Selam asklarım<3
İlk olarak bir konuya değinmek istiyorum. Burada woojin'i kötü karakter olarak kullandım. Sevenlerinin varsa okumayabilirler.
Ayrıca bu beni ilk yazışım destek olursanız sevinirim. Arada hatalarım olabilir beni kırmadan düzeltirseniz çok sevinirim. Yeni olduğum için bazı mantık hataları da yapabilirim zamanla düzelicem. Medyadaki gölde olucaklar. Ormanın ortasında olduğunu düşünün.
Her neyse çok uzatmadan bölümümüze geçelim.
SEVİLİYOSUNUZ<3๑๑๑๑
Evet evet yine o sıkıcı ve sıradan sabahlardan birindeyiz. Fakat 1 yıl önce tam bugün hiç sıradan değildi. Hâlâ etkisindeyiz. Fakat yakalanmadan bu işin üstesinden gelebildik. Sizi sıktım mı? O zaman 1 yıl önce olan şeyin başladığı kısımda gidelim. Yada bitişine gidelim? Birazcık merak can çıkarmaz.
Ha bu olanlardan sonra benim nasıl etkilenmediğini merak edenleriniz olucaktır tabii. Etkilendim fakat biz 8 arkadaş birbirimizin psikoloğu olduk.
1 yıl önce...
Her şeyin sonu..."NE YAPICAZ ŞİMDİ?"
"SAKIN OLUN!"
"NASIL SAKİN OLABİLİRİM CHANGBİN"
"HYUNJİN!"
Hyunjin haykırışlarının bir önemi olmadığını idrak ettiğinde hızlıca sevgilisine adımladı. Onu sıkıca sardı. Ağlıyordu, jisung gibi...
Jisung'un kulağına eğildim. Zaten sıkıca bana sardığı kollarını daha sıkı sardı. Yaşları omzumu ıslatıyordu ve bu bende de ağlama isteği uyandırıyordu. Fakat aramızda sakin olanların olması gerekiyordu. En ince ve temiz ses tonumla kulağına fısıldadım.
"Jisungie~" Bunu söylemem daha çok ağlamasına sebep olmuştu.
"M-inho, ben artık o şekilde s-eslendiğin zamanlardaki gibi masum değilim"
Arada hıçkırıklarıyla kesiliyordu kelimeleri.
"Öylesin bebeğim, bu bizim suçumuz değildi"
"Ama işin içindeyiz, biz iğrenç birşey yaptık. Cezalandırılmamız gerek"
"KAPA ÇENENİ KÜÇÜK UCUBE! KİMSE CEZA ALAMAZ ANLADIN MI? EĞER İSTİYORSAN GİT VE BİZSİZ BİR ŞEKİLDE İTİRAF ET!"
Tüm kan beynime sıçradı ve olduğum yerden, Jisung'a destek olmam gerektiğini unutarak, kalktım. Hızla üzerine yürüdüm. Arkadaşlarım olayın şokundayken, o piçin yüzüne bir yumruk indirdim.
Hemen ayaklandılar fakat çok geçti. Woojin'in kan torbasından bir farkı kalmamıştı. Tüm sinirimi ve stresimi ondan atmıştım.
Diğerlerinin bağırışları umrumda değildi. Yüzümdeki gülümsemeyle eserime bakıyordum. Fakat kulağıma sevgilimin acıyla bana seslenmesi ilişti.
Olduğum yerde kaskatı kesildim. Hemen döndüm ve yanına gittim. Sarıldım sıkıca ve özür diledim. Belki defalarca özür dilerim. Her özür dileyişimden sonra saçlarına bir öpücük kondurdum. Benden uzaktı, ne kadar temas etsek bile benden korktuğu belliydi. Bu beni bitirirdi.
Ağlamaya başladım, artık aramızdaki tek güçlü kişi changbindi. Ona minnettarım, hâlâ. Mahvolmuştuk, bizi o toparladı. O da sevgilisine destek olmalıydı. Ama o hepimize destek olmayı seçti. 1 tane günâhkar 8 tane günâhkarın kurbanı.
Anladığınız gibi tüm herşeyi woojin yapmıştı. Changbin yanımıza geldi.
"Biliyorum korkuyorsunuz, bende korkuyorum ama yapmayın böyle. Güçlü durmamız gerekiyor. Minho, sen yapma bari"
"Dediği şeye dayanamadım"
"Haklısın ama şuanlık o ite dayanmak zorundayız. Yerini bilen tek kişi o"
"Biliyorum"
Bana elini uzattı ve kaldırdı. Sarıldık, birbirimizden destek almamız gerekiyordu. Tek umudumuz onu zararsız bir şekilde bulmaktı. Changbin'in kulağına gözlerim dolu bir şekilde fısıldadım.
"Benden korkuyor"
"Senden korkmuyor, herkesten korkuyor şuan. Zaman ver biraz, gözü önünde adama saldırdın minho. Bu olaydan sonra seni öyle görmek onun için hoş değildir"
Başımı salladım. Changbin herkesin toplanmasını söyledi. Herkes toplandı. O da geldi...
Öldürücü bakışlar atıyordum ona. O ise yüzünde iğrenç gülümsemesiyle, bir Jisung'a bir bana bakarak ima yapıyordu. Onu öldürmememde ki tek sebep onun yerini bilmesiydi.
"Kendinizi toparlayın, yola koyulmamız gerek. Ailelerinize kamp yapmaya gidiceğimizi söyleyin. Ben ve Chris gidip marketten bir şeyler alıcaz. Woojin..."
İsmini söylerken bile zorlandığı çok belliydi. Ona baktığı anda gözlerini çekti. Bu changbin'in ciğerleri çıkana kadar bağırmasından daha ağırdı. Woojin'in yüzü düştü. Aramızdan en çok Changbin'e değer verdiğini buradaki herkes biliyordu.
"Sende onu nereye götürdüğünü anlat, jeongin not alsın. Nereden ormana girdiğini nereye doğru gittiğini söyliyiceksin. Hatırlamıyorum diye birşey yok"
"Ta-"
"HER NEYSE!"
Sözünü kesmişti. Dayanamamış olabilirdi. Çocukluk arkadaşının bunları yaptığını kabul etmek onun içinde zordu. Fakat buradaki kimsenin changbin'i düşündüğünü sanmıyordum. Onu düşünüyorlardı...
"Yürü Chris. Ailelerinize derhal haber verin!"
Şuan ne dese herkes yapardı. Onların gidişini izledikten sonra anında telefonlar çıkarıldı ve ailelere mesajlar gitti. Herkes birbirinin yüzüne alık alık bakmaya başladı. O an anladım changbin'in neden beni sakin tutmaya çalıştığını. Şuan düşünen tek kişi bendim belki de.
"Tamam jeongin kağıt kalem çıkar"
Jeongin dediğimi ikiletmeden çıkarmak için çantasına gitti. Hyunjin woojine bakıyordu. Hâlâ inanamıyor olmalıydı. Seungmin Chris ve changbin'in gittiği yola bakıyordu. Çok yüksek ihtimal sevgilisini bekliyordu. Felix, o çok kötüydü. Ona sarılmayı çok isterdim ama etrafına duvar örmüş gibi görünüyordu.
Şuan kalp şeklinde ormanın ortasında olan bir gölün etrafına toplanmıştık. Bu gölü kimse bilmiyordu çünkü ormanın tam ortasındaydı. Biz ise yolumuzu kaçırdığımızda bulmuştuk burayı. Çok anımız vardı burada. Çok güzel bir göldü. Fakat şuan buradaki tüm anılarımızı unutturup bizi burdan uzaklaştırıcak olan o iğrenç anıyı yaşıyorduk.
Etrafı incelerken gözüme çarptı. Jisung... O bir ağacın altına oturmuş, kollarını bacaklarına dolamış ve başını kollarının arasına gömmüş bir şekilde ağlıyordu. Fakat hıçkırmıyordu. Sadece ağlıyordu, gözünden yaşlar düşse bile bedeni hiçbir tepki vermiyordu buna.
Jeongin yanıma kağıt ve kalemle geldi. Woojine baktım.
"Gel ve anlat orospu çocuğu"
๑๑๑๑๑
Of of of aklımda çok kötü senaryolar var.
Bu bölümü kısa tuttum çünkü diğer bölümde zaman değişikliği yapıcam.
Umarım hoşunuza gitmiştir asklarım. Hâlâ amatörüm bu yüzden kusuruma bakmayın.
GÖRÜŞÜRÜZ<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manipüle || Minsung
Fanfiction"CHANGBİN!" ๑๑๑๑๑๑๑๑ "ÖZÜR DİLERİM!" "KABUL ETMİYORUM!" ๑๑๑๑๑๑๑๑ "Onu bulamıyıcaz Chris..." "Umudunu yitirme belki hâlâ dayanıyor" "İmkânsız olduğunu biliyorsun" "İnanmak istiyorum seungmin" ๑๑๑๑๑๑๑ "İtiraf etsek?" ๑๑๑๑๑๑๑ Herşey sıkıcı bir okul g...