gizli nişanlım / chanbaek

19. DÜĞÜN

BAEKHYUN P.O.V.

Ben Byun Baekhyun, bugünden itibaren iyi günde, kötü günde, zenginde, fakirde, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar Park Chanyeol'ü yasal nikahlı eşim olarak kabul ediyorum.

Ben Park Chanyeol, bugünden itibaren, iyi günde, kötü günde, zenginde, fakirde, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırana kadar Byun Baekhyun'u yasal nikahlı eşim olarak kabul ediyorum.

İkimiz de yeminimizi iki saat önce söylemiştik. İki gün önce yüzüklerimizi takmış ve şimdi evlilik yeminimizi paylaşmıştık.

Park Chanyeol artık benim yasal olarak kocamdı. Chanyeol'ü gördüğüm günden beri istediğim buydu. Ama bu şekilde değil.

Bütün bu şeyler sahteydi. O günden sonra ona şartlarımdan bahsettim, Chanyeol yalnızken bana hiç dokunmadı. Ayrıca evlilik öpücüğümüz de olmadı.

------------

Şimdi partnerinizi öpebilirsiniz.

Rahip söylediğinde, yavaşça yüzüme dokunup dudaklarını benimkine yaklaştırırken, gözlerimi kapatıp bekledim. Dudaklarını bekledim. Ama asla benimkiyle çarpışmadılar. Sadece rol yapıyordu. Beni öpüyormuş gibi yapıyordu.

Ve beni aptal yerine koydu. Evlilik öpücüğümüzü yapmamız gerektiğini söyleyen oydu. Ve şimdi rol yapan kendisiydi.

-----------

Kızgındım. Bunu yediğim ve öpücüğü beklediğim için kendime kızgındım.

Ne kadar da aptaldım.

"Hey Baekhyun iyi misin?"

Sehun'un sesini duyduğumda gerçeğe döndüm.

Şu anda düğün partimizdeydim. Chanyeol müşterilerle çok önemli bir konuşma yaparken ben parti salonunun kanepe tarafında oturuyordum.

Aslında herkesi selamlamak için parti salonunda yürümekten bacaklarım ağrıyordu ve ayrıca karnım biraz ağrıyordu, nedenini bilmiyordum.

Herkesi selamladıktan sonra koltuğa oturmuştum.

"Evet. Bacaklarım biraz ağrıyor. Ama şu an iyiyim."

Bacaklarıma dokunarak cevap verdim.

"Onunla iyi olacağından emin misin?"

Chanyeol'e bakarak sordu.

"Daha önce seni incitti."

Dediğinde iç çektim.

"Biliyorum. Ama sanırım düzelecek. Artık o zayıf adam değilim zaten."

"Umarım öyle olur."

Dedi omzuma hafifçe vurarak.

"Bugün çok güzel görünüyorsun."

İltifatına kızardığımda gülümsedi.

"Yüzün kızardığında çok tatlı oluyorsun."

"Kes şunu Sehun."

Omzuna şakasına vurdum.

Sehun harika bir adamdı. Neden ona karşı bir şey hissetmiyorum bilmiyordum. O her şeye sahipti; para, şöhret, harika bir vücut, boy. Her kadın ona sahip olmaktan mutlu olurdu. Ama ona karşı arkadaşlıktan başka bir şey hissedemiyordum.

Beni her zaman iyi hissettiriyordu. Son iki gündür onun hakkında daha çok şey öğrenmiştim. Her zaman üzüntümü tatlı sözleriyle gideriyordu.