4 Ağustos 2022Saat:15.45
Çizikli sayısı:0
Sahnede ışıklar parıldıyor, salonu sıkış tıkış dolduran insanların sesleri etrafta süzülüyordu. Müziğin ritmine ayak uydurmuş ışıklar bir yanıp sönüyordu. Adımı haykıranlar, resmimi pankartlara bastıranlar.... Sahnede tutkuyla dans ederken tüm bunlar gözlerimde dönüyordu. Müzik beynimde dolanıyor, vücudumu adeta harekete geçiriyordu. Ben mükemmeldim, insanlar bana bayılıyordu.... BEN BİR EFSANEYDİM!
"SUMMER! NA NAA NA NAAA! JUST DASH! NA NA NAAA NAAĞĞĞ!"
-
"NİKİ!"
İçeriden gelen sesle irkildim. Kendimi dansa öyle bir kaptırmışım ki halıya takılan ayağım kayarak yere kapaklanmama sebep oldu.
Ben yerde sürünürken içeri giren Jay ellerini beline koymuş o gıcık bakışlarıyla beni süzüyordu. Doğrulmaya çalışarak ona baktım.
"Deminden beri susman için bağırıyorum, sayende sesim kısıldı."
Onun bu huysuz hallerine alışıktım. Hep böyleydi. Şikayetçi de değildim. Hatta bu hali bana çok çekici geliyordu.
Ayağa kalkarak kulaklıklarımı çıkardım. Bir yandan da üzerine düştüğüm bacağımı ovalıyordum.
"Neden? O muhteşem sesimi duymadan yemek yapamazsın diye düşünmüştüm ben."
Jay gözlerini devirerek sinirli bir nefes verdi. "Aynen, o muuuhteşem, kesinlikle kusursuz sesin olmadan hiçbirşey yapamam ben."
Başımı onaylarcasına sallayınca kollarını kavuşturarak kapıya yaslandı. Ben de hayali konserim sonrası nefes nefese kaldığım için dinlenmek üzere koltuğa attım kendimi.
"Bu akşan Heeseung'la dışarı çıkmayı planlıyoruz. Gelmek ister miydin?"
Ben daha cevap veremeden tekrar söze başladı.
"Ha eğer yine bir konserin varsa seni anlarım."
Terlemiş, önüme dökülen siyah saçlarımı geriye atarak gülümsedim. Jay'i sinir etmeyi çok seviyordum. Sinirlenince çok karizmatik görünüyordu.
"Doğru, hayranlarım konseri tekrarlamam için bana neredeyse yalvardılar ama neysee.. Sonuçta Heeseung büyüğüm. Teklifini geri çevirmek olmaz."
"Yalnız, teklifi ben yapıyorum."
"Ben de Heeseung için geliyorum."
Jay sonunda sıkılmış olacakki uflayıp içeri yöneldi. Bende kafamı geriye yaslayarak gözlerimi yumdum.
Küçüklüğümden beri dansa büyük bir ilgim vardı. Ailem ve arkadaşlarım bana çok yetenekli olduğumu, bu yeteneği kullanmam gerektiğini söylerlerdi. İlk 14 yaşlarımdayken birşeyler yapma isteği duymuştum içimde. O senelerde Hybe seçimlerine girip stajer olma hakkı kazanabilmiştim. Benimle altı kişi daha vardı. Ve onlar... Onlar şuan benim herşeyimdi. Yıllarca beraber çalıştığım, dertlerimi paylaştığım kardeşlerimdi.
Uykuyla uyanıklık arasında gidip gelirken telefonumun titremesiyle gözlerimin açılması bir oldu. Telefonumu elime aldığımda mesajı gönderenin menajerim olduğunu gördüm.
"25 Ağustos 2022 için planlanan Amerika konseri, aynı konum ve mekanla 7 Ağustos 2022 tarihine alınmıştır. Gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra Ni-ki, Jay, Heeseung ve Jake üyeleri ile 5 Ağustos 2022 saat 00.00'da uçakla Amerika'ya gidilecektir. Bu dört üye gerekli açıklamaları şirket ceosundan alabilirler."
Anlık bir şokla oturduğum yerden kalkarak içeri doğru yöneldim. Salona girdiğimde diğerleri de mesajı almış olmalı ki, herkes telefonuna bakar haldeydi.
"Cidden mi?"
"Nasıl olur be?"
Her ağızdan bir ses çıkıyordu. Herkes şaşkın gibiydi. Özellikle Jake'in suratı görülmeye değerdi. O suratın fotoğrafını çekmeyi düşünüyordum ki onunla dalga geçebileyim ama anlaşılan şu an sırası değildi.
"Neden bu kadar erken? Daha lanet olası bir prova bile yapmamıştık." Heeseung başını kaşıyarak ekrana odaklanmış bakıyordu.
"Hhaha, sorun yok benim gitmeme gerek yokmuş," Sunoo büyük bir keyifle ayaklarını Jay'e doğru uzatıp yatarken Jay onu itti.
"Her neyse, neden olduğu falan önemli değil. Sonuçta oraya gidilecek." Jake'in sözlerinden sonra uflayarak boş koltuklardan birine oturdum. Cidden mi ya? Hayali konser vermek bile daha iyi bir fikir gibi geliyordu şuan.
"Niki, hayranların senin için çıldıracakk! Aağğğ çok yakışıklısınn lütfen benimle evlenirmisin?"
Sunoo'ya delicil bir bakış fırlattım. Kendisi rahat olduğundan dalgasını da geçiyordu tabii. Aman ne hoş!
"O değil de biz dört kişi Amerika'da ne yapacağız? Diğerleri neden gelmiyor ki?" Aklımdan tam da bu geçiyordu, Jay tam üzerine basmıştı. Neden bizi ayırma gereği duymuşlardı?
"Boşşşveerrrin, iyi böylee..." Sunoo ellerini başının arkasına alıp koltukta uzanarak ağzını yaya yaya konuştuğunda o kadar sinir bozucuydu ki, o güzelim pembiş saçlar gel beni çek diyordu sanki.
Jay uflayarak odadan çıktıktan sonra etraf sessizleşti.
Amerika'ya gitmek hep hayalim olmuştu ama bu şekilde değil. Hem hazırlıksız oluşumuz hem de diğer üyeleri arkamızda bırakacak olmamız beni rahatsız ediyordu. Elimde olsa hiç gitmemeyi bile tercih ederdim. İçimden gelen bir ses "Gitme!" Diyordu ve ben onu susturmak zorundaydım. Gidecektim. Gidecektik.
------~------
2. BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESCAPE: !DANGER! //ENHYPEN\\
Science FictionBinada alarm sesi yankılandı. Herkes birbirine korkuyla bakıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Etraf karanlık, hafif serindi. O an kanımız dondu. Ürpertici sessizlik yükseldi bir an, içinde birşeyler gizliyormuşçasına. Yavaşça, usulca, sinsice y...