0.2

46 18 54
                                    

Minik bir not: Pinterestten fotoğrafın bağlantısını ekleyemedim. O yüzden buraya bırakıyorum. 

https://pin.it/2eihQMW 

İyi okumalarrr

Nasıl olabiliyordu da onu düşünmek,görmek isterken acı çekebiliyordunuz. Bugün kabus görmedim.Onu gördüm sadece.Onun gülüşünü gördüm.Sarıldığını hissettim.Yeşil gözlerinin toprağımda ki hissiyatını hatırladım.O gelene kadar ondan nefret ettiğimi düşünüyordum.Fakat öyle olmadı.Onu gördüm anda kalbim tekledi.Kan akışım hızlandı.Onu seviyordum hâlâ. Ben onun için hayatımdan vazgeçmişken o gitmişti şimdi ise onu istiyordum.Bu ne tür bir salaklıktı?

Siyah çöp poşetinin ağzını açtım.Küçük resim defterini açıp baktım.Küçükken çizdiğimiz resim vardı hemen altında da doğum günüme ait bir fotoğraf.İkimizin siyahlar içinde kaybolduğu fotoğraf.Eski biz.Bu resmi küçükken çizmiştik.Doğum günümde,Savaş ise son doğum günümde her çizdiğimiz resmin altına fotoğrafımızı yapıştırmıştı.Fotoğrafa uzun süre baktım.Kalbime sancılar saplanırken küçük resmimizi çıkartıp yatağıma geçtim siyah tükenmezle yazılan tarihe baktım.

2 Mart 2018

Fotoğrafın arkasına baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fotoğrafın arkasına baktım

Bu fotoğrafı çıkardığına göre sen bizim küçük kızımız olmalısın, bu fotoğraf annenin 18. yaş gününe ait o kadar güzel ki annen, o kadar güzel kalpli ki bakmaya doyamıyorum.Hep bir kızım olmasını istedim Sahram'a benzeyen bir kızım olsun istedim.Bunu okuduğuna göre de biz başarmışız kopmamıza izin vermemişiz,seni şimdiden çok seven annen ve baban

Savaş  

Bunu yeni gördüğüm için kendime o kadar çok kızdım ki o çocukları çok severdi. O'nun çok güzel bir kalbi vardı.Benim canımı acıtan da buydu zaten bu kadar beni severken nasıl hiçe sayabiliyordu? Rolünü nasıl bu kadar iyi kavrayabiliyordu?

Gözlerim dolarken diğer kağıt parçalarını çevirdim.Arkalarında hiç bir şey yoktu.İlk sayfasına yazmıştı.Kapının sesiyle irkildim.Gözlerimden akan sıvı yoğunlaşmaya başlamıştı.Leyla teyzemin beni çağırdığını duyunca gözlerimi silip aşağı indim.Leyla teyzem'in içeri geçmesini fırsat bilerek aralık olan kapıya yöneldim.Savaş olmasını diledim sadece onun bana gelmesini diledim.

''Ege? Kapıda kaldın girsene''

''Yok girmeyeyim şimdi, buralardan geçiyordum da sizin evi gördüm annemler annenleri sordu da''

''Henüz belli değil maalesef''

''Bide şu ilerde dondurmacı var.Kendime alacaktım da istersen biraz yürüyüş yaparız''

''Olur ben üzerimi değiştireyim sen de istersen içeride bekle''

Ege kafasını sallarken bende yukarı çıktım. Üstüme beyaz tshirtumu altına da eşofmanımı geçirdikten sonra saçlarımın önlerini düzeltip aşağı indim.Ege Leyla teyze ile konuşuyordu.Leyla teyzem Egeyi pek severdi.

''Ben hazırıım''

Ege bana bakıp gülümsedikten sonra Leyla teyzemin elini öpüp izin istedi.Sanki nereye gidiyoruz. Ayaklarıma beyaz sporlarımı da geçirdikten sonra Egeyi bekledim kapının önünde Leyla teyzemle fısır fısır konuşmaları bitmeyince bende bağırdım içeri doğru.

''O zaman ben dondurmayı alayım yürüyüşü de sonraya bırakalım.'' 

Ege koşarak geldiğinde Leyla teyzemle ben gülüyorduk bu haline.Ege buraya 3 yıl önce taşınmıştı.Bizde ailelerimiz iş yemeği yerken tanışmıştık.Çok temiz bir kalbi vardı.Yanında kötülüğü düşünemezdiniz.

O da bağcıklarını bağlayınca yürümeye başladık.O bana bakarken bende yürüdükçe taşları rastgele ayağımla başka yönlere atıyordum.

''Bazen her şeyi zamana bırakmak en iyisidir'' Egenin konuşmasıyla yüzümü ona çevirdim.

''Öyle yapıyorum zaten''

''Hayır yapmıyorsun''

''Anlayamadım''

''Hala görmüyorsun''

''Neyi görmüyorum Ege''

''Boşversene''

Onu görmemezlikten gelmiyordum fakat onunla bir geleceğim olamazdı o yakın arkadaştan öteye gidemezdi ki benim için.Dondurmacıya varana kadar sessizliğimiz sürdü.Dondurmacıya girdiğimizde Abinin bize soru yöneltmesiyle sessizliğimizi bozduk.

''Neli istersiniz''

''Vişneli istiyorum ben 3 top olsun'' Ege bende aynısından istiyorum demesiyle küçük masalara oturduk adam yenisi dolduruyorken Ege de lafa girdi.

''Yarın voleybolu ekip baskete mi girsek''

''Hımm çok cazip bir teklif''

Dondurmalarımızın hazır olmasıyla ayaklandık.Yolda küçük çaplı okulun dedikodusunu yaptıktan sonra Ege beni eve bıraktı.Eve girince Leyla teyzem hemen yanımda bitti.''Ne yaptınız'' ''Ne dedi'' Leyla teyzeme detay vermeden anlatıp yukarı çıktım.Leyla teyzem de çöpçatanlık yapıyordu güya.Masamdaki resim'e tekrar baktım.Çok da büyük değildi bu yüzden telefonumun arka kılıfına sıkıştırdım.Opak bir kılıf olduğundan kimse bizim resmimizi göremezdi.Duş alıp üstümü giyindikten sonra Dark'ın 6.bölümünü izleyip uyumuşum.

Sabah kalktığımda kendimi çok bitkin hissettiğimden okula gitmeme kararı aldım Leyla teyzem de sabah erkenden kalkıp kendine küçük bir valiz hazırlamıştı.Kardeşinin durumundan ötürü 1 hafta boyunca ona bakmak için tekrar konya'ya gidiyordu. Ne kadar ısrar etse de onu otobana bırakıp tekrar eve döndüm Melisaya da mesaj çektim.

Kendimi iyi hissetmiyorum bugün yerime imza atar mısın? -Siz

Yazdıktan 2 dakika sonra telefonumun titreşmesiyle masadaki telefona uzandım 

Melisaa arıyor...                                                                                                                                                                     Konuşmayı kısa kesip yatağıma geçtim.Arada burnum aktığı için banyodan küçük peçeteler getirdim.Kapının çalmasıyla zar zor ayağı kalkıp kapıya yöneldim.

Gözlerimi ovuştururken kapıyı açtım.Savaşı karşım da görünce hemen kapattım.Savaş kapının arkasında gülerken kapıyı tekrar açtım.

''Sen..sen nasıl hiçbir şey olmamış gibi buraya gelebilirsin?''

Yüzündeki ifade silikleşirken konuşmaya başladı.

''Şu an bunları konuşmamalıyız zamanı geldiğinde bana hak vereceksin''

''Öyle mi ben sana haber vermeden çekip gitseydim 2 yıl sonra da hiçbir şey olmamış gibi hayatına girseydim ne yapardın?''

''Seni dinlerdim''

''Ben de dinliyorum seni ama bak söylemiyorsun.Sen beni battığım çukurdan çıkarıp daha derinine batırdın Savaş''

'' Özür dilerim Sahra'' 

Gözlerimdeki yaşları artık tutamayarak konuşmaya başladım.Sesimin çatlak çıkmasından ne kadar korkarsam korkayım konuştum.

''Özür mü dilersin? Benim yaşadıklarımı bildiğin halde sana o kadar güveniyorken gittin Savaş şimdi de ben istemiyorum seni''

Son sözlerimi söylerken sesim o kadar kısık çıkmıştı ki onun duyup duymadığından emin olamadım.

''Seni istemediğim için mi gittiğimi sanıyorsun, çok yanılıyorsun bunları söylediğine pişman olmanı istemiyorum Sahra''

Gözlerim karardığında vucüdüma değen kolları hissettim.Ve kapının kapanış sesini


Kozadaki KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin