4 Ağustos 2022
Saat:21.30
Çizikli sayısı:0
Ilık, hafif rüzgarlı havada, sokak lambalarının aydınlattığı dar sokaklardan geçiyorduk. Etraf sessiz ve boştu. Duyabildiğimiz sesler birkaç kedinin miyavlayışı ve Jay'in rahatsız edici koca ayakkabısının yürürken çıkardığı seslerdi.
"Yoruldum," diye hayıflandım. Zira kaç saattir sadece bu ıssız sokaklarda amaçsızca yürüyorduk. Üstelik hiçbirimizin tek kelime ettiği yoktu.
"Ya sende baya dayanıksız çıktın," Heeseung ellerini bol gri eşofmanının cebine koymuş, yavaşça yürüyordu. Onun bu sözü üzerine yanımızdaki eski, soluk gri renkli bir binanın duvarına yaslanarak kollarımı kavuşturdum.
"Kaç saattir sessizce bu lanet sokaklarda yürüyoruz farkında mısın hyung?"
"Evet, farkındayım. İstemeseydin gelmezdin Riki,"
Üçümüz birlikte kaldırıma oturduğumuzda, hava iyice soğumuştu. Ve ben bariz bir şekilde üşüyordum. Jay o karizmatik kahkasını attıktan sonra üstündeki hırkayı üzerime fırlattı.
"Al şunu."
Gerçekten, çok romantikti. Cidden. Çok etkilenmiştim. Yüzüme çarpan hırkayı zoraki bir gülümsemeyle üstüme geçirdim. Jay ise hala bana bakıp gülüyordu. Eğer bu kadar yakışıklı olmasaydı ağzına bi tane yapıştırabilirdim.
"Eee," Heeseung başındaki beyaz şapkasını çıkararak siyah saçlarını düzeltirken canı sıkkınmış gibi duruyordu.
"Moralin mi bozuk hyung?"
Heeseung sorum karşısında iç çekmekle yetindi. Normalde kendisi grubumuzun en küfürbazı, şakacısı ve- bunu duysa ben ölürüm ama- eşeğiydi. Bizi teselli eder, neşemizi yerine getirirdi. Ama son zamanlarda davranışlarında çok büyük değişiklikler fark etmiştim. Ve bunu fark eden sadece ben olmamalıydım.
"Değil moralim bozuk falan, sallama."
Aman ne inandırıcı. Çok ikna oldum şuan.
Jay Heeseung'a döndüğünde yüzünde yaramaz bir sırıtış yakaladım.
"O kız, değil mi? Seni terk etti,"
Heeseung kaşlarını çatarak sinirli bir nefes verdi. Onun nefesiyle birkaç saçım uçuştu.
"Ne kızı be? Şu siktiğim çeneni kapalı tutar mısın?"
Jay ve Heeseung birbirlerine garip bakışlar atarken ortalarında ne olduğunu anlama çabaları veriyordum. Heeseung'un kız arkadaşı vardı ve bunu bana söylemek yerine Jay'e mi anlatmıştı? Birkere Jay sır tutmayı asla beceremezdi. Özellikle bana karşı...:)
"Neyse, artık bir önemi yok." Heeseung bozulmuş gibi ellerini bacaklarına dolayarak başını eğdi. Meraklanmıştım fakat üstüne gitmek istemiyordum. Bu konuda ciddi gibiydi. Her neyse... Ne de olsa önünde sonunda öğrenecektim.
"Amerika'ya gitmek hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Jay soruma karşın uzun bir "Aahh!" Çekti. Ah şu çocuk her şeyiyle havalı olmak zorunda mıydı? İster istemez gülümsedim.
"Düşünmek istemiyorum," diye yanıtladı Heeseung. Doğrusu içimizde o konser için en çok çalışan üye Heeseung'tu. En çok haksızlığın ona yapıldığını düşünüyordum. Bir anda planların değişmesi herşeyi altüst etmişti.
Jay'in hırkasına daha çok sarıldım, inatla soğumaya devam eden havaya karşı burnum kızarmaya başlamıştı. Yaz akşamları nedense buralarda hep soğuk ve rüzgarlı olurdu.
"Hâlâ üşüyorsan sarılabilirim?" Jay kollarını açıp sarılmayı bekliyormuş gibi bir bakış attı.
"Yok, geçti. Yine de sağol." Geçmemişti ki.
Heeseung beyaz şapkasını başına tekrar takıp ayaklanınca Jay ve ben de birbirimize tutunarak kalktık. Yarın akşam uzun bir yolculuğumuz vardı. Oraya gidip son bir kez sahnede prova yapacaktık falan.... Kısacası yorucu bir gün için dinlenmemiz gerekiyordu.
Orada neler olacağını kestiremiyordum ama ilk defa orada bulunacağım için biraz da endişeliydim. Neyseki yanımda Jay hyung vardı... O ve diğerleri olmadan asla biryere gidemezdim. Eh, onlar da böyle düşünüyorlardı sanırım. Biz birbirimizi tamamlıyorduk.
--------~---------
3.BÖLÜM SONU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESCAPE: !DANGER! //ENHYPEN\\
Science FictionBinada alarm sesi yankılandı. Herkes birbirine korkuyla bakıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Etraf karanlık, hafif serindi. O an kanımız dondu. Ürpertici sessizlik yükseldi bir an, içinde birşeyler gizliyormuşçasına. Yavaşça, usulca, sinsice y...