4|

33 5 57
                                    

5 Ağustos 2022

Saat: 00.12

Çizikli sayısı:0

(Heeseung'un ağzından)

Uçağa binmiş, Amerika'nın Los Angeles eyaletine doğru yola çıkmıştık. Uçak kalkalı daha 10 dakika olmuştu fakat daha şimdiden uyku bastırmaya başlamıştı. Yanımda Jake oturuyordu, uçak korkusu olduğundan elimi sıkıca tutmuştu. Ben ise yalnızca camdan iyice küçülen ev ve ışıkları izliyordum. Bizim ve menajerlerimizin dışında kimse yoktu yani etraf sessiz diyebilirdim, eğer arkada ne yaşadıklarını çözemediğim iki sinir bozucu insan olmasaydı.

Jake bana döndüğünde bembeyaz olmuş yüzüne gülmemek için kendimi zor tuttum. "Şunlara söyle, aşklarını başka yerde yaşasınlar." Sözleri üzerine iki koltuğun arasından kafamı arkaya doğru uzattım.

"Kesin sesinizi artık!"

Koltuğa yayılmış olan Jay ve ayaklarını Jay'in bacaklarına doğru uzatmış olan Niki- cidden bunları görmek için ne günah işlemiştim bilmiyorum-bana garip bakışlar attılar.

"Uçak kalkalı yarım saat bile olmadı, hemen uyumayı mı düşünüyorsunuz?"

"Evet!" Dedim sinirle ve önüme döndüm. Jake'in sıkıca tuttuğu elim beyazlaşmıştı.

"Jaeyun! Hadi ama, bu kadar korkacak ne var anlamıyorum cidden."

Dönmeye bile tenezzül etmedi. Çoktan gözlerini kapatmış kendini uyumak için zorluyordu. Bunun işe yaramayacağını düşünerek arkama yaslanıp gözlerimi tekrar dışarıya çevirdim. Arkadakiler seslerini yeniden yükseltseler de ne desem dinlemeyeceklerini biliyordum.

Gözlerimi yumdum ve uyumayı, uyandığımda çoktan oraya varmış olmayı diledim.

'''''

Umduğum gibi oldu. Yolcuğun yarısı uyuyarak diğer yarısı ise Jay ile Niki'yi uyararak ve Jake'i sakinleştirmeye çalışarak geçmişti. Sonuç olarak Amerika'ya ayak bastığımızda kuru ve oldukça sıcak bir havayla karşılaştık. Yaklaşık 12 saatlik bir yolculuktan sonra gelen yorgunlukla-Niki dışında-hepimiz otele gitmeye can atıyorduk. Bizi bekleyen özel arabaya giderken etrafta kayboluyor, gördüğü her yere gitmek için hepimizin kolundan çekiştiriyordu. Jay onu kolunun altına alıp sakinleştirene kadar bu böyle devam etti.

Canlı ışıklar, büyük ve gösterişli binalar arasından yürüyorduk. Birsürü her çeşitten insan geziyor, birbirlerinin fotoğraflarını çekiyordu. Etraf çok kalabalıktı ve bu benim nefret ettiğim şeylerden biriydi. Kapüşonumun altına daha da saklanarak Jay ve Niki'nin arkasından, Jake ile yan yana ilerledik.

Jay doğduğu memlekete gelmiş olmanın verdiği heyecanla etrafı izliyor ve anılarını anlatıyordu. Ben ve Jake dinliyormuş gibi yaparken Niki her cümlesine neşe dolu kahkahalarla karşılık veriyordu.

"Aslında Washington'da doğmuştum ama ailemle buraya geldiğimizi anımsıyorum. Aslında.. çok küçüktüm, o yüzden herşeyi ayrıntılı hatırlamıyorum ama bak! İşte şurası! O köşede ağlayarak altıma işediğimi asla unutmam."

Sonunda arabaya bindik ve kalabalık sokaklardan geçerek otele doğru yol aldık. Arabada uyumamak için kendimi zor tuttum. O kadar yorgundum ki.. Bir yerlere yığılabilirdim. Bu yüzden arabadan sarhoş gibi inerken Jake'den destek aldım ve beraber kocaman sarı ışıklarla aydınlatılan o kusursuz görünüme sahip binaya girdik.

Girişteki salon oldukça büyüktü, loş bir ışıkla aydınlatılan odaya büyük bir televizyon ve klasik bir koltuk takımı yerleştirilmişti. Kenarda, köşede rastgele kapılar vardı. Bu otel, diğer ülkelerden gelen ünlülerin de kaldığı ünlü bir mekandı. Her sene yazın haziran,temmuz, ağustos aylarında düzenlenen festival ve konserler için her ülkeden toplanan ünlüler buraya yerleşirdi. Bu sene için Kore'yi temsil eden şarkıcılar olarak bizde burada kalacaktık.

ESCAPE: !DANGER!  //ENHYPEN\\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin