' Yanaklarını şişirerek bana baktığında tek kaşımı kaldırdım.Hyung bir şeyler ima ettiğimi düşünerek sorgucu bir şekilde konuştu ''Tamam?'' gülerek yanına geldiğimde yavaşça markete doğru yürüdük.

''Marketteki şu adamı tanıyor musun,marketin sahibi olan?'' anlam veremeyerek baktığımda hala cevap bekliyordu.''Hayır,hiç görmedim bile.Neden sordun?'' Ben bunları söylerken o düşünüyordu.''O kadar tanıdık geliyor ki,babaannemin yanına misafliğe geldiğimde tanıştığım çocuklardan biri olmalı'' Hyung,yaklaşık 5 yaşından beri yaz tatillerinde vaktinin çoğunu büyükannemin yanında geçiriyormuş.Ben çok küçük olduğumdan,büyükannemi hiç göremedim maalesef.

Markete girmemizle Jimin hyunga iltifatlar yağdıran,ona tam anlamıyla yürüyen Hoseok'u görmemiz bir oldu.Kocaman gülümseyerek bizi karşıladı.Onlar konuşmaya daldıklarında,gözlerimi sıkıntıyla etrafta gezdirdim.

...

Medyadaki müziği şimdi açmanız gerek,isterseniz eğer...

Min Yoongi

Patronumun sesini duyduğumda kalbim hızlandı.Hala Jimin'in buraya gelmesinin şokunu atlatamamışken,o tekrardan markete gelmişti.

8'inci yaş günümde unuttum sırtımdaki yaraları,babam denen adamın hakaretlerini.Evet,daha kavrama yetilerim yeni yeni gelişirken böyle ağır yaralar ve sözlere rağmen beni aydınlattın,bana en büyük hediye olarak sen geldin Jimin;bunu bilmiyorsun.

Şimdi patronum ile flörtleşiyorsun.Ben sadece izlemekle yetiniyorum,beni gördüğünde tanımadın belki de.

İçimde savaş halindeyken farketmeden sıkılan elimi gevşetip konuşma seslerinin olduğu tarafa doğru yürümeye başladım.O'nun kıkırtıları kulağıma yavaşça dolarken kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.Kasanın yanına doğru geldiğimde Jimin bana arkası dönük şekilde konuşuyordu.Hızlıca gözlerimi kaçırıp kasaya adımladım.

''Min Yoongi!En iyi çalışanım,nerelerdesin böyle?'' patronuma başımı çevirdiğimde Jimin yavaşça arkasını dönerek bana baktı.Gözleri kocaman olmuş,ağzı aralanmıştı.Onun şaşırmasına karşılık ben de şaşırırken,beni hatırlama ihtimalini hiç düşünmeyip,'Acaba yüzümde bir şey mi var?' düşüncesine kapılmıştım.Gözlerimi kaçırıp hızlıca patronuma kısa bir gülüş verdikten sonra ceketimi giyip marketten çıkmıştım.

Çıkış saatine denk gelmesine şükürler duyarken Jimin'in yüzü aklımdan silinmiyordu.Jeongguk'un kuzeni olduğu için buraya sık sık uğrayacaktı sanırım.Güneş kızıllaşırken,gözlerimi kapatıp sıktım.Kesik kesik nefes alıyordum.Hayatım asla mutlu bir şekilde ilerlemezken,varlığı bile heyecanlanmama sebep oluyordu.





Grandma's houseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin