0.6

790 92 41
                                    

Okula gelmiştim ve girişite okula bakıyordum.

"Eyy okulum, sen mi büyüksün ben mi?" Arkamdan birisinin kafama vurmasıyla arkama dönmüştüm. Kafama vurmayı alışkanlık edinmişti bu salak arkadaşlarım.

"Sence kim büyük gibi duruyor gerizekalı?" Yalancı bi sinirle Changbin hyunga bağırdım.

"Hyung sen benim kafama vurmayı alışkanlık falan mı yaptın? Yeter, beynimde nöron kalmadı." Changbin hyung gülünce gerçekten sinirlenmiştim.

"Sende var mıydı onalardan," elini omzuma koyup sıktı. "Unutmuşum."  Gözlerimi sıkıp ona baktım ve önünde durduğum binanın girişine doğru ilerleyip hapishane mi okul mu belli olmayan binaya girdik.

Changbin hyung gördüğü her tanıdığa kişiye selam verip laflaşıyordu. Niye bu kadar tanıdığı vardı?

Birkaç kız yanımıza gelince nazikçe onlara hayır anlamlarında cevaplar verip göndermişti. Ya da ben gayim anlamında da olabilir, tam çözememiştim orayı.

Biz sınıfa girince yüksek sesle konuşup sınıfı ve arkadaşlarımı selamlamıştım.

"Günaydın haftanın 5 günü, günün 8 saati görmek zorunda olduğum sınıf arkadaşlarım!"

Seungmin'le Jeongin yanıma gelip ne yapıyorsun gerizekalı diyince sorularına cevap verme gereği duymadan sırama oturdum.

"Bugün ne sınavı var arkadaşlar?"

Seungmin avuç için kafasına vurdu ve yorum yapmamayı tercih etti. Dün de aynı soruyu cevaplayan kişi cevapladı.

"İngilizce var bugün hyung." Kafamı salladım.

"Oo, tamam. Kolay, yaparız." Changbin hyung yargılayıcı bakışlarını bana gönderirken Seungmin konuşmuştu.

"Umarım yaparsın Han Jisung." Seungmin'in sözü bittiği gibi hoca sınıfa girmişti.

Hoca bugün olan sınavımıza çalışmamıza izin vermişti. Kimi gerçekten ders çalışıyordu, kimi sohbet ediyor kimi de uyuyordu.

"Sanırım buna çalışmana gerek diye düşünüyorsun hyung." Kafamı konuşan Jeongin'e çevirmiştim.

"Yok. Sence var mı?" Jeongin hayretle bana bakmıştı. İngilizceye de çalışmazsın, değil mi?

"Hoca kelime soracakmış, biraz bak istersen." Kafamı onaylar şekilde salladım ve kelimelere sonra bakarım diyip uyudum.

Uyandığımda sınıflar okunuyordu. Jeongin'e döndüm ve göz göze geldik.

"Niye uyandırmadınız?"

"Hyung... Denedik ama bağırınca bıraktık." Dediği şeyle gözlerimi kocaman açmıştım.

"Ne dedin? Bağırdım mı?" Kafamı yüz üstü sıraya gömdüm.

"Evet. Bırakın beni, imdat diye bağırdın hyung." Kendime kızmıştım. Uykumun bu kadar değerli olması beni bazen rezil duruma düşürüyordu.

"Off, lanet olsun."

Söylenen ismimi ve sınıfı elime yazmış, çalan zille de sınıfa doğru yürüyordum.

Sınıfımı bulduktan sonra içeri girip sıramı saymış ve bulduğum sıraya oturmuştum. Zilin çalmasını beklerken kafamı sıraya koymuş bu sefer cam tarafına geldiğim için dışarıyı izlemeye başlamıştım.

Yanıma birisinin geldiğini hissedince kafamı çevirdim ve kim olduğuna baktım.

"Patates hırsızı..." Karşımda duran kişiyi görmem kendimi camdan atma fikri belirmişti beynimde.

"Yeni bir başlangıç yaptık sanıyordum, niye böyle diyorsun ki şimdi bana?" Dudağını yalancı bir üzüntüyle büzdüğünde iğrenerek bakmıştım.

"Öyle bir şey yok sınav ve patetes hırsızı. Git yanımdan." Yanıma oturunca sanki yer varmış gibi daha da kenara kaymıştım. Dirseğiyle beni dürttünce onu dövmek istemiştim.

"Hey, hadi ama! Biraz yumuşasan iyi anlaşabiliriz. Sınavınız ne?" Benimle sohbet etmeye çalıştığına hatta sorduğu sorulara cevap vermeme inanamıyordum.

"İngilizceymiş, büyük ihtimalle sizin de öyle." Kafasını dediğim şeyle onaylamıştı.

"Biliyor musun bari İngilizce? Belki bu sefer sen yardım edersin." Bunu söylerken göz kırpması kendinden daha fazla nefret etmemi sağlamıştı.

"Biliyorum ama yardım mardım bekleme."

"Bak yine üzdün beni, böyle olmuyor." Omzumu silkip önüme dönmüştüm.

Hoca da gelip sınav kağıtlarını önümüze koyunca kağıda bakıp bir şeyler yazmaya başlamıştım. Yanımda oturan sarı civcivin kağıdığına baktığımda sadece bir iki tane soru yaptığını görmüştüm. Hoca telefonuyla ilgilenmeye başlayınca bu sefer ben kağıdı önünden çekip kimsenin duyamayacağı bir şekilde konuştum.

"Eğer ağzını açıp bir kelime edersen seni bu camdan aşağı sarı pipinden sallandırırım." Dediğim şeyle gözlerini kocaman açıp kafasını 'tamam' der gibi salladı.

Sınavın bitmesine 5 dakika kala kağıtları normal haline getirdim ve bu sefer sıra bende diyerek gülümseyip göz kırptım ve zil çaldığı gibi sınıftan çıkmıştım. Arkadaşlarımı görmemle onların yanına koştum. Arkama baktığımda ise beni izleyen bir patates hırsızı görmüştüm.

- - -

bölüm sonu.

bölüm falan yazamıorm amk. taslakta 1 tane bölüm kaldı şu an sadece <\3 yazmayı denicem ve telafi olarak atmaya çalışıcam artık

140522

kelebek gibi sınav sistemi arı gibi sınav, hyunsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin